Cevikce / Haber ayrıntısı
Inalcik Hoca'nin son kitabi |
Halil Inalcik'in son çikan kitabini özellikle siyasetle ilgili herkesin okumasi gerekir. "Devlet-i Aliye"nin arka kapaginda sunlar yazili: "Inalcik Osmanli Klasik Dönemi'ni sadece siyasi tarih olarak ele almiyor |
|
Siyasi tarihin toplumsal-ekonomik altyapisini, yani nüfus hareketleri, göçler, kitlelerin temel ihtiyaçlari, tarim ve ticaretin bu ihtiyaçlari karsilama sekilleri ve sehirlesme konularinda da analizler yapiyor. Toplumsal sorunlari açiklamada geçmisten gelen geleneksel zihniyet ve kurumlar çerçevesinin tespitine girisiyor". Kitabi soluk almadan bitirdim diyebilirim. Ayni gün birlikte milletvekilligi yaptigim dostum Nurettin Karsu'nun bir gazetedeki yazisini okudum. Izniyle özetini size sunuyorum: "Alevi Türkmenler/Türkler Orta Asya'dan Anadolu'ya geldikleri günden beri, inançlari ile baslari hep dert de olmustur... Islam'in kati Seriat kurallari ile uyum saglayamayan, özgün inanislarini açikça yasama geçirmede, özellikle Osmanli yönetiminde, birçok yasaklar ve yaptirimlarla karsi karsiya kalmislar ve bu inançlarini gizleyemeyenler de bunun cezasini kelleleri ile ödemislerdir... Seriat'in kati kurallarinin Osmanli yönetimlerinde her zaman egemen olmasi ve Peygamberden sonraki kavgalar sonucu bölünmüs olan Islam'in sadece bir bölümünün inanç anlayisini temsil eden Diyanet, diger inançlara karsi her zaman kati olmus ve bunlari görmezden gelmistir." Bu savlarindan sonra Karsu, AKP'nin "Alevi Çalistayi"nin nedenini ve amacini söyle yorumlamis: "Iste AKP'nin Alevi Çalistayi'nin nedeni; sirasi gelmisken, tüm Atatürkçüler sindirilmisken, Laikligin canina okunmusken bu Alevileri, Islam'in Fethullah degirmenine göndermek ve amaca uygun Islam yapmak... Atatürk Ilkelerine bagli Aleviler (Türkmen/Türk) inançlarini özgürce yasamak ve geçmisteki çilelerini unutmak istiyorlar. Çalistay'lik hiçbir sorun yoktur. Sorun, onlarin inançlarini terk ettirmek, bin yildir basarilamayan Sünnilestirme çabasinin tekraridir." Geri Inalcik'a dönüp, kitabin en önemli satirlarini bir kez daha okudum: "Kanuni sonrasi II. Selim'in tahta çikmasiyla Istanbul'a beraberinde gelen, 'Ulema' devlet isine karismis böylece, Imparatorluk yönetiminin klasik kanun ve düzenleri bozulmaya baslamistir....Ulemanin örfi kanunlar ve yönetim alanina karisma girisimleri, yalniz örfi kanun konusu olan sorunlar, ondan sonra gittikçe daha çok istiftâ (fetva alma) konusu olmaya basladi... (Fatih ve Kanunî kanunnamelerinde bir tek fetvaya rastlanmaz). Bu 'seriatçilik' yönetimi, 'Sünni tutuculugu' güçlendirdi." 1974'deki birlikte oldugumuz CHP-MSP koalisyonundan beri Erbakan Hoca'nin, Milli Görüs siyasetini "kökü Vahabilige dayanan Islamî ilkelerdeki birliktelige ve dayanismaya" bagladigini iyi bilenlerdenim. AKP'nin inatla "laikligi yeniden tanimlayalim" anlayisini sürdürmesinin temelinde de bu kararlilik var. Daha önemlisi, AKP'nin yani R. T. Erdogan'in, uyguladigi "Sünni Islamî Politika"nin, Güneydogu (Kürt gerçegi) sorunu basta, sandikta oy artirma ve uluslararasi iliskilerde, çözümün parolasi olduguna, inaniyor olmasidir. Animsanirsa Basbakan Erdogan, Avrupa Insan Haklari Mahkemesi'nin Türbanla ilgili verdigi karara karsilik, "Bu konuda ancak 'Ulema'nin söz söyleme hakki vardir. Eger dinde bu konu ile ilgili emredici bir hüküm varsa buna saygi duymalisiniz" demisti. Bu sözleri, 21. yüzyilin basindaki Cumhuriyet Türkiye'sinin Basbakani'nin agzindan duymak, elbette Nurettin Karsu gibi çagdas demokrasi yolcusu herkese, Osmanli'nin gerileme evresindeki "istifta (fetva alma)" alma dönemini animsatiyor. Dilerim, R. T. Erdogan Inalcik Hoca'nin bu kitabini okuyabilsin. Çevresindeki okuryazar geçinenlerden birinin olsun Basbakan'a bu iyiligi yapmasini öneririm. |
Tarih: 11.08.2009 15:41:06 |
Okunma : 720 |
Kategori : Vatan Gazetesi |