Cevikce / Haber ayrıntısı

“Genel Baskaninizi, Basbakan’la bas basa birakin l

Sanki içerde ve disarida herkes ve her sey R. T. Erdogan için çalisiyor.
 


Kimleri ve neleri kastettigimi anliyorsunuzdur! Son iki haftadir olanlara bakildiginda, muhalefet liderlerinin iktidari elestirirken agizlarindan çikan her kelimeyi son derece özenle seçtiklerini kimse yadsiyamaz. CHP Genel Baskani, halkin kendisinden bekledigi gibi gerginligi düsürücü, sogukkanli ve uzlasici olmanin çabasi içinde. MHP Genel Baskani da öncesine oranla daha sakin ve olgun bir tutum izliyor. Ne var ki, özellikle Kiliçdaroglu’nun iyi niyetle yanina aldigi yeni yardimcilari anlasilmaz bir sekilde gerginligi tirmandirma yarisina kalkistilar.

Belki de politik yasamimizin en girift ve zor bir döneminden geçiyoruz. Bu nedenle, birilerinin herkesten çok sorumlu davranmasi gerekir. Ne var ki, beklenmedik bir zamanda kendilerini CHP gibi cumhuriyetle yasit bir partinin üst yönetiminde bulan bazi “yeniler”, olaylara ögrenci dernekçiligi gözlügüyle bakmaktan kurtulamadilar. Üstelik Genel Baskan’in demokrat tavrini istismar ettiklerinin de ayirdinda degiller. Her saçmaladiklarinda, Baskan Kiliçdaroglu, al bastan tartismalari dogru yerine oturtmak için sabirla ugras veriyor. Her gün bir baska Genel Baskan Yardimcisinin Demirel’in deyisiyle, “anlamsiz”, “icapsiz” sözleri, en çok da CHP örgütünü ve Kiliçdaroglu’na umutla sarilan sade yurttasi üzüyor.

Basbakan Erdogan, her gün firsat buldugu bir yeni olayla gündemi soyut konularla istedigi gibi belirlemeye çalisirken Baskan Kiliçdaroglu, 22 Mayis Kurultayi’nda yaptigi konusmasinda baslattigi halkin temel sorunu olan “as ve is” gündemini canli tutmaktaki kararligini sürdürüyor. Sabahtan aksama her yerde, Basbakan’dan halkin yasamini karartan issizligin, yoksullugun, emegin istismarinin ve gelir dagilimindaki uçurumun, yolsuzlugun ve haksizligin hesabini soruyor.

Basbakan basta, AKP’lileri en çok ürküten de iste bu gerçekler. Çünkü R. T. Erdogan ve arkadaslari biliyorlar ki, 2002 seçimini 2000’de çöken ekonominin altinda ezilen halkin çaresizligini kullanarak kazandilar. Bu gerçek hemen her seçim için böyledir. 1950’den bu yana halk, oy sandigina her seyden önce asi ve isi için sarilmistir. Birinci Dünya Savasi sonrasi Avrupa’da halk sosyal demokratlari, asi ve isi için iktidara getirmistir. Ecevit 1973’te ve 1977’de “ne ezilen, ne ezen hakça düzen”, kalkinma köyden baslayacak”, “toprak isleyenin, su kullananin” dedigi için halkin umudu “Karaoglan” olmustur.
Küresel ekonominin yerel aktörleri, borsalarin, sicak paranin patronlari ne derse desin, 2008 krizi Türkiye’yi teget geçmedi. Issizlik resmi rakamlarla yüzde 14,5 (dünya siralamasinda en yüksek ilk bes ülke içinde). Bir aile için hesaplanan açlik siniri olan 839 TL’ye göre 6.6 milyon kisi (nüfusun yüzde 10’a yakini) açlik sinirinda, yine 46 milyon kisi, yani nüfusun yüzde 63,3’ü, yoksulluk sinirinin altindadir. Hâlâ kayit disi ekonominin orani yüzde 30’larda. Vergi yükünün, yüzde 80’nini bordrolular yani ücretle çalisanlar tasiyor.

Sosyal demokrat bir partinin gündemini iste bu gerçekler belirler. CHP Genel Baskani da, güne bu bilinçle basliyor. Ne var ki ayni günü, bir Genel Baskan Yardimcisi’nin medyatik bir çikisi çekip götürüyor. Recep Bey’in ve takiminin tam aradigi da o gündem oluyor. Bazen bütün gün iktidarin ikinci adamlariyla, ana muhalefetin ikincileri arasinda karsilikli agiz dalasiyla bitiyor. Bu saçmalik böyle sürüp gitmemeli. Oysa halk, “kendinden biri” diye inandigi Kiliçdaroglu’nu dinlemek ve ona inanmak istiyor. Halkin, CHP’nin ikinci adamlarindan tek bir istegi var; “Genel Baskaninizi, Basbakan’la bas basa birakin lütfen”



Tarih: 23.02.2011 17:43:22

Okunma : 649

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır