Cevikce / Haber ayrıntısı
Umut Oran, Haluk Koç ve CHP... |
Umut Oran’in adini iki yil önce, ilk kez bir eski bakandan duymustum. CHP genel baskanligina aday adayi oldugu bir aydan beri yaptigi açiklamalardan da tanimaya çalisiyorum. |
|
Yakisikli, hirsli bir genç politikaci görünümü vermeye çalisiyor. Tam da parti delegelerinin aradigi biri gibi! Ankara’da gazetecilerle yaptigi yemekli bir toplantida, “Diyarbakir’a gitmeden Kürt sorunu çözülemez” demis. Okur okumaz aklima önce Mesut Yilmaz geldi. O da, “Avrupa Birliginin yolu Diyarbakir’dan geçer” demisti. Sonra yine aklima Cem Boyner geldi. Büyük ugrasi ile kurdugu partinin ilk toplantisini Diyarbakir’da yapmis ve Umut Oran’in sözleriyle yola koyulmustu. Samsun Milletvekili Haluk Koç, 2007 seçiminden sonra, önceki dönem yaptigi CHP grup baskan vekilligini birakinca Deniz Baykal’a karsi aday adayligini açiklamisti. Nerede ise yarim yili geçen bu sürede Haluk Koç, basta Diyarbakir 75 dolayinda il örgütünü dolasmis durumda. Söylendigine göre gittigi her yerde kurultay delegeleriyle dogrudan görüserek partinin ve ülkenin sorunlarini ayrintilari ile tartismaktaymis. Aldigim bilgilerden, Umut Oran’in çikisindan en çok Haluk Koç’un rahatsiz oldugu anlasiliyor. Elbette hakli. Çünkü Deniz Baykal’in yerini almak için önce kurultayda yeterli imzayi bulup karsisinda aday olabilmek gerekiyor. Partinin tüzügüne göre genel baskan adayligi için kurultay baskaninin huzurunda açilan önergeye en az, toplamin beste biri sayida yani yaklasik 260 delege imzasini bulmak kolay degil. Il kongrelerinden çikan sonuçlar Haluk Koç’un bile bunu saglamakta zorlandigini gösteriyor. Böyle oldugunu en iyi bilenlerin basinda da, Umut Oran’in arkasindaki, kisa süre öncesine kadar Genel Baskanin Yardimcisi olan milletvekili var. Öyleyse, bu duruma karsin Umut Oran’in iddiali çikisinin baska gerekçeleri olmalidir. Elbette ilk akla gelen, “nasil olsa bu kurultayda Deniz Baykal gitmeyecektir. Ancak sonrasi için genel baskanlik yarisinda var olmak için simdiden….” dir. CHP 1992’de yeniden açildiginda ve SHP ile birlesme sonrasi ve Deniz Baykal’in 1999’da ayrilisindan geri dönüsündeki kurultaylarda, parti bu senaryolari çok yasadi. Bu serüvenin içinde olmayan taze CHP’liler, partinin örgütsel yapisini ve gerçek CHP’liligin ne oldugunu bilmiyor olabilirler. Ancak ögrenmek için olsun çaba göstermek zorundadirlar. Özellikle 2007 seçim sonrasi, CHP’nin temel sorununun salt Genel Baskandan kaynaklandigini sananlar ciddi bir yanilgi içindeler. Öncelikle, CHP’nin yeniden güvenirlilik kazanmasi için “parti liderliginin”, seçimi, yetkileri ve sorumluluklari bakimindan kesinlikle degismesi gerekiyor. Bu açidan Baykal’in küresel ekonomik sorunlari ve dolaysi ile özellikle AB ile iliskilerini kavramakta geri kaldigini sananlarin, asil ülkenin politik yapisini, degisimin gücü olan partiyi ve üst düzey politik kadrosunu yeterince anlayamadiklari görülüyor. Böyle olmasa, destek almak için gazetecilerle yaptiklari bir söyleside,“ biz bu kurultayda kazanmak için degil, yerel seçim sonrasi hesap sormak için aday olduk”, diyecek kadar sorumsuz olmazlardi. Bunlari ögrenen bir önceki Genel Sekreterin su sözleri CHP’nin içinde bulundugu sorunun agirligini çok açik ortaya koyuyor; “kendi post kavgalarini partinin seçim yenilgisi üstünden yapmayi düsünüyorlar. Ancak bilmiyorlar ki, bu tutumlari ile o hale getirdiklerinde patiyi diriltmek degil onlarin, hepimizin gücünü çoktan asmis olacak”. |
Tarih: 21.04.2008 15:17:42 |
Okunma : 735 |
Kategori : Vatan Gazetesi |