Cevikce / Haber ayrıntısı
AKP’nin yolu nasil açildi? |
Geçen haftaki “Yeni Türkiye imis!” baslikli yazimda su saptamalari yapmistim: |
|
“Ülkeyi, 2002 seçiminde komsularla “sifir sorunlu” devraldiklari halde, bu gün hemen tüm sinir komsularimizla, savas ortamindayiz.” “En yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasindaki gelir farki, artarak 8,5 kata çikmis. Nüfusun yüzde 18’i yoksulluk sinirinda, yüzde 5’i açlik riski altinda.” “Hukuk devleti askiya alinmis. Yasalar herkese esit degil, iktidardakilere ya da yandaslara dönük ayricalikli uygulanir olmus. Tüm kamu yönetimi, laik demokratik cumhuriyet ilkelerine karsit bir anlayisin eline geçmis. Ülkenin ve yurttasin birlik ve dirligi kalmamis.” “Hedefleri, ‘dindar gençlik’ yaratmak sevdasiyla, temel egitimin yapisini, tümüyle ‘imam-hatipli’ yapmaktir. Öylece, sorgulayan, tartisan ve yorumlayan degil, dinleyen, susan ve biat eden(uyan) bir gençlik yaratmak istiyorlar.” Ve yazimi söyle bitirmistim: “Bir cümle ile ‘Bunlarin’ lafini ettigi Türkiye, asla ‘yeni’ degil, ‘eski, karanlik ve kapali bir Türkiye’dir’. Sorumlusu yalniz ‘Bunlar mi’, basarirlar mi, derseniz? Yanitlarini, birlikte arayacak ve tartisacagiz.” Tartismaya, 2002 seçiminden yani AKP’den, daha dogrusu R.T.E’den öncesinden baslamak istiyorum: 1995 seçiminde, Cumhurbaskani Demirel hükümet kurmakla en çok oyu (%22) aldigi için, önce REFAH Partisi Genel Baskani Erbakan Hoca’yi görevlendirdi. Ancak, Hoca’nin koalisyon önerisini, (Demirel’in de telkiniyle) Dogru Yol Partisi (DYP) Genel Baskani Tansu Çiller ile Anavatan Partisi (ANAP) Genel Baskani Mesut Yilmaz olumlu karsilamadilar. Ve o asamada Erbakan, hükümet kuramadi. Sonrasinda DYP ile ANAP, aralarinda anlasarak, önce iki yil Mesut Yilmaz’in, sonraki iki yil da Tansu Çiller’in basbakanligini öngören, ANA-YOL hükümetini kurdular. Kisa süre sonra, Mesut Yilmaz, iki merkez sag partiyi kendi liderliginde birlestirme hesabiyla Çiller’i tasfiye etmek için yolsuzlukla suçladi. ANA-YOL hükümeti dagildi. Tansu Çiller’in siyasetten dislanmasina, Mesut Yilmaz’in da Yüce Divan’da yargilanmasina kadar giden olaylarin baslangici oraya dayanir. Erbakan, ikinci kez görevlendirildiginde Mesut Yilmaz ile anlasti. Hükümet çatildi, mecliste imzalar atilmadan bir gece önce neler olup-bittiyse, Mesut Yilmaz, Erbakan Hoca’nin basbakanligini göze alamadi. Yillar sonra, askerlerin baskisina gögüs geremedigi yazildi-çizildi. Refah-ANAP koalisyonu baslamadan bitti. Hakkindaki yolsuzluk suçlamalarindan kurtulmak için Tansu Çiller hiç zaman yitirmeden, Refah Partisiyle hükümet kurmak için, Erbakan Hoca’nin basbakanligina razi oldu. Böylece, 1969’dan beri Milli Görüs’ü basbakanlikla taçlandirmak isteyen Prof. Necmettin Erbakan muradina ermis oldu...(O tarihte R.T.E, Refah’in Istanbul Belediye Baskaniydi) 1974’te 1.Ecevit hükümeti kurulurken Milli Selamet Partisi ile yapilan koalisyon çalismalarini yürüten komisyonun üyesi oldugumdan dolayi Milli Görüsçüleri, baskalarina oranla daha yakin tanima firsatim oldu. Milli Görüs’ün su üç hedeften ayrilmasi hiçbir zaman söz konusu olmadi; Birincisi, Erbakan’in sözüyle, ‘Bati Taklitçiliginden’ kurtulma iddiasidir. Bunun özü, Avrupa Birligi’ne karsi olmaktir. Hoca’ya göre, eski adiyla Avrupa Ortak Pazari yerine, “Müslüman Ülkeler Ortak Pazarina” dogru gitmek gerekirdi. Ikincisi Israil karsitligidir; Basbakanliktan gitmesini zorlayan 28 Subat olayina, Sincan’daki “Yahudi nefreti” konulu, asiri dinci piyes ile baslayan gelismeler neden olmustur. Üçüncüsü ve bence en önemlisi de, yine Erbakan Hoca’nin kendi sözü ile “arka bahçesini” yani imam hatip okullarini, egitim sistemimizin alt yapisi haline getirmekti. Not: Devami gelecek hafta. (R.T.E’nin Imam-Hatip okullarinda yaptigi konusmalari akilda tutarak) |
Tarih: 24.11.2014 15:44:24 |
Okunma : 525 |
Kategori : BiGazete |