Nedeni, iki önemli bakanligin basindaki politikacinin su sözlerinde belgeleniyor. Disisler Bakani Mevlüt Çavusoglu, “daha fazla imam hatip ortaokulu, daha fazla imam hatip lisesi de açacagiz", Kültür ve Turizm Bakani Nabi Avci, “Imam Hatip okullari özünde milletin egitime müdahalesidir, bir halk hareketidir, yenilerini açmaya devam edecegiz". Bu iki Bakan da, laik demokratik cumhuriyetin, “çagdas uygarlik düzeyine ulasmak” için açtigi ve kalite açisindan, uluslararasi düzeyde yeri olan en iyi okullarimizdan mezun kisiler. Yani bu iki politikaci da, aldiklari egitim sayesinde bilimsel düsünebilen, soran, sorgulayan, merak eden, çözüm yaratabilen, hak ve özgürlükler ile görev ve sorumluluklarin birlikteligini içsellestirmis, demokrasi ve insan haklarini özümsemis, ulusal ve evrensel degerleri benimsemis yurttaslar! O firsati bulduklari halde, hangi nedenle halkin çocuklarini, kendi egitildikleri çagdas okullar yerine, kurulus gerekçesi, dinimizin aslini ve dogrusunu anlayan ve bilen din adami yetistirmek olan, imam-hatip okullarina gitmeye zorluyorlar? Çünkü kendilerini önce milletvekili, sonra da bakan yapan Iradenin (Tek Adam’in), politikaya adim attigi ilk günlerde dilaltindan, devletin vesayetini eline geçirdiginden beri de açikça söyledigi, daha dogrusu emir ettigi bir hedefi var: “dindar nesil yetistirecegiz”. Bu saptamam, yeni degil. Yeni olan bu iki Bakanin hem de yüksek sesle, bu çikislari. Hadi, Kültür Bakani neyse, Disisleri Bakani'nin, dis iliskilerimiz çikmazda, komsularimizla küçük ölçekli de olsa savas halinde iken, “daha çok Imam-Hatip” açmak gibi görevi disinda bir konuda, çigirtkanlik yapmasinin bir nedeni olmali? Bu çirkin politika dünyasini ve erbabini uzun yillardir hem de içerden taniyan birisi olarak ilk aklima gelen, “Tek Adam rejimine (sistemine)” dönük “postu kurtarma çabasi”, oldu. Göreceksiniz, anayasa degisikliginin sonuna dogru, Tek Adam’in en duyarli oldugu bu konuda kimisi, “bakanlikta yenilenmek” kimisi, “yeni bakan olmak” hevesiyle, bu yaranma, daha dogrusu “tebaa olma” yarisini hizlandiracaklardir. Hem artik, milletvekili olmak da gerekmiyor. Onun için bu yarisin, beklenenden çok sayida bunlar gibisi olacagini tahmin etmek, zor degil. Üstelik artik bu yarista MHP’liler de var. Basbakan Yardimcisi ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmus’un, “Medyadaki bazi arkadaslar ayaklarini denk alsin” ve Basbakan Yardimcisi Nurettin Canikli’nin, "Güçlü ve istikrarli yönetim yapisinin olusumunu saglayacak cumhurbaskanligi sistemi, 2017 yili için altin vurus olacaktir" sözlerinin de, ayni yaranma amaciyla söyledigi besbelli. Son iki haftadir oldugu gibi, terörün kan akiymayi ve can almayi tirmandirdigi yeni yilin bu ilk yazimi da, yine ayni sorularla baglamak istiyorum. Halk oylamasina giderken, seçmenin kendine ve tebaaliga razi, post pesindeki bu politikacilara, sunlari sormasi gerekir: Sayin R.T. Erdogan, Baskan (Partili Cumhurbaskani), siz de O’nun Bakani (sekreteri) olunca, 1-Can almaya, kan akitmaya devam eden “terör” bitecek, ülkede huzur ve güven ortami dogacak mi? 2-Hukun üstünlügü saglanip, yeniden “Adalet Mülkün Temeli” olacak mi? 3-komsularla “sifir” sorunlu iliski baslayacak, “yurtta baris, dünyada baris” ilkesi yasama geçecek mi? 4-Ekonomide sürdürülebilir kalkinma, gelir dagiliminda adalet saglanacak ve issizlik azalacak mi? |