Cevikce / Haber ayrıntısı

Sagduyunun gücüne inanmak

Insanoglu, tarihinin en agir "yabancilasma hastaligini" yasiyor. Bu simdiye dek yakalandigimiz türden degil.
 

Bizim bildigimiz "yabancilasma", bireyseldi, yereldi, kültüreldi. Simdi, birbirimize duygu ve düsüncelerimizle yabancilastik. Sorunumuz, artik sadece merkez-çevre ayrisimindan kaynaklanmiyor. Kendi takvimimizin deger yargilarinin tutsagi olduk. Çogumuz, kusagimizin bellettigi ezberimizi bir türlü bozamiyoruz.

Birakin ayak uydurmayi, artik degisimin hizini ekranlarda bile izleyemez durumdayiz. Üstelik bu degisim süreci de öyle onlarca yil filan degil, nerede ise birer yillara hatta aylara sikisti. Iletisimin girdabina hapsolduk. Yetisme bir yana, kendi kurgularimiz sanki isik hiziyla önümüzden uçup gidiyor. Kimimiz muhbir, kimimiz hain, kimimiz magdur, kimimiz suçlu, kimimiz de ucuz kahraman olduk. Sanki her birimiz kosullanma yasimiza bagliligin bedelini ödüyoruz.

Kimin kiminle hesaplastigi belli degil. Bizdeki son perdeye bir bakin. Unuttugumuz iç bagirislarimizi gözümüze sokuyorlar. Artik yillar öncesindeki hirslarimizi, nefretimizi ve hatta gizli sevdalarimizi, kendi sesimizden dinletiyorlar. Balyozu savuranlar da, basina düsenler de, zamana saplanip kaldiklarini, degisimi kavrayamadiklarini ne anliyor, ne de kavriyorlar. Kendi zaman diliminin ezberinden kurtulamayanlar, o denli yabancilasmis durumda ki, karsilikli kin ve nefret duygularinin esiri olmuslar. Parti baskanlarimiz, yargiçlarimiz, askerlerimiz, devletin ve is dünyasinin tepesindekiler, sivil toplum örgütlerinin sözcüleri, aydin ve kanaat önderi geçinenler, yazarlar, çizerler ve hatta bilim adamlari, kurgulanmis bir savasin "taraflari" oldular.

100 milyona giden nüfusumuzla Avrupa'nin hem en genç, hem de en büyügüyüz. Birakin daha eskisini, en kalabalik orta yas kusagimizin irk, din ve mezhep sömürücüleri, okumus bilgisizleri, söhret delileri, ülke gündemini isgal ettiler. Halk bu sirkin seyircisi olmaktan yorgun düstü. Bu ülke, Çankaya'nin, Basbakan'in, muhalefet liderlerinin, asker, sivil en yetkili koltuklarin, böylesi telasini daha önceleri hiç görmedi. En büyük güçleri elinde tutanlar, sanki yarin olacaklardan korkar durumdalar.
Bes yil, on yil önce olanlari degil, bir-iki yil öncesinde yasadiklarimizi dogru dürüst okuyamiyoruz, anlayamiyoruz ve de yorumlayamiyoruz. Tek yaptigimiz bilgisayarlarin bizi düsürdügü bataktan çikmak için elimizden tutanlari batagin içine çekmek. Oysa bilimsel ve teknolojik gelismeyi de sonuçta insan yaratti. O Insan, düstügü bu kurgubilim tutsakligindan kurtulmanin bir yolunu bulmalidir. Çünkü insanoglu, her seye karsin güçlenerek korumasini bildigi sagduyusunu eninde sonunda topluma hâkim kilmayi basarmistir.

Tarih: 24.03.2010 07:14:16

Okunma : 665

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır