Cevikce / Haber ayrıntısı
CHP ve Deniz Feneri |
1950'de Demokrat Parti'ye devrettikten sonra Cumhuriyet Halk Partisi, bugüne kadar hiçbir seçimde tek basina iktidar olacak oyu alamamistir. |
|
Ismet Inönü, 1961'de Adalet Partisi ile kurdugu koalisyonun ve 1973'te de Bülent Ecevit, CHP-MSP (Necmettin Erbakan'in Milli Selamet Partisi ) ortak hükümetinin basbakani olabildiler. 1978'de CHP'nin kurdugu hükümet de, yolsuzluktan mahkûm olanlarin da içinde bulundugu baska partilerden ayrilan 11 milletvekilinin ortakligi ile güvenoyu alabilmisti. Dolayisiyla denebilir ki, bu kisa dönemlerde belki hükümette olmustur ama 58 yildir CHP, gerçek anlamda iktidarda olamamistir. Muhalefette oldugu bütün zamanlarda CHP'nin iktidara karsi baslica muhalefet konusu hep yolsuzluklar olmustur. 1960 öncesi Demokrat Parti dönemini bir yana birakirsak, Süleyman Demirel'den bu yana yolsuzlukla ilgili CHP'nin üzerine gittigi dosyalarin en önemlileri sunlardir * Hayali ihracat davasi diye bilinen ve vergi iadesi yolsuzlugu ile yargilanan Yahya Demirel dosyasi. Usulsüz Ziraat Bankasi kredisi ile Haci Ali Demirel'in TCDD'den aldigi 34 arsa dosyasi. * Turgut Özal'in genç prenslerinden Engin Civan'in, ESKA sirketinin sahibi Selim Edes'ten aldigi 5 milyon dolar yüzünden vurdurulmasi üzerine ortaya çikan rüsvet dosyalari. Yolsuzluklari açiga çiktiginda Isviçre'ye kaçan "Kemal Horzum" dosyasi. * Tansu Çiller'in mal varligi sorusturmalari. Bunlara gerekçe olan, kocasi Özer Çiller'in genel müdürlügünü yaptigi Istanbul Bankasi ile birlikte Odibank'in ve Hisarbank'in içini bosalttigi suçlamasi ile ilgili "Batik Bankalar" dosyasi. * Necmettin Erbakan döneminde parti adina Bosna'ya "yardim" için toplanan paralarin büyük bölümünün yüksek faiz karsiligi bankalara yatirilmasi dolayisi ile açilan "Mercümek yolsuzlugu" dosyasi. * Mesut Yilmaz'in yüce divana gitmesine neden olan, is adami Korkmaz Yigit'in televizyonlarda aglayarak açikladigi "Türkbank ihalesi" dosyasi. Bütün bu dosyalarin gerek TBMM'de gerekse kamuoyunda tartismasi haftalar, aylar sürmüstür. Bu tartismalarin en basinda yer aldigi için halkin gözünde CHP, bir sosyal demokrat parti olarak asil ilke ve hedefleri olan as ve is sorunlarini bir yana birakan bir parti durumunda kalmistir. Üstelik de, bu tartismalarla gidilen genel seçimlerde CHP, bu özverili ve hakli savasiminin karsiligini alamamistir. (Kalkinmakta olan ve demokrasiyi özümseme yolundaki ülkelerde oldugu gibi Türkiye'de de bu durumun sosyo-ekonomik ve siyasal nedenleri daha uzun süre tartisilacaktir.) Ancak hemen belgelemek gerekir ki, o dosyalarin gündemde sicakligini korudugu tarihte yapilan ve kentsel oyun agirlikli oldugu belediye baskanligi seçimlerinde ise, CHP hep birinci parti olmustur. Hemen akla gelen 1974, 1977, 1989 seçimleri gibi. Iste bu gerçeklerden baktigimizda, AKP döneminde ortaya çikan yolsuzluk olaylarinin en önemlisi "Deniz Feneri" dosyasidir. Günlerdir gündemden düsmeyen ve her gün yeni belge ve isimlerle büyüyen dosyanin, Tayyip Erdogan'i vücut kimyasini bozacak ve özgüvenini yitirecek kadar etkiledigi görülüyor. Çünkü belediye baskanligi seçimlerine giderken bu dosyanin ortaya çikmasi bütün planlarini altüst etmis oldu. AKP'nin oylari iki hafta içinde yüzde 50'lerden 30'lara düstü. Bu durumdaki bir partinin 6 ay gibi kisa süre sonra yapilacak seçimde artik ne yaparsa yapsin, Izmir ve Çankaya gibi belediyeleri CHP'nin elinden almasi söz konusu olamaz. Simdi egilim, basta Ankara olmak üzere demokratik duyarliligi gelismis baska kentleri de CHP'nin alabilecegi yöndedir. Yeter ki CHP, bir süre sonra sakiz haline gelecek bu konunun yaninda asil, halkin belediyelerden bekledigi hizmetlerle ilgili inandirici ve çözüm önerilerini de içeren güçlü bir muhalefet yapsin. Yeter ki CHP, halkin önüne kimligi ve kisiligi ile halka güven veren güçlü adaylarla çiksin. |
Tarih: 22.09.2008 09:56:40 |
Okunma : 658 |
Kategori : Vatan Gazetesi |