Cevikce / Haber ayrıntısı

Hakim seçmen hangi psikolojide?

Yüzlerce yillik Osmanli feodalizminin biçimlendirdigi insanimiz, Birinci ve Ikinci Dünya savaslari arasindaki kisa süreyi saymazsak, 1500’lü yillardan bu yana ayni toplumsal/siyasal kültürle bilinçleniyor.
 


(Bilinci, içsellestirilmis bilgi olarak ele aldigimi belirtmeliyim.) Insan, iç dünyasina bakan bir canlidir ve diger hayvanlardan bu yönüyle de ayrilir. Kendi disindaki gelismelere bakarken, iç dünyasina döner ve kendine bakar. Karsilik bulmadiklarini görmez, umursamaz. Yönetenler onu kullaniyor, sömürüyor, eziyor, insan yerine koymuyordur ama... Insan iç dünyasinda yillarin birikimiyle yerlesmis din, gelenek, aliskanliklar vs. gibi degerlerine baktiginda gördügü sudur:
“Büyük insanlar bir seyi yapiyorsa, mutlaka bir bildikleri vardir!”
“Müslüman adam asla kötülük yapmaz!”
“Kapiya kadar her türlü yardim malzemesi getirenler hayirseverdir ve bir hayirsever dünya nimetlerine tenezzül etmez!”
Böyle bir ‘bilinç’ e sahip insana, yolsuzluk haberleri ne kadar etki eder?
Böyle bir ‘bilinç’ e sahip insani, hukuksuzluk ve fasizm haberleri ne kadar degistirir?
Bakmaz bile ki, görebilsin... Gözünün içine soksaniz, sizi kendi iç dünyasindaki kimlikle uyusturamadigi için, diyecegi su olur:“Benim düsüncelerim benim mevcut düsüncelerime, sizin düsünceleriniz sizin mevcut düsüncelerinize aittir!” Onu uykusundan uyandiracak en gerçekçi, en somut gelismeler bile “ha” deyince sonuç getirmez. Insanin iç hesaplasmasi kolay erçeklesebilen bir degisim degildir.
1800’lü yillarin sonlarinda Harward’li ünlü profesör ve pragmatizmin babasi William James, “Ancak dikkat ettigim seyler zihnimi biçimlendirir, seçici ilgi olmasa deneyim bir karmasadan baska bir sey olmazdi” der. Zihin, insan için çok önemlidir. Onu, kendi dis dünyasindan seçtigi bilgilerle olusturur. Örnegin solcu, onun için ahlaksizdir, teröristtir, kisitlayicidir...Insanimizin büyük bir çogunlugunun siyasal yelpazede kendini ‘sagci’ görmesi; bilimsel olarak ‘sag’ oldugu anlamina gelmez. Gerçekte bilimsel anlamiyla ne ‘sag’i biliyordur ve ne de ‘sol’u.
Bazi insanlarimiz kendi iç dünyasinda kendini ‘Türk’ olarak biliyor. Ayni iç dünyada Osmanlilik da yasatildigi için, bu insanlarimiza göre Osmanli da ‘Türk’tür. Atatürk’ün, ulusuna ad verdigi ‘Türk’ kavramiyla, insanimizin iç dünyasindaki Türk’ün, bilimsel açidan fazla bir benzerligi yoktur. Anadolu’da, Osmanli degil de Karamanoglu egemenliginde yüzyillar geçirilseydi, bugün ayni çeliskileri yasamayabilirdik. Türk kavrami üzerinde yapilan tartismalarda, iste bu birbiriyle örtüsmeyen yüzlerce yillik ‘bilinç’ in etkisi vardir. Müslümanlik da öyledir! Orta Asya’dan Anadolu’ya gelenlerde, Saman geçmisle harmanlanmis Sia Müslümanligi iç dünyalari bilinçlendiriyordu. Yesevi, Yunus Emre, Ahi Evran, Nasreddin, Hacibektas, Karacaoglan... Bu süreç, ‘13. Yüzyil Aydinlanmasi’ ile doruga ulasti. Saltanatin ganimet sömürgeciligine geçisi ve türlü yozlastirmalarina karsin, Yavuz Selim Abbasi Halifesi’nden Sünni Halifeligi alincaya kadar, sürdü bu kültür-inanç sentezi.
Bugün eger eline-beline-diline sahip olmayan, Edebali’nin bile sözlerini tinmayan bir ahlak yapimiz varsa, sebebi iç dünyamizin uzun yillar içinde “bilinç”lenmesindendir. Sünni inancin en temiz, en ari hali diyebilecegimiz Hanefilik, bugün Anadolu insaninin inanç etiketi olsa da, yasanan ve yasatilan düpedüz siyasal Islamciliktir. Ebu Hanife ne demis, ne yapmis, siyasal Islam’dan ne acilar çekmis; kimsenin ilgilendigi konu degildir. Modern çagda, insanlarin iç dünyasini biçimlendirme, algilari yönetme iktidarlarin temel ugras alanlarinin basinda geliyor.
Dis dünya nasil gelisirse gelissin, hangi degisimler yasanirsa yasansin, iç dünyalari biçimlendirilmis insanlarin kisa sürede görüslerini degistirmesi beklenmemelidir.
xxx
Bunlari ben yazmadim. Çanakkale’nin Biga ilçesindeki “biGazte”nin yazarlarindan Adil Korkut’un yazisi. Adil Korkut’un adinin basinda Prof. Dç. gibi sifatlar yok. Bir büyük medya kanalinin ya da gazetenin ünlü yorumcusu da degil. Her gün internet sayfalarinda rastladigimiz, genç kusagin binlerce “aklindan” biri. Adil Korkut’un bu yazisi, Basbakan Erdogan’in Gezi olaylarinda Cumhurbaskani Gül’e ragmen, “demokrasi sadece sandiktir” diyerek takindigi hukuk ve hak tanimayan baskici tavrinin nedenini çok iyi açikliyor. Ancak ayni zamanda, Basbakan ne dese, ne yapsa da artik karsisinda, degisim ve yenilesme yolunda asla boyun egmeyecek bir kusagin oldugunu da belgeliyor. Böyle baktigimizda, 2014 yilindaki iki seçimde de, Adil Korkut’un saptamalarinin, etki-tepki ve sonuçlarini görebilecegiz!

Tarih: 6.01.2014 10:54:18

Okunma : 659

Kategori : Vatan Gazetesi

yorum oku/yaz - Yazdır