 |
CHP Genel Baskani'nin su ara sikça yineledigi, "yönetimde degisim" söylemi, 23 Mayis'ta gerçeklesecek mi, yoksa her kurultayda oldugu gibi sözde mi kalacak görecegiz! |
|
Bir önceki kurultaya giderken de ayni umudu vermisti. Hatta bu konuda partide en deneyimli(!) birisi oldugum halde, ben de çok sey degisecegine inanmistim! Bu kez ise, degisim olurken gerçekten gitmesi gerekenlerin degil de, "kalmasi gerekenin" gidecegi korkusuna kapildim. Çünkü özellikle 2002'den bu yana, kimlerin iyi ya da kötü olduguna magazin medyasiyla, besleme basin karar verir oldu. Dolaysiyla, her partide sarlatan, sorumsuz sahte yüzlüler, ilkeli, sorumlu ve adam gibi adam olanlari saf disi etmenin yolunu kolayca buldular. Bu nedenle de kamuoyu ve sagduyulu halk kesimi, iyiyi-dogruyu, kötüden-yanlistan ayirmakta zorlanir oldu. Bunlari bir kaygimdan dolayi yaziyorum. Aldigim izlenim o ki, CHP'deki degisimin odaginda öncelikle yine Genel Sekreter Önder Sav var. Simdi ben, daha noktayi koymadan biliyorum ki, okurlarimin tamami "elbette" diyecekler. Kusura kalmasinlar ama gerçek, televizyon ekranlarindan, boyali basindan görüldügü gibi degil. Son kurultay öncesi ayni kaygiyi tasidigim için kisisel sayilsa da bildiklerimi yazmistim. Saniyorum benim gibi CHP'den baska davasi olmayanlarin çabasi sayesinde Önder Sav, o kurultayda parti meclisine en sondan girebildi. Bu kez daha da zorlanacagi korkusuyla bildiklerimi bir daha yineliyorum; Önder Sav'i, Ecevit hükümetinde birlikte bakan oldugumuz 1974'den beri taniyorum. 1973 seçimi CHP'nin 1950'den sonraki, ilk büyük basarisiydi. 23 yil sonra Demokrat Partinin devami olan Adalet Partisi karsisinda Ecevit, CHP'yi iktidar yapmisti. Ecevit'in "bu düzen degismelidir", "ne ezilen ne ezen, hakça ve insanca bir düzen" dedigi ve halkin daga tasa "Karaoglan, Halkçi Ecevit" yazdigi seçim, o seçimdi. Genel Baskan, seçimden üç gün sonra toplanan meclis grubunun ilk toplantisinda, Grup baskanvekilliklerini hemen seçtirmek istedi. 186 kisilik CHP Meclis grubunda herkes yeni oldugu için henüz birbirimizi tanimiyoruz bile. Tam seçime geçilecekken sag taraftan elini siraya vurarak birinin ayaga kalktigini gördüm. "Sayin genel baskan, bugün seçim yaparsaniz demokratik olmaz. Adaylari tanimamiz ve özgürce seçim yapabilmemiz için toplantiyi birkaç gün erteleyin" diye Ecevit'e karsi çikan o milletvekili, Önder Sav'di. Sav'in Genel Baskan'a karsi o ilk gün gösterdigi yürekli davranisina sonralari birçok baska olayda daha tanik oldum. Özellikle Türkiye Barolar Birligi Baskani oldugu dönemlerde, hukukun üstünlügü ve insan haklarini savunma konusunda sürdürdügü direnis büyük destek ve takdir toplamistir. Son dönemde AKP'nin laik demokratik cumhuriyete yönelik tirmandirdigi politikasina karsi CHP'nin verdigi hukuk savasinin basinda Önder Sav vardir. Parti seçime giderken, basta Anayasa degisikligi, bu iktidara karsi yapacagi hukuk mücadelesinde, Önder Sav kesinlikle olmalidir. Bugün partide Genel Baskan'a yeri geldiginde "hayir" diyebilen bir tek Önder Sav kaldi. Aslinda, su gerçegin altini çizmek gerekir. Seçimde sandiga yansiyacak "degisim" beklentisinin isaretinde, Önder Sav'dan önce, baska birçoklarinin oldugunu kimse yadsiyamaz. Genel Baskan'in önümüzdeki seçimde iktidar yapmak saviyla, partinin basinda kalmakta kararli oldugu çok açik. Dolayisiyla, salt kariyer pesinde kosanlarin ve koltuklarina geri gelmek isteyen bazi eskilerin bu kurultayda Önder Sav'i, degisimin boy hedefi yaptiklari görülüyor. Genel Baskan'a karsi çikamayan bazi ünlü yazar-çizer de, bu firsattan yaralanip öçlerini Genel Sekreter'den almak istiyor. Elbette bu kez "degisim", sözde kalmamali. Parti Meclisi'nde, yetersiz ve yeteneksiz olan epeyi isim var. Onlarin yerine, Kemal Kiliçdaroglu gibi, söyleminde iddiali gözükenlerin listeye alinmasi gerekir. Kisa süre önce, bir büyük gazetenin yöneticileriyle yaptigi söyleside Genel Baskan, "degisim olacak ama partinin 1994'ten bugünkü düzeye gelisinde emegi geçenlerin hakkini gözetmek gerekir" demisti. Benim bilebildigim kadariyla parti üst yönetiminde, bu söze uyan Önder Sav'dan baska biri daha yok. Tanidigim Deniz Baykal'in, bu sözünden ödün vermeyecegine yürekten inanmak ve güvenmek istiyorum. |
|