Cevikce / Haber ayrıntısı

Halkin sikintisi, magandalar degil ekonomik kriz

Haftalardir iki büyük partimizin önde gelenleriyle ilgili yolsuzluk dosyalari medyada uçusup duruyor. Sokaktaki insan kime, neye inanacagini sasirmis durumda. Oysa her seçim oldugu gibi, halk sandikta asina isine sahip çikacak parti ariyor.
 

Son yillarda, partilerin sandikta yaristigi çogu ülkede, bizim bu günlerimize benzer manzaralar yayginlasti. Artik kitlelerin indinde "politikaci, haksiz çikar saglamaya yatkin kisidir". Komünizm çöktükten ve kapitalizm dünyaya tek basina hâkim olduktan sonra "politikaci" artik, program, ilke, amaç ugrunda yarismaktan büyük ölçüde ayrildi. Küresellesme ile de, bu hastalik hemen bütün ülkelere yayildi. Bugün Türkiye'de sokaktaki sade yurttasin gözünde "az da olsa yemeyen, ucundan olsun yolsuzluga bulasmayan" tek politikaci bulamazsiniz. Dünyanin her yerinde yerlesmis bir kani var: "Asil olan, politikacinin ne oldugu degil, ne gözüktügüdür". Sosyal demokratlarin sürüklendigi bugünkü tablo, iste bu yaygin kanidan kaynaklaniyor. Bundan daha on yil öncesinde, soldaki partilerde bu tür fisiltilara bile rastlanmazdi. Kisa süre önce, görsel ve yazili basinda solun en büyük partisinin üst yöneticileri ve az da olsa bazi adaylarla ilgili ortaya atilanlarin binde biri bile, 1980'lerde akillardan geçmezdi. Yine de hâlâ halkin temizligine güvenmek istedigi partiler, sosyal demokratlardir. Iç yüzünü bilenler için, belki CHP'nin AKP ile ilgili ortaya çikanlara benzer bir yapisal sorunu yok. Ne var ki, sorumsuzluklarini piskin tavirlariyla geçistirmeye kalkisan birkaç partizanin, partiyi zor durumda biraktigi da gerçek.

Ekonomik krizin, halkin büyük kismini as ve is sorunundan baska sey düsünemez hale getirdigi bu ortamda, seçim yarisinin tek konusu soyut yolsuzluk konulari olmamaliydi. Iktidar partisinin, gündemin bu konuya sikistirilmis olmasindan kendi hesabina yarar bekledigi bir gerçek. Çünkü Türkiye'nin 1995 seçiminden bu yana özellikle Susurluk'la baslayan ve ekonomik sorunlari öteleyen tartismalari; günlük yasam savasimi içinde olan yiginlari sandiktan sogutur olmustur. Her seçimde, katilim oranindaki düsüs bunu göstermektedir.

Kiliçdaroglu'nun Istanbul adayligi, CHP'nin bu konudaki tepkilerden yararlanma sanisina dayaniyor. Oysa 1989'da Nurettin Sözen'in, anketlerin yüzde 70'lerde gösterdigi Bedrettin Dalan'a karsi elde ettigi basarinin arkasinda; özellikle dar gelirli çevre oylarinin payi etkili olmustu. Bu kez 29 Mart'a kisa süre kala tirmanan bu tartismanin sandiga nasil yansiyacagini hep birlikte görecegiz. Meydanlardaki son tavrina bakilirsa, Basbakan'in ekonomik sorunlarin sandiga yansiyacagi korkusunu atlattigi görülüyor. Onu anliyorum da, muhalefetin halkin asil derdi olan asini ve isini geriye atip Tayyip Erdogan'i "maganda" gibi, her gün yeni bir magazinsel sifatla gündemde tutmasina akil sir erdiremiyorum.

Tarih: 16.03.2009 15:24:47

Okunma : 663

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır