Cevikce / Haber ayrıntısı
Arinç'tan önce R. T. Erdogan dizginlenmeli |
Bakan oldugundan bu yana her davulun önünde oynayan bir tek politikaci var, kim? Bunu yanitlayin ve sonra okumayi sürdürün. Son günlerde her konuda ve her yerde o kadar çok konusuyor ki, eski bir yazimi degistirerek yineliyorum.
|
|
Içgüdülerin kisilere zarari olabilir. Ancak, politikacinin söhret içgüdüsü yüzünden yasanan acilar, insanligin yüz karasidir. Söhret deyince, genellikle akla cinsellikle karisik yildizlar (artizler) gelir. Oysa bakin bilgin Bertrand Russell ne diyor: "Genellikle san söhret diyebilecegimiz seyle ilgili baska güdüler de vardir; güç tutkusu, kendini begenmislik ve rekabet. Bunlarin politikada çok önemli rol oynadigi su götürmez. Eger politikanin yasami çekilmez hale getirmesini istemiyorsak bu san söhret güdüleri dizginlenmeli." Bu yaklasim, hemen Hitler'i, Stalin'i, 1950'lerin ABD'li McCarthy'sini ve hatta Saddam'lari, Berlusconi'leri çagristiriyor. Tam benzemiyor ama, bana Enver Pasa'yi da animsatti. Elbette günümüzde, daha küçük boylarda Kamer Genç'i, Erkan Mumcu'yu ve de Bülent Arinç'i da sayabilirsiniz. Onlar gibiler artik, bizim gibi görmezligi genis toplumlarda çikarlarini sürdürebilirler. Bülent Arinç'in söhret tutkusunun kendisine, partisine ve ülkeye nelere sebep oldugunu herkes görüyor. Erbakan'in milletvekili yaptigi ilk yilinda, kendini göstermek için meclis kürsüsünde yaptigi milli görüsün kökten dinci çigirtkanliginin taniklarindanim. Bilgiç üslûbuyla kendini laik demokratlarin ve bazi duyarli kesimlerin boy hedefi yapmayi basarmisti. Erbakan Hoca yasaklandiginda Recai Kutan'in yerine genel baskan olabilseydi, bugün R. T. Erdogan'in AKP'si yoktu. Beceremeyince kapagi Tayyip Bey'in yanina atti. Son günlerde her gittigi yerde Genel Baskani ile ilgili aglama rolleri ile söhretine duygusallik katmayi da basardi. Bas örtüsünü degil, türbani Meclis Baskani oldugu ilk hafta Cumhurbaskani Sezer'le takisarak, içinden çikilmaz bir ayrisma konusu haline getirdi. Daha sonra "gelin su lâikligi yeniden tanimlayalim" önerisi, köprülerin atilmasina neden oldu. Bu çikislarindan rahatsiz olan Basbakan, "toplum tabani hazir degil" diyerek, bir süre uzaklastirmak için Meclis Baskanligina Köksal Toptan'i getirdi. Yine gündemden çikmamak için tepki çeken asiri çikislari sürdü. Basbakan Yardimcisi oldugu bu yeni dönemde hemen her sahnede yine o var. Simdilerde de, AKP'nin politik bunalimi tirmandiran açilimi için "Kürt açilimi riske deger" diyerek, mikrofonu elinden birakmiyor. Denecek ki, böyle önemli politik gelismeler, süreçler, birkaç kisinin siradan tutkulari ile açiklanamaz. Dogrudur elbette. Ancak, lütfen hem tarihi iyi okuyun hem de hangi ülkede oldugunuzu akil disi birakmayin. Yazimi bu sekli ile gönderirken Basbakan Erdogan mecliste parti grubunda konusuyordu. Geriye dönüp son bir aydaki söylem ve eylemlerini bir kez daha gözden geçirdim. Bertrand Russell'in uyarisi, B. Arinç'dan önce R. T. Erdogan'i çagristiriyor. AKP, Genel Baskani'ni dizginleyemezse bilsinler ki, halk geçmiste oldugu gibi onlara "yeter" demesini iyi bilir. |
Tarih: 15.12.2009 17:27:49 |
Okunma : 670 |
Kategori : Vatan Gazetesi |