 |
Günlerdir medyanin gündeminde iki politikaci var. |
|
Birisi, eski MHP’li, simdinin AKP‘li Ankara Belediye Baskani Melih Gökçek. Digeri de, eski CHP’li simdi bagimsiz Sisli Belediye Baskani Mustafa Sarigül. Aslinda bu iki isim aylardir degil, yillardir politikanin magazin sayfalarinin degismez resimleri. Ikisinin de en büyük becerisi halkin degil renkli medyanin ne aradigini bilmeleri ve ona göre laf etmeleri: Birisi, ilk dersini aldigi nasyonal-sosyalist gençliginden bu yana hizli bir partizan. Öbürü ise, tam bir popülist; Kimlere, ne zaman ve ne kadar serbet dagitacagini iyi bilen bir sevimli politikaci. Ancak, sagduyusu olan herkesin anlayamadigi, AKP’nin ve CHP’nin genel baskan ve yardimcilarinin, onlarla ilgili ikircikli ve kaçamakli söylem ve tavirlari. Gerçi, son günlerde, hem AKP’nin hem de CHP’nin bazi yetkilileri çekingende olsa tepkili sözler ettiler. Iikisi gibilerin yarattigi hava, seçmenin gerçek sorunlarini ve partilerden bekledigi somut çözümleri geri plana ve seçim yarisini olmasi gereken kulvarin disina itiyor. Bu durumun, elbette daha çok ana muhalefet partisinin zararina oldugu tartisilmaz. Sorunlarina ve beklentilerine yanit bulamayan seçmenin her seçimde oldugu gibi 2014 yerel seçiminde de güçlünün arkasinda durmasi yani iktidarda olan partiden yana sandiga gitmesi, yakin geçmisin gerçegidir. Neden bunlarin altini çizdim; Birincisi, seçim kampanyasi bu tür magazin haberlerin ve birkaç ismin üzerinden giderse, kentin asil sorunlari gündeme gelemeyecektir. Bu durum, yine iktidar partisinin isine yarayacaktir. Genelden bakarsak, görülen gidisat söyle; AKP’nin, 30 Mart 2014 yerel seçim propagandasini, sisirerek renklendirdigi yeni projelere ve vaatlere dayandirdigi gözüküyor. Sözünü ettigim belediye baskani bir yana, baska hiçbir yerde AKP adaylari konusunda ne bir haber ne de tartisma var. Oysa CHP’de, haftalardir basta Sarigül’ün partiye dönüsü olmak üzere, birçok yerde aday adayi kapismasi mansetlerden düsmüyor. Üç büyük ilde ekranlarda izlenen aday adayi senaryolari, seçmen indinde tam bir “politika dizisine” döndü. Bu gözlemlerim dolaysiyla, 1973 den bu yana sorumluluk aldigim yerel seçimlerden ögrendiklerimi, bir son kez daha yinelemek istiyorum; CHP’de yillardir, adaylarin atama ile belirlenmesi gelenek hâline geldi. Bu nedenle, üye tabani çok genis olan seçim bölgelerinde örgüt, hem propagandada hem de seçim günü sandikta yeterince çalismiyor. Oysa geçmisteki basarilarin arkasinda, adaydan çok, mahalle delegesinden genel baskana kadar, bilinçli ve özverili çalisan parti örgütünün oldugu bir gerçektir. Bu nedenle CHP, 2014 seçiminde, özellikle büyük kentlerde adaylarini, ön seçimle yani partiye kayitli üyelerle ve yargiç denetiminde belirlemelidir (geçmisteki belgeler, simdilerde sözü edilen, genel merkezin yaptiracagi anketlerin ya da egilim yoklamasinin asla dogru adayi yansitmadigini göstermistir). Genel Baskan, genel merkez ve yerel yönetimler, gücünü ve zamanini aday tartismasi yerine, Istanbul basta, büyük illerde, kent sorunlari ve çözüm önerileri üzerine yogunlastirmalidir. Geçmis sandik sonuçlari, özellikle seçmen sayisinin milyonlari astigi her yerde, halkin adayin kim olduguna degil, hangi partinin kendisine daha dürüst, daha verimli, daha hizli ve daha hakça hizmet verecegine baktigini belgelemistir. |
|