 |
1950'den bu yana, siyasal partilere dayali parlamenter demokrasiye alismaya çalisiyoruz |
|
Seçilmislere karsi dogrudan ve dolayli bes kez müdahale oldu. Bunlarin arkasindan yapilan her seçimde de, daha sagci ve tutucu partiler iktidara geldi. En son 2007 Nisan e-muhtirasi olmasaydi o siralarda yapilan anketler, 2007 Kasim'inda yapilacak seçimde AKP'nin yüzde 47'nin çok altinda oy alacagini gösteriyordu. Daha önceleri oldugu gibi hakki yenmise(!) sahip çikan halkimiz Gül'ü köske dikmekle bir kez daha tepkisini göstermis oldu. Önyargisiz baktigimizda müdahalelerin hemen hepsinde de, sanki kurgulanmis gibi müdahale öncesi yasanan politik gerginligi görmek gerekir. Ve yine 27 Mayis 1960'tan baslayarak her defasinda da, gerginligin sorumlusu olarak CHP gösterilmis ve halk da buna inandirilmistir. 2002'den beri CHP Genel Baskani'nin sürdürdügü muhalefet üslûbu da, ne yazik ki partinin kapisina asilan bu yaftanin genis kamuoyunun önyargisi haline gelmesine neden olmus durumda. Düne kadar liderler arasi süren bu gerginlik politikasinin, sandikta CHP'ye zarar veriyor olmasinin hesabini parti içi bir sorun olarak, CHP'liler kendi içimizde sorgulamaya çalisiyorduk. Ancak, AKP'nin sinsi bir firsatçiligina hem de müstehzi bir eda ile; alet olacagimizi hiç beklemiyorduk. Üstelik simdiye dek hiç kimse CHP'ye karsi Genelkurmay Baskani'na arka çikmayi aklindan bile geçirememisti. "Genelkurmay Baskani'na güvenmeyecegiz. Güvensizlik üzerine bir toplum hayati olabilir mi? Bu tartismalari, artik bitirmemiz lazim." Bunlari söyleyen Basbakan Yardimcisi Cemil Çiçek, ne hakla CHP'nin ve Genelkurmay'in tartismasinda, hem de üst perdeden böyle nasihat etme hakkini kendinde buldu. Kurtulus Savasi'ndan beri laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet yasatmaya ant içmis olan CHP ve TSK, bir gün bile karsi karsiya gelmedi. "Getirildik" diyerek ve duygusal tavirlarla iki taraf da, nedenini baskalarinda arama çabasina kimseyi inandiramaz. Kara harekâti ile ilgili yapilan açiklamalardan sonra, kamuoyunda bazi kaygilar olustu. Özetle, "harekâtin yarida kesildigi" yönünde bir izlenim dogdugu söylenebilir. Kimine göre bu durumun asil nedeni, özellikle medyada ulusalci duygularin asiri ölçüde öne çikarilmis olmasidir. Ancak böyle durumlarda, gerçekçi olmasi gereken liderlerin, ülke yaralarini parti hesaplari ile çeliskili duruma getirmemek konusunda özen göstermesi, sorumluluklarinin geregidir. Bir devlet adaminin su sözünün ülkemizde hâlâ gerçek oldugunu, alinganlik etmeden görmek ve ders almak durumundayiz: "Iç politika çamasirlarinizi, dis politika legeninde yikamayin." |
|