Cevikce / Haber ayrıntısı
9 Eylül 2008, CHP'nin kurulus yildönümü |
Yerel seçim yaklastikça basta büyük sehir belediyeleri olmak üzere hem adaylarin kim olacagi, hem de partilerin alacagi sonuçlarla ilgili haberler yogun ilgi çekiyor |
|
AKP'nin, CHP'nin elindeki Izmir'i, Çankaya'yi ve Diyarbakir'i almak için bütün gücünü kullanacagi gözüküyor. Tayyip Erdogan'larin bu günlere gelisi, milli görüs siyasetinin Erbakan Hoca'nin Milli Selamet Partisi'nin (MSP) 1974'de Ecevit'in CHP'si ile yaptigi koalisyondan aldigi güce dayanir. O hükümetin bir bakani oldugum o tarihten bu yana Erbakan'la baslayan milli görüs serüvenini en yakindan izleyenlerdenim. CHP'de ve Sosyal Demokrat Halkçi Parti'de (SHP) yaptirdigimiz arastirmalarda oldugu gibi, her seçim öncesi ve sonrasi politikacilarin, arastirmacilarin ve bilim çevresinin degerlendirme sonuçlarina göre, halkin oyunu büyük oranda ekonomik nedenlerle kullandigi görülmektedir. Dinî egilimlerle sandiga giden seçmen oraninin, yüzde 5'in altinda oldugu da biliniyor. Öyleyse 1990'larin ikinci yarisindan bu yana "ilimli Islam" çizgisindeki partiler, hangi nedenle oyunu sürekli artirmaktadir? Elbette bunda, küresellesen uluslararasi sermayenin bilinçli olarak uyguladigi politikanin etkisi yadsinamaz. Ancak, asil nedenleri içeride, kendimizde aramamiz gerekir. Özellikle son iki genel seçimde, halkin AKP karsisinda beklentisine yakin ve güçlü seçenek bulamamasi baslica neden olmustur. Bugünkü ana muhalefet CHP ve var olan eski partilerin bu parti karsisinda geriledigi bir gerçektir. Böyle oldugu içindir ki, birkaç yildir ayri siyasetlerden gelen politikacilarin ve örgütlerin çevresinde yeni olusum yaratma çabalari kamuoyunda tartisilmaktadir. DISK'in öncülügündeki platformun, Sisli Belediye Baskani'nin, Abdüllâtif Sener'in ve Mesut Yilmaz'in sürdürdükleri arayislar da bu boslugu doldurma amacina yöneliktir. Ancak, bütün bunlar ya da daha baska gelecek arayislari, artik yerel seçimler için ciddi bir seçenek olamazlar. O yüzden, 6 ay sonraki seçimde AKP karsisinda halkin oyunu var olan partilerden birisi üzerinde toplayacak adaylarla sandiga gitmeyi basarmak gerekir. Açikçasi, ilk yaklasim, önümüzdeki yerel seçimde halki, CHP ile AKP arasinda ikili bir yarisa yönlendirerek, oylarin Tayyip Erdogan'in isine yarayacak sekilde dagilimini önlemek olmalidir. Simdi, denebilir ki, "CHP'nin, basinda Deniz Baykal oldukça sürekli oy yitirdigini anketler belgeliyor, birakin Istanbul'u ve Ankara'yi kazanmayi, Izmir'i bile koruyamayacagi tartisiliyor." Bir süre öncesine degin benim de katildigim ve 2002'den bu yana süren bu yargilamanin, artik halkin indinde usanç verdigini görmemiz gerekir. Ayrica, her ülkede oldugu gibi bizde de genel seçimlerde halk, partiden önce genel baskana baktigi halde, belediye baskani seçiminde daha çok güçlü adayin partisine oy vermektedir. Geçmiste, Samsun'da Muzaffer Önder, Izmir'de Ahmet Pristina, Adana'da Aytaç Durak, Antalya'da Menderes Türel, Sisli'de Mustafa Sarigül ve hatta Istanbul'da Tayyip Erdogan örnekleri bunu belgelemektedir. Elbette güçlü aday da olsa, partisinin ilke ve amaçlari ile güvenirliligini koruyor olmasi önem tasir. Iste bu açidan CHP, parti olarak halkin büyük çogunlugu indinde hâlâ AKP'den çok daha fazla güven duyulan partidir. Özellikle yolsuzlugun ve partizanligin arttigi dönemlerde yapilan seçimlerde CHP hep birinci parti olmustur. 1961, 1973, 1977, 1999 genel ve 1989 belediye baskanligi seçimleri bu gerçegi belgelemektedir. Çünkü CHP, cumhuriyetle yasit olmasina karsin kurulustaki ilke ve hedeflerini koruyarak yasayabilen belki de dünyadaki tek partidir. Ikinci Dünya Savasi sonrasi demokrasiye geçisin öncüsüdür. Insan haklari ve sosyal devlet konularinda 1960'larda atilan yasal ve yapisal adimlarin basinda CHP vardir. CHP, her askeri müdahaleden sonra yeniden demokratik ortama dönüsüm çabalarinin arkasindaki en etkili siyasal güç olmustur. 1961, 1973, 1983 seçimlerinin bir an önce yapilmasi, CHP'nin askerler karsisinda gösterdigi direnç sayesindedir. CHP Genel Baskani, 9 Eylül kurulus yildönümü konusmasinin nerede ise tümünü Deniz Feneri yolsuzluk dosyasina ayirmak zorunda kaldi. Gerçekten yakin geçmisimizde hiçbir Basbakan bu duruma düsmemisti. Her gün ortaya çikan yeni belge ve isimler, simdiye dek benzer olaylar karsisinda özgüvenini korumasini beceren Tayyip Erdogan'i, telas içinde kendinden kusku duyar hale getirdi. Düne kadar hangi siyasetten olursa olsun belediye baskani kalmak ya da olmak isteyen birçok ünlü ismin, AKP'den aday olmak istedigi duyumlari geliyordu. Bellegimde yer etmis bilgilerim, bundan böyle artik AKP'den bir kaçisin baslayacagini gösteriyor. Ne var ki, partinin kurulus yildönümü dolaysi ile her yil oldugu gibi haftalar öncesinden baslayan bir tartisma da göz ardi edilemez. CHP'de genel baskanlik, bakanlik ve milletvekilligi dahil, en üst görevlerde bulunmus ama Genel Baskanla iliskileri yüzünden partiden ayrilmis ya da uzak kalmis bazi aydin ve yazar-çizerler CHP'yi yipratici biçimde elestirmektedirler. Hatta bazilari deneyip olmadigini, olmayacagini gördükleri halde, "CHP artik eskide kaldi, gelecege bakalim" diyerek, yeni olusum sevdalarini sürdürmektedir. Ben bu yaziyi özellikle onlarin okumasini diliyorum. Bu düsünce ve çabalarini en azindan 2009 mart ayinin sonuna kadar kendilerine saklamayi yeglesinler. CHP bugün de, en az Deniz Baykal kadar, onlarin ve partisine, onun ilke ve hedeflerine içtenlikle bagli milyonlarca sosyal demokratin umudunun ve sorumlulugunun tek partisidir. |
Tarih: 16.09.2008 13:22:25 |
Okunma : 718 |
Kategori : Vatan Gazetesi |