Cevikce / Haber ayrıntısı
Nasil oldugun degil, nasil gözüktügün önemli |
Baykal, Basbakan'in DTP'lilerle görüsmesini yorumlarken, "Görüsmenin muhatabi hiç kusku yok PKK'dir. PKK'nin çesitli biçimlerde yansimasidir" dedi. |
|
Ahmet Türk'ün tepkisi "Baykal demokratik reflekslerini kaybetmis" oldu. Degisik taraflardan gelen elestirileri, su dört isim özetliyor: Prof. Dr. Fuat Keyman, "CHP bu süreci desteklemelidir", Yazar Ümit Firat, "Baykal popülist politika yapiyor", Prof. Dogu Ergil, "CHP'nin bu tutumu Türkiye'nin en yakici, en tüketici sorununa bir alternatif getirmedigi gibi bir de baltalamaya çalismaktir" ve ANAP'li eski Maliye Bakani Ekrem Pakdemirli, "Görüsmem demek demokrasiye uymaz". Türkiye'de, daha hiç kimse "Kürt Sorunu" ya da "Güneydogu Sorunu"nu agzina bile alamazken, bu gün tartisilan "açilimlar"in hemen tamamini içeren parti raporunun altinda SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'in imzasi vardi. Hatta o zamanki Cumhurbaskani Turgut Özal agir suçlamalarla Baykal ve raporu hazirlayanlarla ilgili kovusturma yapmaya yeltenmisti. Bunca deneyimine karsin, simdi ne oldu da Baykal'a bu denli agir elestiriler yapilabiliyor; Ilk görülen basta PKK olmak üzere, ayrilikçi politika yapanlar ve ayrilikçi siyasal yaklasimi da demokrasi içinde görenler, gelismelerin zaman ve yer boyutunu bilerek ya da bilmeyerek göz ardi etmekteler. Ikincisi, Ahmet Türk disinda elestirenlerin hiçbirisi, gelismeleri Baykal kadar sorumlu konumda ve bütün sicakligi ile yasamadi. Aslinda söyledikleri, dogru anlamak isteyenler için çok açik. Baykal'in, ülke siyasal yasaminin en agir sorununun çözümü için içerikli ve tutarli daha önemlisi sonuç alici bir açilimin karsisinda olacak bir politikaci olmadigini bu isimlerin hepsi de Prof. Dr. Hasan Köni kadar bilirler. O ne diyor: "Baykal'in anlatmak istedigi sey dogru. Mao zamanindan kalma yapilarda iki sistem bulunur. Biri siyasal sistem içerisinde bulunan bir gruptur. Bu grup isteklerini siyaset yaparak kabul ettirmeye çalisir. Digeri ise kirsalda yer alan ve bu grupla baglantili olan bir yapidir. O grup da istekleri kabul olunmadiginda siddete basvurur ve bir bakima siddetle sorunlarini çözmeye çalisir. Baykal da buna göre açiklamasini yapti. DTP ve PKK bir bütünün ayri parçalari. Biri siyaset yapiyor, biri de istekleri kabul olmadiginda savasiyor". Ben bunlari Baykal'i savunmak için yazmiyorum. Uzun süredir bu ve benzeri elestirilere, Baykal'in dogrudan kendisinin sebep olduguna inananlardanim. Böyle önemli konuda bile çogunluk, söylediklerine degil, söyleyis biçimine ve takindigi tavra bakmaktan kendini alamaz oldu. Çünkü son 10 yildir CHP Genel Baskani'nin kamuoyuna yansiyan muhalefet yaklasimi, gerginlik ve olumsuzluk üzerine kurulmus gözüküyor. Daha dogrusu genis kesimlerde böyle algilanir oldu. Bu yüzden CHP, kendi dogal aydin tabanindan bile tepki aliyor. Oysa uzun yillardir halkin içinde olan bir genel baskanin, nüfusu yüz milyona dayanmis Türkiye gibi bir ülkede, "politikacinin nasil oldugu degil, nasil gözüktügü önemlidir" gerçegini bilmiyor olmasi düsünülemez. Üstelik Baykal yillardir, "benim görevim dogrulari yalinkat söylemektir" derken, ne acidir ki sandiktan hiç de öyle düsünmeyen çok sayida basbakan çikti. Tayyip Erdogan da buna güveniyor zaten. |
Tarih: 11.08.2009 15:48:39 |
Okunma : 643 |
Kategori : Vatan Gazetesi |