Cevikce / Haber ayrıntısı

Kötümserligimi bagislayin

Üniversite ögrencisiyken 1962 yilinda, yazarlardan Burhan Arpad’in bir yazisina tepkiyle yolladigim bir mektupla Vatan Gazetesi'nde yer aldim.
 




Ondan kirk yil sonra bu elinizdeki Vatan’da haftada bir, eski sözcükle “makale” yazmaya baslamam, geç yaslarimin en büyük gururu oldu. O ilk yazim söyle bitiyordu: “1962’deki sorunlar, boyutlari degiserek de olsa, 2003’te de temel sorunlar olmaya devam ediyor. En büyük fark, 1962’de 30 milyon nüfusu olan Türkiye, 70 milyona dayandi. Bu gezegen insanoglunun dünyasidir, insanoglunun yasami ise 'Is-As-Ask'tir. Bu üç kelime insanin insanla, ülkenin ülke ile iliskisini de belirler. Simdilerin savas ve haksizlikla Çogunlugu ezen Azlik Güçlerini, bir gün gelecek Baris ve Adalete Inananlar yenecektir. Ben iste bu iyimserligimle, 20 yasimda heyecanla ilk yazimi yazdigim VATAN’da, bundan böyle hem Okuyacagim, hem de Yazacagim. 27. 12. 2003”

On yildir artan bir heyecanla hiç eksik birakmadan her hafta yazmayi sürdürüyorum. Hafta boyu bir sayfanin üzerinden kirk kez geçtigim oluyor. Bilgi ve deneyimlerim dolayisiyla baslarda, daha çok ekonomi agirlikli politika yazmaya çalistim. Hâlâ da halkimin temel derdinin as ve is olduguna inaniyorum. Ne var ki, özellikle 2007 seçiminden sonra, AKP’nin daha dogrusu Basbakan'in söylem ve eylemlerinde yanlisa, kötüye ve degersize dönük degisim tirmanmaya baslayinca, ben de halkin gerçek gündemini geriye atma tuzagina düsmekten kendimi alamadim.
Hadi, ben neyse, kisisel sorumluluk duygularimla ülkemin, halkimin hak ve dogrularini kaleme alip, kendimce görev yaptigimi saniyorum. Ancak, CHP ile Bir Ömür” basligini koyacak kadar adanmis oldugum partinin, basta Genel Baskani olmak üzere üst yönetim kadrosunun bütün zaman ve gücünü R. T. Erdogan’in bilinçli olarak saptirdigi gündeme dönük harcamalarini anlamakta zorlaniyorum. Üstelik iyi niyetli ve özverili olduklari hâlde, böyle yapmakla seçmen indinde daha çok zayifladiklarini ve yiprandiklarini da kimse yadsiyamaz.
Iste, son hafta Imrali konusunda Baskan Kiliçdaroglu’un olumlu tavrina karsi, Basbakan'in daha öncekiler gibi, karalayan, küçümseyen ve saygisizca tepkisi. Bu kaçinci; açikça görülen o ki, R. T. Erdogan bütün plan ve programini Çankaya’ya çikmak için yapmis durumda. Bu yolda, birakin bizim gibi yazani, çizeni dinlemeyi, parti baskanlari, sivil toplum önderleri basta, elestiren hemen herkesi, adam yerine koymamayi ve yok saymayi yegliyor. Bu nedenle, bu hafta ilk kez yazarken derin bir umutsuzluk ve kötümserlige kapildim. Bunca yil sonra sanki heyecanimi yitirme korkusunu yasadim. (9 Ocak Çarsamba.)

Yazimi burada birakmistim. Bugün 13 Pazar, yazimi gazeteye göndermem gerekiyor. Neyse ki 4 gün sonra yine kirk yil önceki gibi heyecanim yerine geldi. Bazilari diyor ki, “Atatürk’ten, Inönü’den sonra gelen ilk kudretli lider, Basbakan Erdogan oldu. Terör sorunun ancak o çözer.” CHP Genel Baskani Baykal’in sayesinde Siirt’ten milletvekili seçilip Basbakan oldugu 2003’ten bu yana, söylemine ve yaptiklarina bakarak, elde ettigi kudrete(!) bir diyecegim yok ama Kürt sorunu basta halkin gerçek dertlerini çözecegine, hatta artik öyle bir niyeti olduguna inanamiyorum. Öyle olsa Cumhurbaskani, ana muhalefet lideri basta kendi gibi düsünmeyenleri azarlayip, kirip dökerken olsun bir soluk alip, aynaya bakar!

Tarih: 14.01.2013 11:51:33

Okunma : 597

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır