Cevikce / Haber ayrıntısı
18. olaganüstü kurultay |
Ben bu kurultayi gereksiz buldugumu yazmistim. |
|
Gerekçemi de söyle açiklamistim: “Kiliçdaroglu’nu halk bagrina basti. Bu umudun arkasinda Erdogan’in çözemedigi as ve is sorununa, ‘kendilerinden biri’ olduguna inandiklari Kiliçdaroglu’nun çare olacagi inanci yatiyor. O nedenle geçmiste oldugu gibi bu kurultayin sonuçlari da halkin umurunda olmayacak. Ayrica, geçmis dogru okunursa, olaganüstü kurultaylarin bekleneni vermedigi, tersine aykiriligin ve gerginligin tabana yayildigini yasayanlar iyi bilir.” Bu yaziya baslarken henüz kurultay sonuçlanmamisti. Ne rastlanti, bu gün açiklanan bir anket, CHP’nin oyunun yüzde 30’un üstüne çiktigini gösteriyor. Yani belirttigim gibi halk parti meclisi ile filan ilgili degil, yaninda kimlerin olduguna, kimin gidip kimin kaldigina bakmiyor. Gözünü Genel Baskan Kiliçdaroglu’na dikmis durumda. 12 Eylül Darbesinden yillar sonra ilk kez bu seçimde, ezilen, yoksullasan ve adalet arayan halk, umutlarinin bosa çikmamasi için Kilçdaroglu’na bel baglamis durumda. Bu kurultaya giderken verilen mesaj, sanki eski genel baskana ve genel sekretere bagli olan eski parti meclisi üyelerinin Genel Baskana köstek oldugu ve o nedenle parti meclisinin degismesi gerektigi yönünde oldu. Hatta özellikle medya, Genel Baskan Kiliçdaroglu’nu “blok liste yap, takimini kur” diyerek bastirdi. Kurultay bitti. Simdi artik CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu’nun isi bence çok daha zorlasti. Özellikle Önder Sav zincirinden kurtuldugu(!) ve Merkez Yönetim Kurulunu (MYK) “baskanin takimi” haline getirdigi için artik sorumluluk tümüyle sirtindadir. Kemal Kiliçdaroglu’nun Tayyip Erdogan karsisindaki basari sansinin, Erdal Inönü’nün, Murat Karayalçin’in ve Deniz Baykal’in yolun basindaki durumundan çok yüksek oldugu bir gerçek. Bu gün görülen yüzde 30’larin anlamli oranda üzerine çikacagina ben inaniyorum. “Ancak” deyip, kendimce önemli gördügüm bir konunun altini çizmek istiyorum. 1992’de CHP açildi. 1994’te Tayyip Erdogan’in Erbakan Hocanin Istanbul adayi oldugu yerel seçime CHP, SHP ve DSP ayri ayri girdiler. Her yerde ama örnegin Istanbul’da toplam yüzde 45 dolayinda oy alindigi halde soldaki oylar üçe bölündügü için R.T.Erdogan yüzde 23 oyla Anakent Belediye baskani oldu ve bu günlere geldi. O tablo karsisinda 1995 seçiminden önce Hikmet Çetin’in Genel Baskanliginda CHP ile SHP, CHP’de birlesmeyi basardilar. Baslangiçta üst yönetimde ortak gibi gözükse de Baykal’in partinin basina dönmesiyle 1995 seçiminde, hemen tamami merkez yoklamasiyla belirlenen milletvekili listesinde SHP’li kadrolar tasfiye edildi. 1999 seçim öncesine gelindiginde artik örgütler düzeyinde de SHP’li kalmamisti denilebilir. O seçimde CHP’nin meclis disinda kalmasinin nedenlerinden biri bu olmustur. Dünkü 18 Aralik Kurultayinda blok listenin omurgasi SHP kökenlilerden olustu. 15 yil sonra Parti Meclisi düzeyinde bu kez de sanki CHP’liler tasfiye olmus gibi gözüküyor. Bence, bu tablonun gelecek seçim sonucuna olumsuz bir etkisi olmaz. Çünkü seçimde sandiklarda partiyi tasiyacak olan örgüt, Genel Baskana güvenmektedir ve baglidir. Ne var ki, 1995’te oldugu gibi 12 Haziran 2011 seçiminde de yaygin bir merkez yoklamasi yapilarak milletvekili adayliginda bu kez de CHP kökenliler tasfiye edilirse, örgütlerde tahminlerin çok ötesinde bir kirilma olabilir. Iste bu nedenle Genel Baskan Kiliçdaroglu, 18. Olaganüstü Kurultayda verdigi “milletvekili adaylarini halk seçecek” sözünü kesinlikle tutmali ve kontenjan hakki disinda her yerde ön seçim yapmalidir. |
Tarih: 20.12.2010 11:33:10 |
Okunma : 653 |
Kategori : Vatan Gazetesi |