Cevikce / Haber ayrıntısı

Dileriz bu kin, Çankaya ’ya çikinca biter

Üç kez seçim kazanmis, on yillik bir basbakan, laik demokratik cumhuriyetle yasit ana muhalefet partisinin kurucusu Inönü’yü ve bu günkü liderini sabah-aksam din düsmanligi ile suçluyorsa, o ülkede ileri demokrasi ve çagdas uygarliktan söz edilemez.
 



bugün basbakan, yarin cumhurbaskani olacak bir politikaci, o cumhuriyetin kurulusunda payi olan bir partinin önüne, 90 yil öncesinin bohçalarini atip, hesabini soracak kadar kin yüklü ise, baris ve huzur kalici olmaz. Artik anlasildi ki, Basbakan halkin gerçek gündemini degistirmek için bu tartismayi sürdürmekte karar kilmis.

CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu’nun, bu uslüp ve tavir içindeki AKP Genel Baskani Erdogan'la günlük hale gelen bu agiz dalasini birakmasi gerekir. Çünkü Kemal Kiliçdaroglu, halkin “bizden biri” diye benimsedigi, güvenilir, sevecen, düzgün ve iyi niyetli bir liderdir. Kural tanimayan bir rakiple ve onun minderinde güresmek zorunda degildir. Ikincisi, sosyal demokrat bir liderin gündemi, halkin gerçek gündemi olmalidir. Yani Kiliçdaroglu, sabah-aksam Basbakan'dan, halkin as ve is derdinin hesabini sormalidir. Onun, ülkenin gerçek gündemini saptirmasina firsat vermemelidir.

Yerlesmis demokrasilerde, bugün bizde görüldügü gibi hiçbir iktidar, muhalefeti karalamak için dini, irki ve mezhebi konu etmemistir, etmez de. Iki yil öncesine dek Basbakan'la ana muhalefet arasinda yasanan tartisma, bazan sertlige ve gerginlige dönüstüyse de, bu denli acimasiz ve nefret dolu degildi. Hem de bu durum, ancak toplam oyun dörtde birini alan ana muhalefetten degil, üç seçimdir oyunu artirarak her iki seçmenden birinin oyunu alan iktidardan kaynaklaniyor. Seçim aksami, partisinin balkonundan halka birlik, bütünlük, istikrar ve baris sözü veren bir basbakanin her gün sürdürdügü bu ayirici, dagitici, kiskistirici, bölücü ve korkutucu söyleminin özel bir nedeni olmali!

Demokraside emekliyen ülkelerde, gelecekle ilgili art niyetleri ya da gizli hedef ve planlari olanlarin, dikensiz gül bahçesi yaratma çabalari hep görülmüstür. Buralarda varsa, liderlerin ruh sagligini, “kisisel sorun” diye geçistiremezsiniz. Dogrudan, toplumu etkileyen sonuçlari yasanir. Halklarin yakin geçmisteki olumsuz, karanlik ve aci sayfalarinin çogunu, iç dünyalari olgunlasmamis ve erginlesmemis liderler yazmistir. Son son otuz yildir, Türkiyemizde hükümetler hep, milli iradeye dayanan meclisin “güven oylamasiyla” gelmis ve gitmistir. Elbette 28 Subat müdahalesi demokrasiye karsi kabul edilemez bir eylemdi. Sorumlululari yargida hesabini vermelidirler. Ancak unutulmasin ki, REFAH-YOL Hükümetinin Basbakani Erbakan demokratik kurallar içinde istifa etmis ve meclisten güvenoyu alan bir yeni hükümetle 1999 seçimlerine gidilmistir.

Bu gerçegi bir yana birakip, üç seçimdir magdur rolü oynayarak iktidara gelenlerin, halkin as ve is sorunlarini gündemden çikarmak hesabiyla ana muhalefetle 100 yillik hesaplasmayi sürdürmesi, her seyden önce halkin iradesini saptirarak halka karsi saygisizlik ve halkin gerçek taleplerini inkâr sayilir. Bu nedenle, ana muhalefetin bu gündemde rol almaktan bir an önce ayrilip, asil görevine dönmesi gerekir.

Tarih: 30.04.2012 22:16:39

Okunma : 660

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır