Cevikce / Haber ayrıntısı

BU HALK, BUNDAN MI ANLAR!

Tayyip Erdogan'i halk, ilk kez 1994 yerel seçiminde Istanbul Büyük Sehir Belediye Baskan adayi oldugunda tanidi.
 


SHP'nin adayi Zülfü Livaneli, DSP'nin Zekeriya Temizel, ANAP'in Ilhan Kesici, CHP'nin Ertugrul Günay, DYP'nin Bedrettin Dalan ve Refah Partisi'nin adayi da bugünün AKP'sinin Genel Baskani ve Basbakan Tayyip Erdogan'di. Televizyondaki tartismada çok iyi animsiyorum, basarili ve zeki bulmustum. Akilli olup olmadigina ise karar verememistim. Çünkü zekâ dogustan var olabilir. Akilli olmak için zekâyi bilgiyle, deneyle ve yorum yetenegiyle doldurmaniz gerekir. 2007 seçimleri aksami parti binasindan yaptigi toparlayici ve sorumlulugunun bilincinde olan konusmasini dinlerken, akilli da olabilir demistim. Ancak, son birkaç yildir görülen, Erbakan Hoca'nin arkasina takildigi ilk günlerinde kosullandigi ve içsellestirdigi saplantilari ve önyargilari aklinin önünde gitmeye devam ediyor.

Sanki Türkiye Cumhuriyetinin Basbakani degil de Kasimpasa’daki iki kale arasinda top kosturan mahalle takiminin kaptani gibi önüne gelene sert çikiyor, saldiriyor, bagiriyor çagiriyor. Suçlamayi birakin azarliyor, hakaret ediyor. Hem de kimlere, muhalefet liderlerine, 80 yil öncesinin basbakanlarina, yakin geçmisin cumhurbaskanina. O gün oldugu meydanda gözüne kimi kistirirsa ver yansin ediyor.

En yakismaz olani da, öyle sanildigi gibi bu davranisinin nedeni oy yitirmek korkusu ya da seçimin havasina kendini kaptirmak degil. Benligindeki, içgüdülerindeki birikimden kaynaklaniyor. Çocuklugundan aldigi aile, çevre, onun diliyle mektep ve politika egitiminin etkilerinden kendisini kurtaramiyor. Tersine, o kosullanmasindan ödün vermenin erkeklige sigmaz, ayip ve günah olduguna inaniyor. Onun anlayisiyla özetlersek bu inadini, “demokratik muhafazakâr(!)” siyasetinin geregi saniyor.

Özgüveni artmis, iyimser, uzlasmaci, olgun ve bagislayici olmasi gerekirken, 8 yildir Basbakan oldugu halde, hala en hazimsiz, en uyumsuz, en geçimsiz ve en kavgaci bir politikaci tipinde. Agzindan çikan su sözleri, içindeki hirsi, kini, eski deyisle garazi belgeliyor;
Ana Muhalefet lideri Kiliçdaroglu’na,
“Bir kaset skandaliyla Genel Baskanligi kaptin. …yaptigin densizliktir, küstahliktir, bu edepsizlikten dolayi, eger zerre kadar haysiyetin varsa istifa et. Edep yahu demiyorum. Haddini bil haddini diyorum…”
Muhalefet Lideri Bahçeli’yle ilgili MHP Genel Baskan Yardimcisi Cihan Paçaci’nin su savi hala akillardan çikmadi,
“Bu Basbakanin agzinin bozuk oldugunu biliyoruz. Siyasi rakiplerine karsi, Türkiye Cumhuriyetini yöneten bir basbakanin bu tür ‘Küfürler’ etmesi hiç yakisiyor mu?”
En son, 2003 yilinda “iktidarda kaldigim sürece ona sahip çikacagim" dedigi Dr. Haberal’i övdügü için 50 yillik siyaset yasamini demokrasi mücadelesiyle geçirmis, darbelere karsi oy sandigini savunmus olan Süleyman Demirel’i, “Ergenekon çeteciligiyle” suçluyor,
“87 yasinda bir zat var. O da CHP’nin çete sanigi adaylarina kefil oluyor. Bunlar, çete kardesligi yaptilar”

Laik demokratik cumhuriyetin sekiz yillik Basbakani ve Anayasayi degistirebilir oy alirsa ilk Baskani olacak R.T.Erdogan bu anlayisiyla, bu üslubuyla ve kisiligiyle “bu halk bundan anlar” diyorsa, 12 Haziran’da yanildigini yine bu halk ona gösterecektir.

Tarih: 17.05.2011 22:20:19

Okunma : 624

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır