Cevikce / Haber ayrıntısı

TEKEL’IN SATISI

Tütün Platformu Baskani Alaattin Hacimüezzin, Tekel’e verilen 1.150 milyon dolarlik çok düsük fiyatin nedeni olarak, Hükümetin ne pahasina olursa olsun satmak isteyen yanlis politikasini gösteriyor. Öte yandan, IMF’de “piyasanin güçlü tepki vermedigi özellestirmelerde, kuruluslarin çok düsük fiyata satilmasina gerek yok” açiklamasini yapiyor. Bu tespitler dogrudur. Ancak, eger IMF bu düsüncesini bu yilin basinda açiklasa idi, belki Hükümetin 2003 özellestirme programi dörtte bir oraninda olsun, gerçeklesebilirdi.
 

22 Ocak’ta o zamanki Özellestirmeden sorumlu Bakan Abdüllatif Sener hedeflerini 4 milyar dolar olarak açiklamisti. Bende 24 Ocak tarihinde yazdigim yazida sunlari söylemistim.

“Bakan Sener’i ben de tanirim. Mecliste beraber görev yaptik, ayrica meslektasimdir. Bana göre AKP’nin iyilerinden birisidir. Maliye Bakanligi yapmasaydi, bu hatalari hükümetteki deneyimsizligine baglayabilirdim. Çünkü, üzülerek de olsa belirtmeliyim ki, ben bu programin gerçeklesmesini olanaksiz görüyorum”
“Birincisi 2003 yili daha baslarken özellikle bölgemizin ve genel olarak dünyanin, ABD yüzünden hizla sürüklendigi Ekonomik - Politik ortam, yabanci sermaye hareketlerini çok olumsuz etkiledi. Ikincisi, önceki programlarda bulunan ancak, degerini ve alacaklisini bulamayan kuruluslarin, 2003’te degerinde satilmasi daha da zorlasti. Örnegin; THY, Petrokimya tesisleri ve Demir Çelik gibi. Bunlar ne pahasina olursa olsun, elden çikarilsin denebilecek kuruluslar asla degildir.”


Görülüyor ki, Tekel’den bilerek o yazimda söz etmemisim. Çünkü düsündüm ki, gerçek degeri ile Tekel’i yerli sermaye çevrelerimizin alma gücü yoktur. O zaman belirttigim ve hala süren bölgemizdeki siyasal istikrarsizlik yüzünden yabanci sermayenin 3-4 milyar düzeyinde bir riske girmesi hiç olasi degildir.

Gerçekte ortaya çikan sonuçta böyle oldu. Özal’in zamaninda özellestirme baslarken de konuyu bilenler hep ayni seyleri yazdilar, söylediler. Bizim ülkemiz, disardan Ingiltere, Arjantin, Meksika ve hatta Dogu Avrupa ülkeleri gibi gözükmüyor. Yabanci sermaye için özellestirmeye girerken ilk, o ülkenin hangi ülke ve nerede oldugu önem tasiyor. Ve Türkiye özellikle Bati yabanci sermayesi için dünyanin en istikrarsiz ve riskli bölgesinde yer aliyor.

Hesaplarini buna göre yapmaya baslayinca yabancilarin hepside yanina bir Türk sermayesini almaya mecbur oluyor. Ikinci önemli konu, getirmek istedikleri tasarruf miktari çok küçük ölçeklerde kaliyor. Onlarin asil beklentisi öldü fiyatina kapatmak, risklerini nerede ise sifirlamak oldugudur. Tekel’in ortaya çikan ve bazilari için (onlarin sözcügü ile) Sukûtu- Hayâl olan sonuçlari, iste herkesin söyledigi bu gerçeklerdir.

Ben Ocak’taki yazimda sunu ta tahmin etmistim.“Herhalde 4 milyar dolar yerine, korkarim AKP Hükümeti de, özellestirmeden, önceki yillar da oldugu gibi, bu yilda onda biri kadar, 400 milyon dolar gelir saglarsa, sükredip sevinecek.”

Simdi bu yil bitti. Hükümet 2004 programini yaparken olsun, son 10 yildir yasanarak ögrenilen bu gerçekleri bu kez artik hesaplarinin basina yazsin istiyorum.

Tarih: 11.12.2003

Okunma : 970

Kategori : NTVMSNBC

yorum oku/yaz - Yazdır