 |
Zahid Akman'in yerine gelen Davut Dursun'la ilgili gazetemizdeki haber suydu, "Hakkindaki iddialar nedeniyle sikintili günler geçiren Zahid Akman'in yerine RTÜK Baskanligi'na Prof. Davut Dursun seçildi. |
|
Kanal 7'den gelen Akman'in yerine seçilen Dursun Yeni Safak yazari." Kimse yanilmasin, bir kere Akman bir yere gitmedi. Belki bir basamak asagi indi. RTÜK'te etkili ve yetkili olmaya devam ediyor. Ikincisi, Baskan oldugunda Dursun, Akman'a tesekkür ve takdir plâketini verirken "sakin yanimdan ayrilma, milli görüs hedefimiz yolunda sana ihtiyacim var" dedi. Zaten Vatan yukaridaki haberi verirken su manseti atmisti: "Gitti Kanal 7'ci, geldi Yeni Safak'çi." Çok dogru. Bakin, RTÜK'ün yeni üyeleri atandiginda yaptigim ayrintili bir çalismaya dayali olarak Haziran'in 8'indeki yazimda neleri saptamistim. "Radyo Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) AKP kontenjanindan seçilen iki üye, Davut Dursun ve Hasan Tahsin Fendoglu oldu. Basbakan R. T. Erdogan'in geldiginden bu yana, tirmandirarak sürdürdügü milli görüsçü kadrolasma uygulamasindan asla ödün vermeyecegi açikça gözüküyor. Bu son atamalar da, bu konudaki kararligini bir kez daha belgeledi. Yeni getirdigi RTÜK üyelerinin kendi internet sayfalarindan çikardigim bilgiler, onlarin da siyasal görüslerinin AKP'nin ilke ve hedefleri ile tam bir uyum içinde oldugunu gösteriyor. Iste Davut Dursun'un savlari: 'Bu husus iki açidan önem arz etmektedir; biri bir toplumun asirlardir kullandigi yöntem ve kurumlari terk etmeye baslamasi, digeri ise mevcut sorunlari kendi toplumsal ve düsünsel birikimiyle degil baska toplumlarin pratiklerini taklit yoluyla çözmeye yönelmesidir. Bu bizim toplumsal tarihimizde son derece ciddi ve kalici bir kirilma olmustur. Kendi içinde iki belirgin çizgiye sahip olan bu süreçle birlikte bir yandan Batililasma/Modernlesme baslarken diger yandan toplumsal ve siyasal alanlarda dinden/kutsaldan ve kendi özgün degerler dünyasindan kopus da beraberinde ortaya çikmistir. Dinden ve kutsaldan kopus, cumhuriyetle birlikte gerçeklestirilen radikal degisiklikler ve otoriter uygulamalarla iyice hizlandirilmistir. Cumhuriyet yönetimine egemen olan kadro iktidar yoluyla toplumu dönüstürme/modernlestirme projesini uygulamaya koymus, bu çerçevede toplumu yeniden insa etmeye koyulmustur. Bu zihin yapisi dini ve geleneksel tüm degerleri mevcut toplumsal sorunlarin müsebbibi olarak görüyordu. Toplum, Batiya göre geri idi, onlarca sorunu vardi; bunun müsebbibi de din görülüyordu! Bu durumda yapilacak olan sey toplumsal geriligin ve problemlerin faturasini dine kesmek ve dini toplumsal alanlardan tard ve tasfiye etmek olmaliydi! Türkiye'de laiklik iste bu noktada devreye girmis ve toplumsal gerilikten sorumlu tutulan dinin toplumsal ve siyasal alanlardan tard ve tasfiye edilmesi ameliyesi laiklik seklinde sunulmustur. Bu sebeple Türkiye'de laiklik esas itibariyle bir dine müdahale hareketi olmustur'. TRT Genel Müdürü Ibrahim Sahin imam hatip kökenlidir. Animsanacagi gibi bir önceki Cumhurbaskani Ahmet Necdet Sezer, üç kez aday gösterildigi halde, Sahin'i Genel Müdürlüge getirmemisti. Kamu kurumlarinin basina önerdigi baska birçok milli görüs çizgisindeki ismi de, Sezer onaylamadigi için Basbakan vekâleten görevlendirmisti. Abdullah Gül Kösk'e çiktiginda ilk isi onlarin asaleten atamalarini imzalamak oldu. Bütün bunlar, R. T. Erdogan ve adamlarinin partiyi kurduklari günden beri yasadiklari korkudan kurtulmak için Anayasa'yi degistirmekte kararli olduklarini gösteriyor. Avrupa Birligi'nin istemleri, daha ileri demokratik açilimlar, insan haklari konusunda ilerleme ve benzeri gerekçeler elbette, Türkiye'nin çagdas uygarlik düzeyine ulasmasinin tartisilmaz gerekleridir. Ancak AKP'nin bunlardan önce asil amaci, RTÜK, TRT ve diger birçok önemli kamu kurumunda oldugu gibi Anayasa Mahkemesi'nin de yapisini degistirmek ve kendi siyasal amaçlarina uygun hale getirmektir. Son atamalar da bu israr ve inadin çok açik belgesidir". Kisa ara ile ikinci kez bunlari okumaktan sikildiysaniz, beni bagislayin lütfen. |
|