Cevikce / Haber ayrıntısı

KILIÇDAROGLU, 1973 seçimindeki ECEVIT gibi

7 Haziran seçiminin ertesi günü baslayarak
 

üst üste alti hafta, CHP’nin AKP ile koalisyon kurmasinin önemini yazdim durdum. Üstelik degil 14, hiç kosulsuz ve zaman kaybetmeden, Emanetçi Basbakani koalisyona zorlamak gerektiginde de israrli oldum. Çünkü Ak Sarayin bütün gücüyle, seçimi tekrar ettirecegi açikça görülüyordu. Ilk haftalarda benim kadar deneyimli olan partili arkadaslarim ve partinin yetkili isimleri basta, hemen herkes, o israrima karsi çikti. Ne var ki, kisa süre sonra gerçek, herkesin gözünü açti ama CHP Genel Baskani 45. günün arifesine kadar “oyalanmaya(!)” devam etti. Is isten geçtikten sonra, “bize hükümet kurma teklifi yapilmadi” dedi. Ben de, bu gerekçelerimle Baskan Kiliçdaroglu’nu elestirmistim.
“Niye bu girisi yaptim” derseniz? Geçen hafta bir televizyon kanalinda izlerken, Suruç’tan bu yana nerdeyse seçimlere dönük hepimizin üstüne çöken karamsarligin, umutsuzlugun bir saat içinde, aydinlik bir umuda dönmekte oldugunu gördüm; Kiliçdaroglu, ayni 1973 seçimindeki Ecevit’ti.
12 Mart dolayli darbesi onlarca devrimci genci kursunlamis, ipe çekmis, partilerin üzerinden silindir gibi geçmisti. En sert yansimasi CHP üzerinde olmus; Genel Baskan Ismet Inönü ile Genel Sekreter Bülent Ecevit’in arasini açmislar ve bir grup politikaci partiden gitmisti. 1966’dan beri sola açilmanin bilincini ve inancini kazanan örgütün destegiyle CHP Genel Baskani olan Bülent Ecevit, yanindaki 42 Milletvekiliyle daha birinci yilinda, 1973 seçimiyle halkin önüne çikmisti. Partinin, bölünmeden önceki 1969 seçiminde aldigi oy yüzde 27,3 idi. Zaten 1965’ten beri merkez sagin basinda Süleyman Demirel yüzde 50’lerin üstünde bir oyla, seçmenin gönlünde taht(!) kurmus gibiydi. Adalet Partisinin (AP) dev posterlerinde, bir önceki seçimin “barajlar krali” Demirel’in, bu kez de, “Bogaziçi Köprüsünün Fatihi Demirel” vardi”. Yani yaygin beklenti, 14 Ekim 1973 seçiminde de yine, sandiklarin galibi AP olacakti?

Çagrildigimda, Karaoglan Bülent Ecevit’i ilk kez görecegim için heyecanimdan küçük bir kaza yaparak CHP Genel Merkezine gittim. Genel Baskan seçime dönük düsüncelerini özetledi, ama bence en önemlisi, “biz bildirgemizde, halkin ekonomik sorunlarini ve çözümlerimizi inandirici bir sekilde dile getirirsek, bu seçim olmasa da, öbür seçimde iktidara gelebiliriz, onun için sizden seçim bildirgemizin o bölümlerine katkida bulunmanizi istiyoruz” dedi. Aylar sonra basilip kitapçik olarak açiklanan “Ak Günlere” bildirgesindeki çabalarimdan ötürü olacak, beni de milletvekili adayi yaptilar. Haftalar süren propaganda süresince birlikte gittigimiz mitinglerin sonuncusuna, 7 Ekim’de yani seçime bir hafta kala, kendi ilim Adana’ya gittik. Olaganüstü kalabalik yüzünden havaalanindan bir km’lik Kuru Köprü meydanina, iki saatte ulasabildik. Ankara’ya dönerken demisti ki, “iki ay önce beklemiyordum ama görülen o ki, iktidar sorumluluguyla karsi karsiya kalacagiz”. 15 Ekim sabahi, o seçim kaybetmez sanilan Demirel, “millet bize muhalefet görevi verdi” demek zorunda kaldi.
42 yil sonra,14 Ekim 2015 aksami bir televizyon kanalinda, Baskan Kemal Kliçdaroglu’nu izlerken, gözümün önüne 1973’deki o günlerimin Halkçi Bülent Ecevit’i geldi. Kiliçdaroglu, ayni 1973 seçimindeki Ecevit’ti. Dilerim 1 Kasim 2015 te, 14 Ekim 1973 gibi olur.




Tarih: 19.10.2015 11:36:11

Okunma : 526

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır