 |
17. 10. 2011 tarihli yazimin basligi, “Dilerim yaniliyorum” idi. |
|
Ve yazim söyle basliyordu; “Henüz hiç konusulmasa da, R. T. Erdogan’in 2014’te üç seçimi bir arada yapacagini sezinliyorum.” Basbakan Erdogan ailece gittigi Beyaz Saray gezisinde, Suriye konusunda Obama’dan istedigini alamayinca, “üç seçim bir arada” çagrisiyla gündemi degistirdi. Öylece benim sezgim, bir buçuk yil sonra Basbakan'in somut istemine dönüstü. Artik yeter ki istesin, gerçeklestirmek için yol haritasi da aklinda demektir. Nasil olsa AKP meclis grubu BDP’yi de yanina alir ve genel baskanlarinin emrini yerine getirir! 0 eski yazim söyle sürüyordu, “Kendisi Cumhurbaskani adayi, Abdüllatif Sener ayrildigi için AKP’nin kurucu ilk besinden öncelik sirasina göre, Abdullah Gül, Bülent Arinç ve M. Ali Sahin’den biri basbakan adayi ve R. T. Erdogan’in atayacagi Istanbul basta büyük sehir belediye baskan adaylari, belki de bir sandikta ayni gün seçime gidecekler.” Basbakan Erdogan’la ilgili o yazimdaki tahminimi açmam gerekiyor: Daha önce anayasayi degistirebilirse, kendi seçimi “cumhurbaskanligi” yerine, “baskanlik” seçimi olacak. Ben biraz bunu zor görüyorum. Çünkü anayasa degisikligini referandum yoluyla degistirmesi için 330 sandalyeye gereksinimi var. Imrali ile anlasmalarinda, bu destek maddesi açikça yoksa BDP’lilerin, baskanlik konusundaki gizli oylamada fire verecegini simdiden söyleyebiliriz. R. T. Erdogan’in bu riski göze almayacagini ve ”baskanlik" planini cumhurbaskani olduktan sonraya erteleyecegini saniyorum. Beyaz Saray'da, Obama’nin karsisina çikardigi kadroya baktigimizda, yukaridaki bir buçuk yil önceki beklentimden, önemli bir degisiklik ortaya çikti. Ayri da olsa, üçü bir arada da olsa genel seçimde, AKP’nin basbakan adayi artik o üç kurucudan biri degil, milli görüs siyasetinden kisa süre önce, yananina aldigi Numan Kurtulmus’un olmasi çok daha olasi gözüküyor. Bir buçuk yil önceki yazima devam ediyorum: “Türkiye’de su durum, daha önce de görülmüstür; böyle, bir veya birkaç sandikla ayni gün seçim yapildiginda çok büyük oranda oylar dagilmadan, ayni partiye gitmektedir. Basbakan Erdogan’in bu gerçegi görmemesi düsünülemez.” Bu tahminimde tam isabet var; zaten hani 2011 seçim aksami partisinin balkonundan “ustalik dönemim basladi” demisti ya; bir buçuk yil önce, sezgiyle de olsa, R. T. Erdogan’in ustaligini yeri geldiginde kullanacagini görmüsüm diyebilirim! Ben o yaziyi tahmin yapmakta ustaligimi göstermek için yazmamistim. Asil amacim, basta CHP, muhalefetin, bir yolunu bulup Basbakan Erdogan’in “üç seçim bir arada” oyununu bozmalari gerektiginin önemini belirtmekti. Yazimda altini çizdigim gerekçemi aynen yineliyorum: “Olaganüstü olumsuz gelismeler olmadikça, R. T. Erdogan’in karsisinda bir baska partinin adayinin cumhurbaskani olma sansi çok uzak olasilik. Iste halkin egilimleri açisindan muhalefetin, milletvekili ve belediye baskanligi seçimlerinde basarisini tersinden etkileyecek gerçek de bu. Sonucu açikça gözüken cumhurbaskanligi sandigina giderken, yillar öncesinden partisine bagliligi kemiklesmis olanlar disinda büyük çogunluk, cumhurbaskanliginda ayri, milletvekilliginde ayri ve belediye baskanliginda ayri pusulayla sandiga gitmekte zorlanir. Dolaysiyla bir arada yapildiginda, sandiktan çikma sansi en yüksek aday olacak R. T. Erdogan, milletvekili ve belediye baskanlarinin oy pusulasini da ayni oranda sandiga getirebilecektir”. 1973’te milletvekili oldugum ilk seçimden bu yana, her seçim öncesi ve sonrasi yapilan inceleme ve arastirmalari özenle çalisanlardan biriyim; bu saptamalarim, belgeli olarak kanitlanmistir. Dolaysiyla, yineliyorum, CHP, MHP ve hatta BDP, birlik olup, üç seçimin ayni gün yapilmasini engellemek için her seyi yapmalilar. Yoksa 2024’e dek R. T. Erdogan egemenliginin önüne, hiçbir kosulda geçemezler! |
|