Cevikce / Haber ayrıntısı

Lastik silgim gibi eriyorlar

Son olaylarla ilgili olarak ana muhalefet lideri Kiliçdaroglu, “Bütün medyayi baski altina aldi.
 


Televizyonlar baski altinda, internet sitesine bile tahammül edemiyor. Ne söyleyeyim ben? Bunun adi ileri demokrasi mi?” dedi.

BDP Genel Baskani Demirtas’in yorumu, “Kemalist elitler yargidan tasfiye olurken dinci elitler yargiya hâkim olmaktadir. Demokrasi, yargi bagimsizligi tamamen yalandir. Yargi bir siyasi elitten baska bir siyasi elitin hükmüne giriyor” seklindeydi.

Türkiye’yi çok iyi bilen Ingiliz gazeteci Jenkins, Guardian'daki yorumunda sunlari yazdi: “Türkiye askeri bir tür otoriter yönetimden, sivil bir otoriter yönetime geçiyor. Son yillarda ciddi bir siyasi zulme, basin üzerinde baskiya ve insanlarin neyle suçlandiklarini bilmeden içeriye atildiklari bir ortama sahit oluyoruz. Polis bir iç baski aygiti olarak kullaniliyor. Türkiye, Misir'a model ülke olmaktan çok, giderek Misir'a benzeyen bir ülke haline geliyor."

Istanbul Baro Baskani Ümit Kocasakal, tutuklama kararlarini, "ileri fasizm" olarak niteledi.
AKP yandasi bilinen gazeteci Samil Tayyar ise sonunda, “Ancak unutulmasin, her dava gibi Balyoz da bir hukuk davasidir, intikam davasi degil” demek zorunda kaldi.

Bunlari okudugumda ilk aklima gelen, Ertugrul Günay oldu. Bir de, ayni gün ve ayni saatlerde, Günay’in Recep Bey’in omzundaki güleç fotografini görünce ilk kez, o ve onun gibilere karsi içimde tarifsiz bir kötü duygu olustu. Oysa yukaridaki söz ve yazilarin muhatabi elbette AKP Genel Baskani Basbakan R. T. Erdogan’di. Öyleyse niye Günay. Çünkü Günay benim için son yillarda iyice açiga çikan bir kimligin fotografi oldu. O artik degerlerini, ilkelerini yitirmis, bencil bir aydin tipini tanimliyor;

Bu surat mecliste, bu surat ekranlarda, sayfalarda, yargida, üniversitede, borsada, odada, sendikada, bürokraside, teknokraside özetle her sahnede siritiyor artik.

Dünün toplumculari bugünün bireycileri oldular. Dünün solculariydilar, simdi küreselciler. Dün sözde liberaldiler bu gün ileri demokrat(!) oldular. Yikimdan önce Moskova’ciydilar bugün Washington’cular. Dün Aziz Nesin’e öykünürlerdi bu gün Necip Fazil’a kosuyorlar.

Hani bunlar delikanliyken ödünsüz halkçiydilar. Hani bunlar ezilenden yanaydilar. Hani bunlar sömürü düzeni degissin diye haykiranlardi. Hani bunlar antiemperyalisttiler. Hani bunlar tam bagimsizlikçiydilar. Çok yürekliydiler, Menderes’e, Demirel’e ve hatta Özal’a bile eyvallah etmediler. Simdi büyüdüler! Büyüdükçe küçüldüler ve sonunda R. T. Erdogan’a sigindilar.

Bu fotografa baktikça ben artik, binlerce soluk yüzlü aydini görüyorum. Çünkü hani benim çocuklugumdaki kursun kalem silgim gibi yüzlerini sürttükçe eriyorlar. Ve bir gün çocuklarina, torunlarina bakacak yüzleri kalmayacak.


Tarih: 23.02.2011 17:44:10

Okunma : 688

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır