Cevikce / Haber ayrıntısı
Dinci egitim ile dindar insani karistiranlar |
Basbakan R. T. Erdogan Kiliçdaroglu için, “CHP Genel Baskani, imam hatip liselerinden rahatsiz, çünkü dindar insan yetismesin istiyorlar” dedi. |
|
Baskan Kiliçdaroglu da, 'Neden rahatsiz olayim. Imam hatip liselerini kuran CHP, kim dindar insanlar yetismesin dedi ki, kendi kafasindan uydurma bir sey”, diyerek kendini savundu! Genel Baskan oldugundan sonra Kiliçdaroglu’nun ilk açiklamalarindan biri, “türban sorununu biz çözeriz” olmustu. Bu sözü inandirici olmadigi gibi çok tartisilmis ve partinin basina sorun açmisti. Üstelik liderligiyle ilgili kaygilarin baslangici olmustu. O tartisma ile baslayan, “yeni CHP diyerek, partinin ilke ve hedeflerinden saptirildigi” savi tirmanarak bugünlere geldi. Son tüzük degisikligi için kurultay toplanmasini isteyenlerin asil niyetlerinin genel baskani degistirmek oldugu, günlerdir yazilip çiziliyor. Yukaridaki çekingen savunmasi, CHP Genel Baskani’na muhalefet edenleri, sanki hakli çikariyor. Aslinda, Baskan Kiliçdaroglu’nun, türban olayindan beri bu tür söylemleriyle, CHP’yi devlet partisi görünümünden çikarmaya çalistigina ben inaniyorum. Ancak, CHP’nin laiklik konusundaki duyarliliginin, 1950’den beri önce Bayar-Menderes sonra Demirel ve simdilerde de R. T. Erdogan tarafindan acimasiz bir ölçüde istismarinin, iyi niyetle ve özür dileyerek kirilacagini sanmak, gerçegi görmemek demektir. CHP’nin sola açilmasi ve 1974 CHP-MSP koalisyon Hükümetinin ekonomik açidan ezilmis, horlanmis dar gelirli çalisanlara sagladigi katkilar sonucu halk, “Karaoglan Ecevit bizden biri” demisti. 1977 seçiminde, CHP’nin aldigi yüzde 42 oy bu gerçegin somut göstergesiydi. Dolaysiyla, bu dönüsümün ve degisimin önünü kesmek için karsit partilerin elindeki silah dün de bugün de, “din ve dindarlik düsmani” suçlamasini sürekli gündemde tutmak olmustur. 12 Eylül 1980 darbesinin gerçekte, dis ve iç sermayenin baskisiyla sosyal demokrat CHP’ye karsi yapildigi savi, dogrudur ve haklidir. Turgut Özal’la baslayan ve R. T. Erdogan’la en ileri asamasina ulasan küresel sermayenin Türkiye’deki etkinligi, bu sosyo-politik hesabin sonucudur. 1980’den beri halkin gerçek gündemi olan AS ve IS sorunu, çikan ya da çikarilan olaylarla hep geri plana atilmistir. Mayis 2009 kurultayindan sonra (ilk ve son ziyaretimdi) kutlamaya gittigimde Baskan Kiliçdaroglu’na, “Iktidara gelmeyi isteyen CHP'nin yeni Genel Baskani, bu dönemde daha çok halkin temel sorunu olan as ve is konusuna yogunlasmalidir. Hele, hele parti içi tartisma yaratacak ve halkin temel sorunlari disindaki bir söyleme hiç girmemelidir. AKP’nin halkin gerçek gündemi AS-IS sorununu degistirme tuzagina düsmemek için özen göstermelidir” dedigimi animsiyorum. Deneyimli birçok sosyal demokratin da, ayni konuyu önemsediklerini ve yansittiklarini biliyorum. Genel Baskanlik koltugunda oturanlarin, geçmis gerçekleri sadece dinleyip, kulak ardi etmemeleri gerekirdi. Son bir anketi açiklarken, “CHP'ye oy veririm diyenlerin yaklasik yüzde 50'si ‘su anda bizim partimizde liderlik sorunu var' yanitini veriyor” derken AKP’nin Basbakan Yardimcisi’nin yüzündeki alayli ifadeyi, inançli CHP’liler hiç de hak etmiyor. Söyleminde ilkesiz, tutarsiz, egik ve ödünlü oldukça, Genel Baskan’in liderligi tartisilir durur. Yipranan da parti olur. |
Tarih: 30.01.2012 16:07:10 |
Okunma : 649 |
Kategori : Vatan Gazetesi |