 |
AKP’nin Afyon’daki genisletilmis yetkili kurullar toplantisini beklemeye gerek yok. |
|
R.T.Erdogan’in cumhurbaskani adayi olacagi ve yeni genel baskanin seçilecegi genel kurul toplanana kadar kendine bagli birisini de basbakanliga koyacagi anlasildi. Çankaya’ya çikinca da, AKP’nin kurucu ilk besinden o tasrihte en önde geleni Abdullah Gül, ya cumhurbaskani R.T.Erdogan’in emir ve kontrolü altinda basbakanliga razi olacak, ya da kendi deyisiyle, “Mevcut sartlarda siyaset plani_ yok" olacak! R.T.Erdogan’in, Çankaya’daki (beklenmedik bir sey olmadikça) uzunca yillar sürecek “aile boyu tek elden ülke yönetimi” böyle baslasa da asil hesabinin, ilk firsatta, “baskanlik” sistemine geçmek oldugu çok açik. O nedenle Agustos’ta, yüzde 50’nin üzerinde bir oy alarak birinci turda cumhurbaskani seçilmek istiyor. Öylece, elde ettigi güçlü destekle, arkasindan yapilacak genel seçimde AKP’yi, anayasayi degistirecek sayida milletvekili çikaracak duruma getirme hirsi içinde. Iki gözü yasli kadim din kardesi Bülent Arinç, “yüzde 100 adayimiz Recep Tayyip Erdogan oldugunu biliyorum, Cumhurbaskanligi seçiminde MHP seçmeninin en az 3'te birinin, CHP seçmeninin ise yüzde 20'sinin AK Parti'nin adayina oy verecegine de inaniyorum” diyerek, adina yakisir(!) bir propagandist oldugunu gösterdi. Bütün hesap, seçmenin yüzde 50’den çogunu, R.T.Erdogan’in imajina bagli olarak AKP’lilestirmek. Yarim yüzyillik siyasal deneyimimle, bu hesabin gerçekçi oldugunu ben de söyleyebilirim. Açiklayayim; Seçmen, oyunu kullanirken genellikle iki etmenin etkisi altinda kaliyor. Kisa dönemli ekonomik hesabi ve buna bagli olarak, iktidar gücünü gösteren parti ya da lider. Ortalama seçmen ki (oy çogunlugunu elinde tutan kitle), üç dönem iktidarda olan bir partiye oy verme egiliminden vazgeçmesi için bir baska parti ya da partiler ittifakinin güçlü bir atak yapmakta oldugu sanisina girmesi gerekir. Bu gerçegi en iyi yakalayan parti daha dogrusu liderin R.T.Erdogan oldugunu kimse yadsiyamaz. Bu nedenle gezi olaylarindan beri, iç ve dis ciddi elestirilere hiç kulak asmadan, demokratik hakkini kullanan sivil toplumun ve genç kusaklarin ve hatta muhalefet milletvekillerin üzerinde polis siddetiyle baski kurdu. Yakin tarihte orta Avrupa’da gördügümüz kitle ruhunu istismar eden bazi liderler gibi iktidar gücünü sonuna kadar kullandi ve kullanmayi sürdürüyor! Iste kritik nokta burasi; Baskanlik yolunda hirsla yol alan R.T.Erdogan’in en azindan birinci turda seçilememesini hedeflemek geriyor. Yani birinci turda yüzde 50’nin altina düsürmek için özellikle iki muhalefet partisi, her türlü parti hesabini asmalidir. Ancak son günlerde hem CHP’nin hem de MHP’nin yetkililerinin tutturdugu söylemde, bu sorumluluktan eser yok! Animsanacagi gibi benim gibi birçok kurum ve kisi, yerel seçimden aylarca önce, CHP ile MHP’nin bir yolunu bulup ittifak etmeleri gerektigi üzerinde yazdi ve çizdi. Özellikle MHP Genel Baskani anlasilmaz bir telasla erken aday saptamayi ve ilan etmeyi, marifet bildi. CHP Genel Baskani da parti içi küçük hesaplara karsi çikma cesaretini gösterip, gerekli adimlari atamadi. Onlara ragmen, bazi il ve ilçede akli basinda seçmen, bu iki partiden birinin adayi üzerinde yogunlasma becerisini gösterdigi için özellikle MHP göreceli ve az sayida da olsa beklediginin üstünde oy alarak, sonuç aldi. Simdi, Agustos’taki cumhurbaskanligi seçimi için bu çaba beklenirken, yine iki lider de anlasilmaz bir tavir içindeler. Ikisi de sanki yigitlik gösterisine kapilmisçasina “partimiz adayini elbette belirleyecektir” diyebilmekte. Onlar öyle deyince de, kirlenmis olmasina karsin örnegin büyük olaninin bir eski genel baskani, aday olmak için eteginden düsmeyen yakin çevresiyle kampanyaya baslamis durumda! Sanki muhalefetin en yetkin(!) takimlari, bu ülkede yasamiyor gibi, 17 Araliktan bu yana yükselen azgin dalganin aymazligi içinde, kendi takalarini yüzdürmekle mesguller. Agustos sonunda bakalim yine karaya firlatildiklarinda, suçu kimde arayacaklar? Beyler “suçlu aranizda, aramizda”! |
|