Cevikce / Haber ayrıntısı

Bu seçimin de kritik partisi, HDP’dir - 4

Her hafta oldugu gibi bu yazimi da 10 Ekim VAHSETIN’den önce hazirlamistim.
 


Saatlerdir, yogun bir karamsar ve umutsuz ruh hali içindeyim. Ve “sanki sirf kendimi tatmin için yaziyor ve gerçekleri benden daha iyi gören, bilen ve yorumlayan sizleri rahatsiz ediyorum” baskisina kapildim. Ve yayinlamaktan vaz geçtim. Ancak, istifasi sorulan Içisleri Bakaninin o sorumsuz ve basit halini ve arkasindan Basbakaninin, tamamen 1 Kasim propagandasina dönük konusmasini görünce, haftalardir aklima çivi gibi saplanan ve 8 Haziran sabahindan beri her hafta israrla yazdigim konunun üzerine gitmenin, hepimiz için bir görev olduguna bir kez daha inandim. AKP Genel Baskaninin konusmasinin özeti suydu. “bu saldiri demokrasimize karsidir, o nedenle HDP’yi barajin altina düsürün ve biz 276’yi bulup, tek basimiza iktidarimizi sürdürelim”. Emanetçinin(!) “demokrasi dedigi de, bildiginiz gibi, AK Sarayin “Baskanlik” sarayina dönüstürülmesini saglayacak ve Abdullah Gül’ün bile “demokrasi yalnizca sandik degildir” diyerek karsi çiktigi, “sandik demokrasisi”?

Evet, ülkemin sorunu demokrasi ama R.T. E’nin istedigi demokrasi degil, “Türkiye’mizi çagdas uygarlik düzeyine götürecek, laik demokrasi”. Onun için de, 7 Haziran’da oldugu gibi 1 Kasim’da da, AK Saray, emrinde güdecegi 276 sandalyeyi bulamamalidir. Onun için de HDP baraja takilmamalidir. Iste bu nedenle de dördüncü kez ayni basliktaki yazimi yayinlamayi görev bildim:

Anketlere ragmen ben, HDP’nin barajin altina düsme olasiliginin ciddi oldugunu gördügüm için üç haftadir bu basligi atiyor ve olabilecekleri yorumlamaya çalisiyorum. SHP döneminde CHP’nin Adana Il Baskanlarindan arkadasim Recep Karaahmetli’den, son yazima dönük aldigim iletiyi, yine bu baslik altinda paylasmak istedim:

Agabey,
Uyarilarinizin stratejik oldugunu daha net vurgulamalisiniz diye düsünüyorum. Ben sizin Parti ve Ülke sevginizin, kisisel kaygi pragmatizminizin çok önünde oldugunu en yakin bilenlerdenim. Söylemeye çalistigim; HDP ve Demirtas’in, samimi olma ihtimali %1 bile olsa desteklenmeli, cesaretlendirilmeli ve o ihtimalin yüzdesi arttirilmalidir. Dogru strateji budur. Üç haftadir yazmayi sürdürdügünüz "Bu seçimin kritik partisi gene HDP" baslikli yazilarinizi dikkatle takip ediyorum. Ben kendimi Ulusalci olarak tanimlarim. Ulusalci tanimim da kendime göredir; Asil olan ülkemin çikarlaridir. Bütün ideolojiler ve siyasi stratejiler ülke çikarlarina hizmet ediyorsa bir deger tasir.

Hatay'in Fransiz isgali yillarinda 11 yil milis çeteci olarak mücadeleye katilmis, “Kurtulustan” sonra da kendisine "Karayilan" soyadi armagan edilmis bir babanin ogluyum. Okuma yazmasi bile olmayan babam, “Milislik” yillarindaki komutanindan ögrendigi iki ilkeyi tüm çocuklarinin beynine çivi gibi çakti;
-Bir kadini sevmenin bile bedeli varken, Vatan sevmenin bedeli olmaz mi, karsiliksiz bile degil, bedel ödeyerek seveceksin Vatan'i.
-Bir gün, savasta senin olan Vatan'in barista baskalarinin oldugu hissine kapilabilirsin. Sakin yenilme bu duyguya! Dermis komutani babama...

Hayatim boyunca bu pencereden baktim hem hayata hem siyasete. Bu gün ayni pencereden baktigimda, HDP'nin, Türkiye Partisi olma dogrultusundaki söylemlerine (bütün süphelerime ragmen) yürekten inanmak istiyorum. Demirtas'in "Türkiye'yi böldürtmeyecegiz, çocuklarimizi öldürtmeyecegiz" çikisinin, PKK ile arasina mesafe koyma ve "Türkiye Partisi" olma yolunda samimi bir isaret olmasi için dua ediyorum. Çünkü HDP'nin Türkiyelilesmesini, hem terörle mücadelenin ve iç barisin, hem baris yolundaki yasal muhatapligin, hem de hala devam eden diktatoryal rejime dönüsme tehlikesinin önlenmesinin olmazsa olmaz kosulu olarak görüyorum. HDP ve Demirtas'in bu çikislarinin samimi olma ihtimali %1 bile olsa, mutlaka, desteklenmeli ve cesaretlendirilmelidir.

AKP-CHP Istiksafi(!) koalisyon görüsmeleri sirasinda da ayni pencereden baktim. Davutoglu'nun, RTE'nin direktiflerine karsi çikacak cesaretinin olmadigina %99 inanmama ragmen, %1 lik ihtimal ugruna, AKP kadrolari içerisinde Saray vesayetinden rahatsiz olanlarin cesaretlendirilmesi, onlarin ellerinin birazcik da olsa güçlendirilmesi için koalisyon görüsmelerinde daha yumusak davranilmasi gerekliligini savundum.

Sözün özü Agabey, üç haftadir devam ettiginiz yazi dizinizde dikkat çektiginiz stratejik noktaya, tamamen katiliyorum. Bizim Mahallenin "Mahalle Baskisi" umurumda degil. Çünkü ulusalciyim, çünkü ülkemi çok seviyorum.

Tarih: 19.10.2015 11:31:05

Okunma : 511

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır