 |
CHP ile ilgili son yazimda, “Kiliçdaroglu’nun ilk seçimi olacak 12 Haziran’da, büyük olasilikla yüzde 30-35 araliginda oy alabilecegini görülüyor. Bu sonuç, bir sonraki seçimde CHP’ye iktidarin kapisini açacaktir” demistim. |
|
________________________________________ Geçen hafta sonu, Genel Baskan hedefi yüksek tutmak için yüzde 40 derken özellikle örgütün çalisma gücünü ve hirsini artirmak istiyor olmalidir. Ancak, ben beklentimi bazi kosullara baglamistim. En çok önemsedigim de, yeni yönetimin yillardir merkez yoklamasiyla atanan milletvekili adaylarinin bu seçimde ön seçimle belirlenmesidir. Parti yönetimi aldigi kararla, 12 Haziran’da aday olmak isteyen il, ilçe baskanlari ve görevleri tanimlanan örgüt yöneticilerini 10 Ocak’ta istifa ettirdi. Büyük iller basta çok sayida partili aday olmak için görevlerini biraktilar. Bunlarin büyük çogunlugu ayrilirken, ön seçim yapilacagina dair Genel Baskan'in Bursa’da verdigi söze güvenerek karar verdi. Birkaç gün önce, en yetkili(!) Genel Baskan Yardimcisi, partinin mecliste temsil edilmeyen 35 ilde milletvekili adaylarini en kisa sürede belirleyip seçim kampanyasini baslatacaklarini açikladi. Açiklamadan, bu illerde ön seçim yapmayacaklari anlasiliyor. Gerçekten de çogu Dogu ve Güneydoguda olan bu illerde üye sayisi ve örgüt yapisinin, önseçim yapmayi zorlastirdigini biliyoruz. Bu açiklama tersten okundugunda da, Genel Baskan'in Bursa sözünün yerine getirilecegi yani kalan 46 ilde ön seçim yapilacagi anlasilir. Son iki seçimde, hemen bütün illerde milletvekili adaylarinin merkez yoklamasiyla belirlendigi ve ancak ortalama yüzde 19 dolayinda sonuç alindigi göz önüne alinirsa, “ön seçim sözünün” degeri ve önemi çok daha iyi anlasilir. 1973’ten bu yana çok seçim yasamis birisi olarak, adaylarin ön seçimle belirlendigi seçimlerde partinin basarili oldugunu animsatmak isterim. Örnegin bütün illerde ön seçim yapilan 1977’de CHP yüzde 42 oy aldi (2007’de 20,8), o seçimde milletvekili seçildigim kendi ilim Amasya’da da partime yüzde 58 oy çikti (2007’de 24). Kayitli üyelerle her yerde ön seçim yapilan ve ortalama yüzde 25 düzeyinde göreceli bir basari sayilacak en son seçim 1987 oldu. O yildan sonra, bugüne kadar her seçimde merkez yoklamasi yapildi ve yüzde 20’nin üstüne çikilamadi. Eskide, baska nedenler olsa da bu seçime yillar sonra simdi, halkin “kendinden biri” diye sahiplendigi yeni bir Genel Baskanla gidiliyor olmasi, önseçimin üstüne ayrica arti bir destek getirecektir. Baskan Kiliçdaroglu’nun yakin çevresi (kimine göre Parti Meclisinin çogunlugu) ve meclis grubunda Genel Baskan'a yakin olan milletvekilleri dogal olarak aday olmak isteyecektir. Ancak, eski Genel Baskan ve Genel Sekreterin döneminden gelen delegelerle yapilacak bir ön seçimden, seçilebilir siralarda yer almaktan çekinebilirler. Son 10 yildir, mahalleden kurultaya kadar delegelerin parti içi hesaplara göre belirlendigi gerçegini kimse yadsiyamaz. Dolayisiyla yeni dönemin aday adaylari, ön seçim yapilmamasi için Baskan Kiliçdaroglu’na inandirici gerekçeler sunacaklardir. Animsanirsa, CHP’nin tarihinde, örgütte henüz taninmayan ve fakat aday olduklarinda partiye güç katacak ünlü, uzman ve gerekli isimlerin kontenjan adayligi hep var olmustur. 1980 öncesi yasal olarak milletvekili sayisinin yüzde 5'i ile sinirli bu oran bu kez de uygulanabilir. Ayrica “önyargili delege” gerçegini asmak için haziran seçimlerinde ön seçim, “üyelerle” yapilabilir. Sonuç olarak, bu seçimde CHP'nin yüzde 35’i yakalamasi ve hatta asmasi için mutlaka, partiler yasasinin öngördügü gibi yargiç gözetiminde kesinlesmis kayitli bütün üyelerle ön seçim yapilmalidir. |
|