Cevikce / Haber ayrıntısı

“Demokrasi, sadece ‘sandik’ degildir”Abdullah Gül?

Erbakan Hocanin 1974’deki CHP-MSP koalisyon hükümetinde birlikte oldugumuz ilk takimini, yakindan tanidim
 


. Basta, Oguzhan Asiltürk, hepsi de, milli görüs siyasetine akildan ve gönülden içtenlikle bagliydilar. Kurucusu Prof. Necmettin Erbakan kadar onlar için de, milli görüs davasinin, elbette “Islâmî” boyutu çok önemli ve öncelikliydi. Ama her konuda ve kosulda bir o kadar da, “milli” idiler. Bu sifati bilerek seçtim. Çünkü milli derken, milliyetçi, hele ki, irk milliyetçisi olmadiklarinin altini çizmek istedim.

12 Eylül darbesi sonrasi, Erbakan Hocanin yaninda yer alan ikinci kusak takim da, Bülent Arinç ve Abdullah Gül basta hepsi de, yine öncekiler gibi halkin ve ülkenin milli (ulusal) çikarlarini hep gözettiler. Parti son kez kapatildiginda, Erbakan Hocanin yeni partisi Saadet’in basinda, yipranmis Recai Kutanla devam etme karari, Arinç ve Gül ile genç kusak arkadaslarinin partiden kopmasina neden oldu. AKP’de yola koyulmalari, hiçbir sekilde, milli görüsten ayrilis degil, tam anlamiyla, yeni ve genç bir kadro anlayisina dayaniyordu.

Recep Tayyip Erdogan’i, Genel Baskanliga onlar getirdiler. Çünkü R.T.E, 1997’de yarim kalan Istanbul Belediye Baskanligini izleyen yillarda, Islâmî siyaset çizgisinde öne çikan bir “yüksek ses” olarak, özellikle milli görüs seçmen tabaninda üste çikmisti. Dolaysiyla, artik meclis düzeyinde deneyim kazanmis olan Arinç-Gül ikilisi, kendileri kadar, egitimli, bilgili ve görgülü olmasa da, R.T.E’nin, sandikta kendilerinden daha çok var oldugunu gördüler. Su konuda hiç kuskulari yoktu: Partinin basinda olsa da, “devlet ve ülke yönetiminde, R.T.E onlarsiz bir adim bile atamaz”. Uzatmayalim, 2007 seçim sonuna kadar, umduklari gibi de oldu, denebilir.

Yanildiklarinin ilk isaretini, 2007 seçim aksami görmüs olmaliydilar! Animsanirsa, balkon konusmasinda, R.T.E. seçim sonuçlarini, tümüyle “aile boyu kisisel bir basari” olarak ilan etmisti. Artik milli görüsten tümüyle uzak, açikça, laik demokratik cumhuriyet karsiti ve “Müslüman Kardeslere” özenen “gayri milli” bir Arap-Islâmî siyaset önderi havasindaydi. Üstelik çok duygusal, heyecanli ve karali bir edayla, kendinden önceki “zindik” politikacilarla hesaplasma hirsi içindeydi.

2011 seçiminden sonra, her gün ve her firsatta eline mikrofon geçtiginde, artik kendisine, “erisilmez bir güç” (onun deyisiyle) vehmettigi açikça görülür oldu. O gerçege ragmen, Cumhurbaskani Gül ve Basbakan Yardimcisi Arinç, onun(R.T.E.) degil, kendilerinin “onsuz adim atamaz” duruma düstüklerini görmemek için ya arkalarini döndüler, ya sindiler. Ya da, gördüler ama o kadar çok yanlisa ve hatta suça ortak olmuslardi ki, artik tek yapabilecekleri aglamak ve sizlanmakti.

Gezi aksami, hem Gül hem de Arinç için tam kopusun tarihi oldu. “Polisin orantisiz güç kullandigini” söyleyen Cumhurbaskani, “demokrasi sadece sandik degildir” diyerek, Basbakan R.T. Erdogan’a ilk kez açikça karsi çikiyordu. R.T.E.’nin Tunus’tan yaniti çok sert oldu: “evet, demokrasi sadece sandiktir”! (zaten, basbakanliginin ilk günlerinde, Rize’de “demokrasi bizim için amaç degil, hedefimiz yolunda bir araçtir” demisti). Olaylarin 2. günü, Gezinin temsilcilerini kabul edip, anlayisli bir tavir sergilemesi ise, Arinç’in, ugrunda çok agladigi Genel Baskaninin gözünden, düsüp gidisi oldu.

Simdi artik “IKISININ” de durumu, gelecek günler için “BIRILERINE” ders olmali? Bu gerçegi erken gören Mit Müstesari, kapagi dokunulmazligi olan milletvekilligine atmak oldu, ama beceremedi! Emanetçi Basbakan, hala bindigi halinin nereye dogru uçtugunu göremeyen bir keloglan örnegi! Inanmadigi her halinden belli olan, bir basbakan yardimcisi, “çözüm süreci” hikâyesinin kalemsörlügünden caymak çabasinda. Sarayina çekildiginden beri, tayfalarini uzaktan kumandayla yönetmek isteyen KASIMPASALI’nin, Anonim Sirket kurma sevdasi ugruna, AKP gemisi su aldigi için bilinmez bir sahile dogru sürükleniyor. Ne var ki, beraber denize indirdigi “kader arkadasi (Gül)” ve “çarkçi basi (Arinç)” artik yaninda degil. Dibe oturmasi, “çözüm süreci firtinasina” bagli! Dileriz, 80 milyona ulasan yolcusu, can kaybi olmadan yüzerek te olsa, yakin bir kumsala çikabilir…

Tarih: 2.04.2015 07:44:39

Okunma : 584

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır