 |
Politik yasamimizin karsi karsiya oldugu çiplak bir gerçegi, herkes artik kabullenmek durumundadir. |
|
Bir tarafinda aile boyu AK Saray’in, diger yanda ise, hatta içinde AKP’lilerin de oldugu, ikili bir savasim yasaniyor. Üstelik kurallarini ve kosullarini da, Recep Tayyip Erdogan’in koydugu bir politik savas. 13 yildir bir anlamda ülkeyi tek basina yönetirken, anayasa basta, yasalara, hukuk kurallarina, geleneklere ve hatta siyasal göreneklere karsi ve aykiri çok sayida ve de bilinçli olarak o kadar çok karar aldi ve uyguladi ki, simdi artik kendisine cumhurbaskanligi sorumsuzlugu ve dokunulmazligi bile yetmiyor! O nedenle artik, “Baskanlik” inadini ve hirsini gerçeklestirmekten baska hiç bir sey düsünmez durumda. AKP de karsisinda derken, basindan beri parti kurucu önderleri Abdullah Gül ve Bülent Arinç’in da “Baskanlik” sistemine karsi oldugu gerçegini, animsatmak isterim. Kisa süre önce ne demisti: “kizilcik surubu içip kan kustum”? Niye demisti, çünkü yolun basinda söyledigi “demokrasi bizim için hedefe giden yolda bir araçtir” i gerçeklestirmek için sabretmeyi ve uygun zamani beklemesini bildi. Çünkü tek güvendigi silahi “sandikti(!)”. Ne zaman ki, yari seçmeni yanina aldi, artik hedefine(!) gidebilirdi: Avrupa Birliginin (AB) zoruyla baslattigi demokratiklesme konusunda frene basti. Oslo’da kapisini açtigi “çözüm sürecini” 7 Haziran öncesi Dolmabahçe’de durdurdu ve askerlerin elinden aldigi “vesayeti”, medya ve yargi üzerinde bir baski unsuru olarak kullanip, özgürlükleri ve insan haklarini kisitladi. Kader birligi ettigi Cumhurbaskani Abdullah Gül, “demokrasi sadece sandik degildir” dediginde, “evet, demokrasi sadece sandiktir” derken Recep Tayyip Erdogan, tarihin en eski devleti ve yüz yila yakin süredir demokratiklesme yolunda ilerleyen tek Müslüman ülke Türkiye Cumhuriyetini, tek basina ve tek elden yönetme hirsi ve kararligi içinde oldugunu belgeliyordu. Iste o nedenle 7 Haziran seçim sonuçlari “Onun” için bir anlamda “darbe” oldu! Her seyi göze aldigi “oyun” bozuldu. Hem de çok güvendigi sandikta bozuldu. Basta dedim ya, politik savasimin bir tarafi R.T. E. ama öbür tarafi da, seçmen adina TBMM’deki diger partiler. Gelin görün ki, oyunun karsisindaki asil koz sahibi partiler (CHP-MHP), R.T.E’nin bozulan oyununu elinden alamadilar. En ciddi yanlisi da CHP yapti: 40 gün sürdürdügü görüsme sonunda yaptiklari açiklama, bütün beceriksizliklerini belgeliyor; “Basindan beri bize koalisyon teklifi yapmadilar”. Peki, öyleyse siz 40 gün ne görüstünüz? Madem sonuçta koalisyon yoktu da, niye ilk gün çikip, bunu halka söyleyip görüsmeyi kesmediniz? Ve simdi CHP ve MHP Sayin Genel Baskanlari “Siz Beyler”, R.T.E’nin “oyun kartlarini” yeni bastan karmasina firsat veren Sizlersiniz! Yine de diliyor ve inaniyoruz ki, bu çirkin oyunun “asil sorumlusunu” seçmen artik tanidi ve 7 Haziran’daki kararini daha da pekistirecek yürekliligi 1 Kasim’da da sürdürecektir. |
|