Cevikce / Haber ayrıntısı
CHP’NIN SORUNU KIMLIK DEGILDIR. |
Türkiye’de Siyasi Istikrarin kalici, dolayisi ile ekonomik istikrarin sürekli olmasi AKP’den daha çok CHP’nin istikrarina ve güçlü olmasina baglidir.
1973 seçim sonrasi Ecevit’in Erbakan’la yaptigi koalisyondan, 2002’ye kadar kurulan hükümetlerin ortalama ömrü bir yilin altinda kalmistir. Son 10 yilda ise 5 ayri Basbakan, 9 ayri koalisyon hükümeti kurmustur. Elbette demokrasinin gelismesi siyasal istikrara baglidir. Üstelik Türkiye’de demokrasiyi askiya alan askeri müdahaleler, hep siyasi istikrarsizligi sebep göstermistir. |
|
2002 seçimlerinden buyana arkasinda meclis çogunlugu olan bir hükümet ülkeyi tek basina yönetmektedir. Parlamenter Demokrasinin “olmazsa olmazi” olan muhalefetini de, ülkenin en eski ve sosyal demokrat partisi CHP temsil etmektedir. Özellikle 1970’den sonraki siyasal gelismeler iyi okunursa, demokratik siyasal istikrarin diger partilerden daha çok, CHP’nin iç istikrarina bagli oldugu çok iyi anlasilir. CHP’de, 1976’dan bu yana bir türlü saglanamayan iç istikrar, parti içi baris 1999 depreminden sonra tümüyle kaybolmus durumdadir. Ayrica, kökleri CHP’de olanlar bugün en az 5 partiye bölünmüstür. Yerel seçimler öncesi yapilan anketlerde Ankara, Istanbul belki Izmir basta hemen bütün büyük kentlerde belediye baskanliklarinin kaybedilecegi olasiligi görülüyor. Bu ortamda medyada açikça yapilan, CHP içinde sinsice sürdürülen tartismanin altinda, seçimden sonra CHP’nin Genel Baskan degisikligine gitme olasiligi yatiyor. Son günlerde yeniden baslayan kimlik arayislari aslinda bu nedenle ilgi çekiyor. Bastan alirsak, Ismet Pasa 1966’da “CHP ortanin solundadir” derken, amaci yeni kimlik arayisi degildi. Inönü, merkeze hapis olmus ve 6 Ok’un halkçilik boyutunu oldugu gibi demokrat partiye kaptirmis, kirsal alandan ve emekleri ile geçinen, yani çalisan kesimlerden hiç oy alamaz durumundan CHP’yi kurtarmak istiyordu. Simdilerde yeniden ortaya çikan kimlik arayisi, CHP’nin temel sorununu dogru anlayamayanlarin yada anlayip ta korkanlarin, ayagi havada yapay arayislari olarak hep yasanmistir. 1979 seçim kaybi sonrasi, Ecevit’in ortanin solunu birakip demokratik sola umut baglamasi sonuç vermemistir. CHP’nin demokratik iç tartismalari dolayisiyla kapildigi yilginligin sonucu, Ecevit’in DSP’yi kurup kendi partisine sahip olma hevesinin gerekçesi olarak, kimlik farkini ortaya atmasi da kendisine basari getirmemistir. 1988’de parti üst yönetiminden rahatsiz olanlarin SHP’de baslattiklari kimlik arayisinin, 6 Ok’u degistirme sevdasina kadar ulastigini biliyoruz. Onlarin çogu SHP’den ayrilmislardir. CHP yeniden açilinca, 1994’de yasanan SHP ile birlesme sirasinda kariyer kaybi korkusuna kapilanlarin kimlik tartismasini partiden gitme gerekçesi yaptiklari animsanir. 1999 seçim kaybi sonrasinda, genel baskan degistiren CHP’de yeni gelenler Ikinci Cumhuriyetçi kafalarina uygun olarak tüzük ve kimlik degistirmek istediler. Sonuçta partiyi birakip gittiler. Halk tabanina yeni bir ses verme amaci ile Anadolu Solu terimini Genel Baskanin ortaya atma yanlisligini yeni kimlik arayisina dönüstüren çevresindekiler, 2002 seçimine giderken partiye zarar verdiler. 2003 kurultayindan sonra Genel Baskanlik konusunda açikça ortaya çikamayanlar da yine CHP’de kimlik tartismasi baslattilar. Simdiki bu arayis, aslinda CHP’nin temel ilke ve amaçlarindan rahatsizligin, partinin geçmisinden utanan bir ruh halinin yansimasidir. Yazilardaki ve konusmalardaki bu arayis, 1980’lerdeki benzerleri gibi, “Insan Haklari”, “Etnik Hosgörü” ve “Ilimli Laiklik(!)” gibi temel üç konuda belirginlesiyor. Bu son arayisin sahipleri, kendi yüzeysel ve edilgen dünya görüsleri dogrultusunda partiyi yönlendirmeyi ve AKP’yi kollayan bazi yazarlara hos görünmeyi hedeflemis görünüyor. Dönem, dönem ortaya çikan bu arayislar iyi niyetle de olsa, partinin esas sorununu yani Genel Baskan degisikligini çözmek için gereken cesaretin ve sorumlulugun göze alinmamasindan baska bir sey degildir. Dünyada oldugu gibi 1980’den sonra Türkiye’de de halk, partilere programi, ideolojisi, tüzügü yani kimligi için oy vermiyor. Çok sade ve içten bir beklentisi var halkin, IS ve EKMEK. Bunu da partinin kimliginden degil, güven duyarsa genel baskanindan bekliyor. Buna yanit vermek için kendisini sorumluluk altina atamayanlarin, saçma-sapan yapay arayislarla ugrasmasi dogru ve saygin degildir. |
Tarih: 2.02.2004 |
Okunma : 710 |
Kategori : Vatan Gazetesi |