Cevikce / Haber ayrıntısı

“BASKANLIK” için de kritik parti HDP

R.T. Erdogan’in “Baskanlik” söylemini, ilk kez ondan görüyor degiliz.
 

Daha önce Çankaya’ya çiktiklarinda, Turgut Özal’da ve Süleyman Demirel’de de görmüstük. Ancak onlar, konuyu, salt kisisel bir amaç olarak yani ülkeyi tek elden ve tek basina yönetmek hirsiyla degil, parlamenter sistem içinde, anayasal bir degisim olarak önermekteydiler. Önermekteydiler dedim, çünkü yine R.T. Erdogan’in bu günkü yaklasiminin tam tersine, ikisinin de asil niyeti, konuyu, basta kendi partileri, partiler arasinda ve hukuk ve bilim çevrelerinde tartismaya açmakti. Kasitlarinin özü de yine bu gün R.T. Erdogan’in sandiktan çikmakla, tüm egemenlik vesayetini üstlenmek hedefinden çok, cumhurbaskanliginin yetkilerini daha etkin ve güncel hale getirmek adina bir anlamda, uygulamada örnegin Fransa’da oldugu gibi, yari baskanlikti.
Yine de, her Ikisinin de parti çogunlugu basta, muhalefetteki partiler ve hukuk ve bilim çevresinin büyük bölümü, 1950’den buyana yani 65 yildir adim, adim da olsa ve ciddi bedeller ödeyerek sürdürülen “parlamenter demokrasiden” asla ödün vermeyen bir tavir göstermislerdi. Bu gün görülen durum çok farkli; Hukuk ve bilim çevresi akillara sigmaz bir suskunluk içinde. Tek tük çikan sesler de, ciliz ve çekingen. Nasil olmasin ki, Ergenekon paranoyasi, orta yasin üstündeki laik demokratik aydin çevreyi artarak tehdit etmeye devam ediyor! Yandas medyanin yildirma ve sindirme kampanyasi ise, her alanda ve düzeyde kasirgaya dönmüs durumda.
7 Haziran seçim sonuçlarini, “demokrasi bizim için hedefe giden yolda bir araçtir” diyen “kin ve nefret politikasini” bitirmek için son firsat olarak kullanamayan üç partinin simdi, “benim anayasaya degil anayasanin bana uydurulmasi gerekir” dayatmasi karsisinda, ortak bir tutum alabilecekleri de tam anlamiyla belirsiz? Bu günden yalnizca CHP kararli gibi gözüküyor. MHP’nin, yanlis üstüne yanlis yapan Genel Baskaliginin son üç aydaki çeliskili ve beceriksiz hali ve partinin içyapisi, sonunda AKP’ye omuz verilecegi tahminlerini güçlendiriyor.
Iki genel seçimde de ben, “seçimin kritik partisi HDP’dir” demistim. Öyle de oldu. Çünkü hem 7 Haziran’da, hem de 1 Kasim’da, HDP baraji geçmekle, R.T. Erdogan’in “Baskanlik yolunu” en azindan uzatmis oldu. Simdi de, bu yolun yani anayasa degisikliginin “kritik partisi yine HDP”dir. Çünkü HDP katilmadikça, AKP mecliste 367 oyu bulamaz ve anayasayi referandumsuz degistiremez. MHP destek verse bile, AKP 330’u bulup referanduma gitmeyi göze alamaz. Güvenilir tahminler, seçmenin “baskanlik” için sandiga gittiginde, 1 Kasim’daki ayni nedenlerle oy vermeyecegini, yani yüzde elliyi bulamayacagini gösteriyor. Belediye Baskanligindan beri, bu hesaplari en gerçekçi yapanlarin basinda R.T. Erdogan’in geldigini biliyoruz.
Hedefinden vaz geçmeyecegine göre, hangi hesaplar içinde oldugunu sezmeye çalisalim: Bence ilk isaretleri, Imrali’yla anlastigi “çözüm sürecini” Dolmabahçe’de buzdolabina kaldirdiginda gördük. Amaci, 7 Haziran’a giderken, hizla düsmekte olan seçmen destegini yani Türk-Islam tabanindaki kaymayi önlemekti. Geç kaldigini görünce, tekrar seçimi zorladi. Bir yandan uzun süredir sönmüs gözüken, KCK (PKK)terörünün acimasizca tirmanisi, öte yandan üst yönetiminin, özellikle Ankara Gari katliami üstüne takindigi aceleci ve önünü görmeyen söylemi, HDP’yi meclis disinda kalmasa da, gelecegi açisindan, imaj ve güvenirliligini yitirmis bir parti durumuna düsürdü. HDP’nin bu durumu, Ak Saray açisindan, AKP’nin tek basina iktidarindan daha çok, Anayasa degisikligi için TBMM’deki sandalye hesabi konusunda olaganüstü bir firsata dönüstü! Bu nedenle, Ak Saray’in söyle bir analiz yaptigi tahmin edilebilir: “HDP’nin kendini toparlamasi ve önünü açabilmesi, hem çözüm sürecinin buzdolabindan çikarilmasina hem de Imrali’nin yeniden gündeme girmesine bagli. Bu gün ne derse desinler, HDP’nin sorumlu takimi, karsi karsiya olduklari engelleri ödün vermeden asamayacaklarini göreceklerdir. Her seyden önce, Imrali’ya muhtaci olduklarinin bilincindedirler”.
Ak Saray’in bu düsüncelerle, HDP’yi “baskanlik” için ikna(!) edecegini ve bunun için de Imrali’yi kullanacagini, tahmin etmek zor olmasa gerek! Dikkat edilirse, Ak Sarayin Hizmetkâri(!) Basbakanin söyleminde her gün yineledigi iki baslik var, anayasa degisikliginin birinci öncelik oldugu (simdilik baskanlik sözcügünü kullanmiyor), öteki de, seçim öncesinden daha sertlikte ve ayni gerekçelerle HDP’yi ama daha çok Es Baskanlari elestirmesi.
Dilerim, 2014 cumhurbaskanligi seçiminden, 7 Haziran seçimine kadar ortaya koydugu basarili çizgi dolaysiyla genis bir çevre destegi saglayan Genel Baskan Selahattin Demirtas, özelestiri yapip, ”seni baskan yaptirmayacagiz” sözünü unutmaz da, bu tahminlerimi yaniltacak, sagduyulu ve kararli bir çikis yolu bulabilir. O nedenle ben, son iki seçimde oldugu gibi “baskanlik konusunda da kritik parti HDP’dir” diyorum.

Tarih: 22.11.2015 16:21:43

Okunma : 531

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır