Cevikce / Haber ayrıntısı

Basbakan kendisini zapt edebilecek mi?

AKP'nin kapatilmamis olmasi, partiler arasinda daha dogrusu üç genel baskanin arasinda sürgit hale gelen gerginligi hemen ortadan kaldirmaz.
 

Dolayisi ile politik istikrarsizligin kaynaklandigi asil gerçegi dogru görmek gerektigine inaniyorum.

Karardan iki gün önce Bahçeli, "AKP kapatilsa da sikinti, kapatilmasa da. Kapatilmadigi takdirde Recep Tayyip Erdogan'i zapt etmek mümkün olmaz. Kapatilsa, memleket iktidarsiz kalacak, meclis çalisamaz hale gelecek'' diyordu.

MHP Genel Baskani'nin bu sözleri ile kastinin, Basbakan'in kapatma davasina da konu olan ve türban yasasinda somutlasan laiklik karsiti politikasi oldugu çok açik. Çünkü ülkenin, Bahçeli'nin dedigi gibi iktidarsiz ve meclisin çalisamaz duruma gelmesine neden olacak asil konu bu idi. Anayasa Mahkemesi Baskani'nin açiklamasi da bunu belgelemis oldu.

2002'den beri Erdogan kendi tabanini idare etmek için türbanla ilgili çok sey söyledi ise de, hep kendi deyisi ile "toplumsal uzlasmayi" bulamadigi için somut bir adim atamamisti. Ispanya'da "velev ki türban siyasal simge olsa…" dedikten sonra MHP'nin oy hesabi ile önerdigi anayasa degisikligine kendini kaptirdi ve artik zapt edilemez oldu! Üstelik dillendirildigi gibi düstügü tuzak, partisini de ülkeyi de bunalima sürükledi. Bu nedenle Erdogan'in Bahçeli'ye verdigi yanittaki su sözlerini pismanligina yoranlar oldu "Elbette bizim de hatalarimiz oldu."

Bahçeli'nin adini hiç hak etmedigini devlet'i bilenler daha önceleri görmüstü. 1999 seçiminde hiçbir parti tek basina iktidar kuracak oyu alamadi. En çok oyu alan Ecevit, Bahçeli ve Mesut Yilmaz'la koalisyon kurdu. Bahçeli'nin meclis ve devlet yönetimi deneyimi iste o hükümetin Basbakan Yardimciligi ile basladi. Ancak, 2000 yilinda kriz patlayinca Ecevit durumu kurtarmak için ekonomiyi IMF ile birlikte çalisacak olan Kemal Dervis'e teslim etmek zorunda kaldi. Daha ne oldugunu anlamadan iktidar gücünün elinden gittigini gören Bahçeli, duygularinin ve çevresinin tepkilerine dayanamadi ve ülkeyi erken seçime zorladi. Halk henüz asilamayan ekonomik krizin sorumlusu olarak gördügü koalisyon partilerini 2002'deki erken seçimde tasfiye etti. Elbette bu ortamda seçimin tek sanslisi, 1999'da meclise giremedigi halde partinin basinda kalmakta israr eden Baykal degil, yeni politikaci sanilan eski Istanbul Büyüksehir Belediye Baskani Tayyip Erdogan oldu.

Bahçeli bütün bunlardan ders almamis olacak ki, 2007 erken seçimi sonrasi aldigi küçük oya karsin, anahtar durumuna dayanarak meclisin ilk isi olan cumhurbaskani seçiminin sonucunu belirlemeye kalkisti. Baykal'in, üç partinin birlikte bir aday üzerinde uzlasma önerisine soguk bakarak AKP'nin parti adayi olan Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çikmasinin önünü açti. Öylece, devletin basini da eline alan Erdogan, iste o zaman zapt olmazligini ilan etti. Son kez türban için Anayasa degisikligini önerirken de görüldü ki, Bahçeli hâlâ uyanmamisti.

Simdi yanindaki eski bürokrat milletvekilleri onu uyandirmis olmali. Çünkü AKP kapansa idi, yine hakki yenmisligini (magdurlugunu) kullanip yeni partisi ile daha çok oy almayi umdugu bir erken seçimin hesabini yapiyordu. O nedenle Basbakan, basta Bahçeli olmak üzere meclisteki partilere gözdagi vermek için "Bizim de hatalarimiz oldu, olabilir. Ama bunun hesap verme yeri yine halkin önüdür..." diyordu.

Bahçeli'nin bundan sonra ne yapacagini tahmin etmek için yasadigi yenilmislik halini görmek yeterlidir. Siyaset bilimcisi de olan ve 1973'ten beri hep politik yasamimizin önünde olmayi sürdüren CHP Genel Baskani Deniz Baykal'in ise, bu "ikili" ile karsi karsiya kaldigi zorlugu anlamak için artik benim kadar tanimak gerekmez. Özellikle Erdogan'in gerginlik politikasina kendini kaptirmasinin asil nedeninin, ne yapsa ne etse karsitlariyla bir türlü ayni dili konusamamasindan kaynaklandigini, herkesin gördügünü saniyorum.

Elbette AKP'nin kapatilmamasi demokrasimizin gelecegi açisindan iyi olmustur. Artik, genel baskanlar arasinda olgun bir uzlasma ortaminin yolu bulunmalidir. Ancak öncelikle Basbakan Erdogan'in da Anayasa Mahkemesi Baskani'nin dedigi yönde, karardan ders çikarmasi ve kendi kendini zapt etme becerisini göstermesi gerekir.

Tarih: 4.08.2008 21:01:15

Okunma : 715

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır