Cevikce / Haber ayrıntısı
Neden , “Akil ve Güç birligi”! |
“Eger CHP ve MHP, gidisatin ülkeyi bölecegine inaniyorlarsa, yerel seçimde ya da daha önce olursa baskanlik halkoylamasinda, AKP’nin seçmen destegini kirmak için bütün akil ve güçlerini birlestirmek zorundadirlar.”
|
|
Geçen haftaki yazimin özeti bu paragrafti. CHP ve MHP’den, çoklukla katilan ve az da olsa karsi çikan tepkiler aldim. Okurlarimin da ilgisini çekti ve yorumlar geldi. Bunlardan birisi de Sayin Hasan Özcan, yurt içinde ve disinda alt yapi yatirimlarinda ugras veren bir is adami. Kendi deyisiyle “Ben; dedemin padisahlikla yönetildigi bir dönemden, Sivas'ta ailemin Koçgiri agalarinin hizmetkâri oldugu bir süreçten, Mustafa Kemal ve Türk ulusunun onurlu mücadelesi sonucu, bugün Türkiye Cumhuriyetinin baskentinde oturuyor, demokrasi ve insan haklarindan bahsedebiliyor, özgür ve insanca yasama haklarina sahip olabiliyorum. Damarlarimda dolasan kan her ne kani olursa olsun asaletini; irkimdan çok, su kutsal topraklardan almaktadir. Ben babamin oglundan çok, her karisi Türk ulusunun kaniyla sulanan bu sanli, serefli topragin ogluyum.” Yolladigi yorum yanitinda Sayin Özcan, yukaridaki önerimin gerçeklesmesi için konuyu israrla gündemde tutmamiz gerektigini belirtmis. Hakli buldugum için bu hafta onun düsünce ve önerilerini paylasmak istedim: “Son yazinizda Kiliçdaroglu ve Bahçeli’ye yapmis oldugunuz çagri, sayet cevap bulursa son yillarin en önemli siyasi ve tarihi çagrisidir. AKP cumhuriyet tarihinde sebebi ve sekli ne olursa olsun, siyaseten büyük bir zafer kazanmis, on yildir ülkeyi halka göre basariyla yönetmekte, büyük hatalar yapmadigi takdirde de, uzun yillar yönetebilecek bir partidir. Muhalefet 10 yildan beri AKP karsisinda bir varlik gösteremedigi gibi, bundan sonrada göstermesi çok zordur. AKP Kürt meselesinde çok cesur kararlar almakta, ayni zamanda büyük de hatalar yapmaktadir. Baris süreci adi altinda sürdürülen siyaset, halkta büyük umut ve heyecan yarattigi gibi, büyük bir kararsizlik ve endisede yaratmaktadir. AKP bu süreçte oyunu açik oynamiyor, APO’yu ve PKK'yi oynatiyor. 30 yildir sürdürülen çatismanin durdurulmasinin karsiliginin ne olacagini kimse bilmiyor, AKP de açiklamiyor. Sadece PKK’nin davranis ve tepkilerinden az çok barisin bedelinin ne olacagi anlasilabiliyor. Belli ki, bu barisin hedefi, AKP açisindan anayasa degisikligi ve buna bagli baskanlik sistemidir. PKK’nin beklentisi de, adim, adim özerklik, federasyon ve büyük bagimsiz Kürdistan’i kurabilmek için yolunu açmak, AKP’den de bunun taahhüdünü almaktir. Görülüyor ki, bu süreç uzun bir maratondur. 30 yil çatisarak bu noktaya gelen PKK, bundan sonra siyasal mücadele ile attigi temellerin üzerine hayalindeki yapiyi insa edecek, ruhsatini da AKP’den alacaktir. Türk ve Kürt halklari da ister istemez buna alisacaklar, zaman içinde kabulleneceklerdir. Sunu ifade etmek isterim ki, bu safhada AKP oy kaybedecek hiç bir adimi atmayacak, aksine oy kazanacak adimlari atacak, PKK ve APO geri adim atiyor görünecek, AKP’nin yipranmasini engelleyeceklerdir. Tüm bunlarin akabinde seçimden basariyla çikildiktan sonra helallesme ve paylasma sürecine girilecektir. Demem su ki, AKP sokak siyaseti yapmiyor, stratejik ve akademik bir siyaset izliyor. Bunun karsisina sadece vatan, millet, sakarya nutuklariyla