Cevikce / Haber ayrıntısı

Gerisini halk düsünsün

2002'de Yüksek Seçim Kurulu veto ettigi için R. T. Erdogan meclise giremedi.
 

Bir süre sonra CHP Genel Baskani'nin destegi ile yapilan yasal degisiklikle Siirt ara seçiminde milletvekili oldu ve Abdullah Gül'den Basbakanligi devraldi. Aralarindaki uzlasma çok kisa sürdü, o gün bu gündür Erdogan'la Baykal, halk tabiri ile "kavga" etmeden bir hafta bile duramaz oldular. Sanki aralarinda "gerginlik" anlasmasi yapmis gibiler. 1950'den bu yana gerginlik politikasini uygulayanlari halk sonunda mutlaka cezalandirdi. Özellikle iktidarda olup da gerginligi tirmandiranlarin hakkinda tarih daha kötü seyler yazdi. Muhalifler için de bu saptama geçerlidir. Yani görülen o ki, birisini ya da birilerini engellemek için gerginligi tirmandirmanin faturasi, hep o yolu seçenlere çikmistir.

Çok geri gitmeden, ilk animsanacak olan 1983 seçiminde 12 Eylül'cü generallerin destekledigi parti MDP'nin Genel Baskani Turgut Sunalp'in izledigi sert tutumdur. T. Özal'in barisik ve daha çok halkin asina ve isine öncelik veren yaklasimina karsilik Sunalp'in saldirgan tavri, halki kendisinden sogutmaya yetti.

1987'de yasakli olan Ecevit, Demirel ve diger siyasi liderlerin affini öngören anayasa degisikligine karsi Cumhurbaskani Kenan Evren'in karalayici gerginlik propagandasi, halkin eskilere sahip çikmasina neden oldu. 1991 seçimlerinde Özal'in Cumhurbaskani olmasina karsin, tarafsizligini bir yana birakarak güç gösterisi yapmasi ve parti baskanlari ile gerginlik yaratmasi, ANAP'in üçüncü parti durumuna düsmesinin baslica nedeniydi.

Cumhurbaskani adayi oldugunda, o zamanki SHP'nin Genel Sekreteri Deniz Baykal'in, "Çikarsan, yakandan tutar indiririz" sözü Özal'a güç katmisti. Üçüncü turda yalnizca kendi partisinin oylari ile Cumhurbaskani seçilmis olmasina karsin uzlasmaci tavri yüzünden ölümüne kadar "halk destegini" arkasinda bularak görevini sürdürdü.
1999 seçimleri öncesi, o tarihe kadar görülmemis sertlikte ve uzun süren bir tartisma ortami yasandi. Baykal'in 1998'in ilkbaharinda baslattigi erken seçim tartismasini, Basbakan Mesut Yilmaz'in Ticaret Bankasi ihalesi ile ilgili suçlamalarina dayatarak tirmandirmasi, seçim ortamini adeta politik savasa dönüstürmüstü. Gerginlikten duydugu bikkinligin ve yilginligin faturasini halk, hakli oldugu halde yine Baykal'a çikardi. 1999 seçiminde CHP baraji geçemeyerek, ilk kez meclis disinda kaldi.

Basbakanlik koltuguna oturduktan sonra Erdogan önce parti tabaninda egemenligini pekistirmek için ana muhalefeti sindirmeyi yegledi. Sonra sanki ona destek verircesine Baykal'in bir türlü kaçinamadigi gerginlik politikasini aynen benimsedi. Kuskusuz siyasal görüsüne ve geçmisten gelen aliskanligina uygun oldugu için Basbakan bu kirici ve düzeysiz tartismayi kendi hesabina kullanmakta beceriliydi.
Simdilerde ikisi de, her konuyu kendi gerçeginden ve yolundan saptirarak, gerginlik nedeni haline getirmekten zevk alir durumdalar. Son bir aydir gündemi kilitleyen, kimine göre "kâgit parçasi", kimine göre "darbe plani" üzerinde sürdürdükleri suçlamalar sonunda mahkemede bitecek kadar siddetli. Ikisi de dokunulmazliklarina güvendikleri için Hint horozlari gibi birbirlerini kan revan içinde birakiyorlar. Oysa asinin isinin derdine düsen halk, artik onlara arkasini döneli çok oldu.

Basbakan'in, son elli yilin yasanan en derin ekonomik çöküntüsünü unutturmak için bu yolu seçtigi çok açik. Yakin geçmisten en çok ders almasi gereken CHP Genel Baskani'nin ona alet olmasini ise birakin halki, yakin çevresi bile görmez durumda. Ne var ki, hafta sonu geziye çiktigi kasaba belediyelerinde Baykal, çok rahat gözüküyor. Anlasilan, her seçimde oldugu gibi, gelecek seçimde de CHP'ye sahip çikmaktan baska seçenegi olmayan yüzde 20 dolayindaki laik, demokrat, cumhuriyetçi oylarin kosa kosa sandiga gideceginden çok emin. Gerisini halk düsünsün!

Tarih: 11.08.2009 15:43:49

Okunma : 682

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır