 |
Bir yandan AKP'yi fiilî "Genel Baskan " olarak elinde tutan, bir yandan da anayasa, |
|
babayasa tanimadan artik ülkeyi "tek basina ve tek elden" yöneten Cumhurbaskani R.T. Erdogan'in, daha önce de danisman olarak yanindaymis. Ak Saraya geçtikten sonra ön plana çiktiginda dikkatimi çekti. Internete girdigimde, gerekli ve yeterli bilgiyi aldim. "Ibrahim Kalin, Sayin Cumhurbaskanimiz tarafindan sözcü olarak görevlendirildi. Sayin Cumhurbaskanimiz adina açiklama yapabilecegi gibi, gerekli hallerde gündeme iliskin degerlendirmelerde de bulunabilecek". Sözcü Kalin'in, hem göreviyle ilgili yaptigi açiklamalari ve konusmalari uzun bir süredir dikkatle izliyorum, hem de kendisinin yazdigi ve hakkinda yazilan kitap, belge gibi her türlü kaynagin içine girdim. Sonuçta kimligini, amaçlarini ve programlandigi hedefini en açik bir sekilde ortaya koyan bir tanimlamayi, hem de kendi kaleminden buldum: "Modernite, özne haline gelmis bireye her tür tercih hakkini sunmakta ve böylece onu 'özgürlestirmekte' fakat varligina ve hayatina iliskin her tür sorumlulugu da bireye birakmaktadir. Modernitenin bu 'bu anlam'a karsi özgürlük' tutumunun karsisinda, gelenegin anlamli bir hayat yasamak için özgürlügün (sinirsiz tercihlerin) sinirlanmasi teklifi durmaktadir. Gelenek, bireyi daha genis bir bütünün parçasi olan birey, ancak bu bütünle uyumlu bir sekilde hareket ettiginde anlam sahibi ve rasyonel bir varlik haline gelebilir…Moderdite, anlamdan yoksun bir özgürlük vaadinde bulunurken, gelenek anlamli bir hayat yasamak için özgürlügün sinirlandirilmasi gerektigini söylemektedir". Cumhurbaskani sözcüsü Ibrahim Kalin'in, bütün bu düsünce ve önermelerini adina yaptigi Recep Tayyip Erdogan, animsanirsa, Basbakanliginin ilk günlerinde memleketi Rize'de, siyasal ve toplumsal amaç ve hedeflerini ve bu günlere geliste izleyecegi politik plan, program ve stratejilerini açiklayan önemli sözler etmisti. Örnegin, sikça altini çizdigim ve bu gün artik gerçege dönüsen bir sözü suydu: "demokrasi bizim için hedefe giden yolda bir araçtir", bir baskasi; "artik milli görüsçü degil, Menderes'in devami, muhafazakâr demokratim". Yillar sonra Askerlerin elinden vesayeti kendi eline alip, medyayi, yargiyi baskisi altina alinca (hatta sabir edip uygun zamani beklemesini de ‘kizilcik surubu içip, kan kustum' diye açiklamisti), "demokrasi yalnizca sandiktir" demeye baslamis ve yeni kusaklari, kendi bilinçaltindaki önyargili yasam biçimine zorlayacagini ilan etmisti, "hedefimiz, Islamci kusaklar yetistirmektir". Iste, "Cumhurbaskani R.T.E adina, açiklama ve degerlendirmeler yapan Sözcü Kalin'in yukariya aldigim siyasal, toplumsal ve felsefi iddialarinda, Milli Görüsün özünde bastan beri var olan "bati kulübü" karsitligi anlayisiyla, cumhuriyetin, "çagdas uygarlik düzeyine ulasma" hedefine karsitlik, açikça görülmektedir. Yani bireyin, özgür düsünceye dayali, yaratici ve sorgulayan bir kisilige yükselmesi yerine, dinî kurallar içinde, geleneklere uygun ezberlere hapsolmasini zorlayan bir yasam öngörüsü! Diyeceksiniz ki, bilinenleri tekrar edip duruyorsun? Hemen her hafta, baska bir nedenle de olsa, ayni seyleri yazmamin nedeni su: R.T. Erdogan'in, "Baskan" olmak için her alanda bütün gücüyle savasim verirken asil kadrolasmak, politik hedeflerine, bilimsel ve teknolojik içerik kazandirmak ve kitlelere kendi gündemi içinde tutmak için varini yogunu kullandiginin, bir kez daha altini çizmek. Iste bu gözlemlerim, 1 Kasimda, AKP'nin oyunun artmamasinin, 1 Haziran'dan çok daha yasamsal önem tasidigini belgeliyor. Bunun için bu seçimin de kritik partisi yine HDP! |
|