Ellerinden gelse basta Basbakan ve Hükümet üyeleri partizanca harcama yoluna girecekler. Ancak, IMF'ye karsi cesaretleri yetmiyor. Bu Maliye Bakaninin hesap-kitap bilmedigi besbelli. Kivrak zekâsini usulsüz tarla-tapan alma yolunda kullandigi için, Devlet bütçesinin ne oldugunu, Bakan olunca ögrenmeye basladi. Daha dün, 7 katrilyon olan ek açigi kapatmak için, yeniden zam yapmaktan baska çare bulamadigi görüldü.
Ekonominin istikrar kazanmasinda, ülke dinamiklerinin ve dünya konjonktürünün olumlu katkisi en önemli nedendir. Gerçektende dis satimdaki hizli artis, üretimi destekleyen birinci etken olmustur.
Faizin düsüsü ve imalat sanayiinde görülen kapasite kullanim artislari bu iki nedene baglidir. Ancak, Türkiye'nin yapisal en önemli iki sorunu kötülesmeye devam etmektedir; Birincisi, issizlik daha da artmistir. Ikincisi, gelir dagilimi çok daha bozulmustur. Son yapilan bir arastirmaya göre, gitgide gelir farkliliginin büyüyerek açildigi ülkelerin basinda Türkiye gelmektedir.
Bu gerçekler karsisinda seçim meydanlarina çikan Basbakan'in konusmalarini sertlestirdigi ve muhalefete karsi çok saldirgan bir tutum takindigi gözleniyor. 2002 seçimlerinde de bu tutumu sürdüren AKP'nin Genel Baskani, (aslinda yanlis zamanda ve yanlis gerekçelerle yapilan) o seçimden, kendi disindaki nedenlerden dolayi aldigi sonucu, anlasiliyor ki bu üslubuna baglamis!
Simdi de yerel seçim öncesi ayni üsluba döndü ve çok daha sert sözler etmeye basladi! Unutulmamalidir ki, bugünkü muhalefet lideri bütün yetenek ve becerisine karsin halkin destegini bu üslup yüzünden kaybetmisti!
"CHP'nin kökü bereketsizdir." derken Basbakan, sagci partilerin eskiden kullandigi çirkin ve gerçek disi söylemlerle, halki CHP'ye karsi kiskirtan liderleri taklit ediyor. Örnegin, Demokrat Partililerin Ismet Inönü için "Geldi Ismet, Kesildi Kismet" yada, yakin geçmiste baska birilerinin Ecevit'e, "Ugursuz" dedikleri animsanir. Ancak, dikkat edilirse, bu ve benzeri söylemlerde hiç kimse CHP'nin Kökünden söz etmemistir, edememistir. Herkes bilir ki, Laik Cumhuriyet Agacinin Kökü Mustafa Kemal'in CHP sidir.
Aslinda, Basbakanin bilinçli olarak karsi çiktigi ve Bereketsiz dedigi de Bu Köktür. "Degistim, biz Demokrat Partinin devamiyiz" sözleri ile Basbakan, salt Erbakan Hocadan kisisel olarak koptugunu açikliyor, yoksa Milli Görüsün temellerinden degil.
Basbakan "Bereketinden Anadolu Ormani olusan Laik Cumhuriyet Agacinin" kendisinin de kökü oldugunu kabullenemiyor. Öyle oldugu içindir ki, bir baska konusmasinda, imam hatiplilerin üniversite hakkini savunarak, her kademesinde dini temel alan egitim inancini, yani laik egitim yapisini degistirmek kararliligini bilinçli olarak açikliyor. "Beni babam imam hatibe, imam olayim diye göndermedi" derken de, gerçek inancini dile getiriyor.
Bunlarin hepsini de Basbakan bilinçli söylüyor. Çünkü bilincinin temelinde CHP'nin köküne, yani Laik Cumhuriyete inanç yok! O kökün agaçlarindan bir yaprak oldugunu, bir sonbahar sabahi Tayip Erdogan'in da solup düserken anlayacagini saniyorum. |