Cevikce / Haber ayrıntısı

Aydinlardan Cumhurbaskanina, “ihtar”

Bu baslik benim degil, gazetelerden aynen aldim.
 

150’ye yakin bilim insani, sanatçi, sendikaci ve benzeri aydinin imzaladigi belgenin adi.
1973 seçiminden bu yana, demek ki tam 43 yildir politik yasamin içindeyim. Ilk kez milletvekili oldugumda Ismet Inönü yasiyordu. Fahri Korutürk Cumhurbaskani, Süleyman Demirel Basbakandi. Sonra, benim de içinde yer aldigim Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) – Milli Selamet Partisi (MSP) Koalisyon Hükümetinin Basbakani olarak Bülent Ecevit’i yasadim. Arkasindan Demirel’in üç kez Basbakanligi ve Cumhurbaskanligi dönemlerinde yine meclisteydim. Turgut Özal’in Basbakan ve Cumhurbaskani oldugu evrede, partimin en üst organinda üçüncü ve ikinci adam olarak görev yaptim. Tansu Çiller’in, Mesut Yilmaz’in, Necmettin Erbakan’in Basbakanliklarinda ve Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaskanliginda da, yine partide ve mecliste en sorumlu görevlerdeydim.
Bu listeyi sunu için yaptim. Bu liderlere verilmis, altinda onlarca, yüzlerce ve hatta binlerce aydinin, sendikacinin, dernek ve sivil toplum kurulus üyesinin ve degisik çalisma, düsünce ve egitim dünyasindan kisilerin imzaladigi pek çok sayida bildiri, mektup ve yazi gördüm ve okudum. Ama bu son Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan’a yazilan uyari mektubu gibisine asla tanik olmadim. Bakin aynen okuyorum: “Erdogan Rejimi ve yandaslarini uyariyoruz: Bu ülke hiçbir zaman bu kadar emniyet supabsiz birakilmadi. Bizi bu kadar korkuttugun için asil sen korkacaksin…Türkiye’nin yurt disi itibari hiç bu kadar sürünmedi yerlerde. Türkiye uluslararasi ortamda hiç bu kadar ‘kokarca’ muamelesi görmedi. Hiçbir zaman bu kadar asagilanmadi…Bütün bunlarin hesabi asla öteki dünyaya falan kalmaz. Hem kurum hem birey olarak hesabi sorulacak”.
Simdiye dek, Cumhurbaskanligi makami, ne bu denli agir elestirildi, kinandi, ne de bu kadar suçlandi. Ayrica görülüyor ki, bu yurtseverler, bu çikislarini ün olsun, gösteri olsun diye degil, bir sorumluluk ve görev bilinci ve amaciyla yapmislar. Anlasiliyor ki, her seyi(!) de göze almislar.
Bu tespitlerimi sundan yaptim. Her yurtsever gibi, kapildigim umutsuzlugun ve kayginin asil nedeni, her türlü cefaya katlanan halkimiz sayesinde yüz yila yakindir basimiz dik, aklimiz saglam bir halde, çagdas uygar dünyanin bir parçasi olma esigine gelmisken, “laik demokratik cumhuriyetimizin Basinin” böyle bir “uyariya” muhatap hale gelmis olmasidir. Üstelik O’nun bu duruma gelisinde, bizim, dayanisma ve güç birligi saglayamadigimiz için, karsi demokratik engelleme görevimizi yapamamis olmamiz da bir çiplakgerçek.
Ne var ki, yakin tarihte hep görüldügü gibi, ülkesini ve halkini magdur eden hiç kimse ilelebet hâkim ve magrur olamadi. Bir gün gelir, önceki benzerleri gibi herkes, ettiklerinin ve yaptiklarinin, karsiligini alir(!) da, öder de. Yeter ki emegiyle yasama mücadelesi veren halkimiz, daha çok can ve alin teri yitirmesin.

Tarih: 26.06.2016 17:05:07

Okunma : 532

Kategori : BiGazete

yorum oku/yaz - Yazdır