çikmak, AKP’yi ihanetle ve isbirlikçilikle suçlamak etkili bir sonuç yaratmaz. Madem ülkenin gelecegi, birligi söz konusudur, bunu savunanlarin öncelikle bunu saglamak için neleri yapabileceklerini ortaya koyabilmeleri gerekir. Önce sunu sormak lâzim! Muhalefet için önemli olan partinin ve partililerin çikarimi, yoksa ülkenin ve halkin ortak çikarlari ve gelecegimidir? Bugün AKP ve BDP baris sloganini kullanarak is birligi yapmakta, helallesebilmekte, halki inandirabilmektedir. MHP ve CHP ise, alternatif bir baris projesi ortaya koymak yerine, birlikte hareket etmek yerine, hala bildik siyasi anlayis ve yöntemlerle, sokaklarda slogan üreterek, baris sürecini elestirerek bir sey yapacaklarini sanmaktadirlar. Geriye dönecek olursak, Mustafa Kemal'den sonra Türk gençliginin sagci ve solcu diye bölündügü dönemlerden Atatürkçü partiler hiç ders çikartmamislardir. Bu süreçte milliyetçi gençlikle, devrimci gençlik çatistirildi. Oysaki her iki ilke de Atatürkçülük ilkesiydi. Bu demektir ki, Atatürkçüler çatistirildi ve ayristirildi. Bugün hala o dönemin kinleri ve bölünmüs ilkeleri sürdürülüyor. Atatürkçüler hala sunu anlayamadilar ki, tüm ilkelere çaga uygun demokrasi dogrultusunda yeniden sahip çikilmadikça, milliyetçi, devrimci, laik diye bölündükçe, Türk ulusunun AKP ve PKK karsisinda tutunmasi, iktidari belirlemesi mümkün degildir. Iste bu noktada siz degerli siyaset uzmanin çagrisi çok önemli olup, bu hususu derinlemesine islemeniz, desmeniz, tarihi hata ve kinlerden vazgeçip birlesmemiz gerektigini haykirmaniz lazim. Bugün AKP ile PKK baris adi altinda birlikte hareket edebiliyor, görüsebiliyorsa, Atatürkçü olduklarini savunan, ülkenin tehlikede oldugunu savunan iki parti, neden görüsmesin ve ittifak yapmasin. Hem tehlikeden ve oyunlardan bahsedeceksiniz, hem de 10 yildir karsisinda bir varlik gösteremediginiz, günden güne eridiginiz bir parti karsisinda, siyasi ve stratejik bir ittifak yapmayacaksiniz. Ifadeniz çok anlamli! Akil ve güç birligi. Karsi tarafin, akil adamlari devreye soktugu bir dönemde, sanirim herkesin, özellikle CHP ve MHP’nin akla ve güç birligine hayati ihtiyaci vardir. Bugün siyasi hatalarimiz nedeniyle ve geçmiste yasananlardan dolayi halkimiz devrimciligi de, milliyetçiligi de, laikligi ve tüm bunlara bagli olarak Atatürkçülügü çagdisi görmekte, demokrasi ile örtüstürememektedir. Çünkü hiç bir siyasi parti ve düsünce grubu, geçmisteki hatalari ile hesaplasmadi, ilkesini ve ülküsünü gelistirmedi. Iste zaman bu zamandir. Demokrat Atatürkçülük düsünce ve ilkeleri dogrultusunda, siyasi anlayisimizi yeniden dizayn etme zamani gelmiste geçiyor. Siz kendinizi dizayn etmezseniz, akil güçler sizi dizayn etmek üzere sözcülerini yola çikardilar bile. Bunu yapmadigimiz ve basarmadigimiz takdirde, bu ülkede tek güç gerici ve bölücüler olacaktir. Size bunlari, bir Kürt kökenli demokrat Atatürkçü olarak yaziyorum. Ben ki uyanmis, ben ki sizinle birlesmeye hazirsam, siz daha ne duruyorsunuz. Son söz olarak! Siz muhalefete bugün iktidar olmanin, hem de kolay iktidar olmanin tek yolunu göstermissiniz, sayet ki onlar bu sese kulak vermez, bu yola girmezlerse, onlarinda vatani ve halki degil, koltuk sevdalisi oldugu tescillenmis olacaktir. Hasan Özcan” |
Tarih: 15.04.2013 10:10:40 |
Okunma : 577 |
Kategori : Vatan Gazetesi |