Korku diyorum çünkü artik ülke yönetimi, istihbarat ve önlem açisindan zaafa düsmüs durumda. AKP’nin kuruldugu günden beri ilimli Islam siyasetine sahip çikan en ciddi yazarlarin basinda gelen gazeteci yazar Fehmi Koru bile güvenini yitirmis olacak ki, “Hükümet üyelerinin, en basta Numan Kurtulmus’un, düsünmeye firsatlari olsa, biraz geriye çekilip su ‘Pakistan’a benzemek’ konusu üzerinde kafa patlatsalar iyi olacak” diyor. Nedeni, Ortaköy katliamindan sonra, dis basinin söz birligi etmisçesine yaptigi ortak yorum su oldu: “Yillarca Pakistan Türkiye gibi olmak istedi, sonunda Türkiye hizla Pakistan olmak yolunda”. Dogrudur, Pakistan, kurucu liderleri Muhammed Ali Cinnah’in Atatürk’ü örnek alarak, halkini, Türkiye Cumhuriyetinin izinden ikinci bir laik Müslüman ülke yapma hedefine yönlendirmisti. Sonra gelen politikacilar, aralarindaki iç kavga yüzünden çok kan akittilar. Zülfikar Ali Butto ailesi, kizlari Benazir dahil, hepsi de “Pakistan’i Türkiye yapmak” ugrunda teröre canlarini verdi. Bu gün Pakistan, terörün yasami cehenneme çevirdigi, aydinliga hasret bir ülke durumunda. Yanilmiyorsam alti yil önce, arastirmaci gazeteci Rusen Çakir uzun bir inceleme gezisinden sonra, 2000 Medresesi ile Pakistan’in radikal Islâm’a nasil teslim oldugunu belgeleriyle yazmisti. Tam o günlerde, AKP’nin “Anayasadaki laikligi gelin yeniden tartisalim” ve Cumhurbaskani Abdullah Gül’ün gazeteci Nilgün Cerrahoglu’na verdigi bir demeçte, “hedefimiz, halkimizi Islâmî yasam(!) tarzina kavusturmak” dediklerini, hiç unutmayanlardanim. Yine ayni günlerde, gidisattan duydugumuz endise dolaysiyla görüs ve önerilerini ögrenmek için Hikmet Çetin ve Adnan Keskin’le ziyaretine gittigimiz, bize göre 1960 sonrasinin en deneyimli devlet adami Süleyman Demirel’in “Ismet Pasa'nin, laiklikten taviz vermeme konusundaki hassasiyetini çok geç anladigini” kaygi ve esefle dile getirdigini, bu gün gibi animsiyorum. Hala sesini kesemedikleri önemli arastirmaci gazetecilerimizden Murat Yetkin’in bir-kaç gün önceki yazisini iznini almadan kopyaliyorum; “Türkiye için laiklik varolussal bir sorundur ve ister teselli ariyorsun deyin, ya da demeyin AK Parti bünyesinde de artik ‘laik devlet, yikilacak elbet’ sloganinin Türkiye gerçegiyle örtüsmedigini görenler var. Örnegin geçenlerde Cumhurbaskani Tayyip Erdogan’in yakin çevresinden, önemli bir isim aynen sunlari söyledi: ‘Türkiye tüm dünyaya sekülerizm, demokrasi ve Islam'in yan yana yasayabilecegini gösterdi. Diger Müslüman milletlere degisim ve daha iyi bir gelecegin saglanabilecegi konusunda ilham kaynagi olduk’. ‘Sekülerizm’ dedigi laikliktir. Inanmiyor musunuz Erdogan’in en yakininda birisinin bunu söyledigine? Çevresinde bunu söyleyebilecek kimse yoktur mu diyorsunuz? Öyle ise isim vereyim. Bunu söyleyen Sümeyye Erdogan Bayraktar…” Ben de, “umut her zaman vardir” anlayisimizi güçlendirebilir(!) diye, yazimi böyle bitirmek istedim! Ama ne acidir ki, artik Sümeyye Hanimefendinin takiyesinde umut arar hale geldik. (*)Takiye: Gizleme, oldugundan farkli görünme, sakinma- çekinme (T.D.K.) |