Eskiden pamuk ekerken toplarken aga, çiftliginde irgatlarin basina kâhyasini koyardi. Cani isteyince köye geldiginde aganin özel hizmetine tuttugu kisiye “Evdeci” denirmis. Bugün artik Evdeciler hem eski isini, hem de aganin düdügünü çalan patron vekilligi yapiyor. Elbette bu görev kolay degil. Yaz sicaginda ter döken onlarca erkegi-kadini, çoluk-çocugu yedireceksin içireceksin ve daha önemlisi sagda-solda asik atan aganin kasasini dolduracaksin.
Bu Evdecilerden biri olan Selahattin, bir gün irgatlar tarlada, kendisi çiftlikte yalnizken sivil giyimli bir albay, agayi ziyarete gelir. Daha önce görmedigi bu kisiye evdeci “nerden belli senin albay oldugun, ya uzatmali basçavussan” der, yüz vermez. Bir-kaç gün sonra forsu açik makam arabasi ile albay tekrar gelir. Bu kez Evdeci kosarak, içindekinin kim olduguna bile bakmadan selam durup “Buyurun komutanim” der. Albay bu ince zekâli evdeciyi çok sever. Çünkü bu Selahattin sicak ve sevecen bir Evdecidir.
Bir gün aga oglunu direksiyona oturtur, otomobiline karpuz-kavun doldurtur ve Evdeciye “Gidin bunlari albaya verin” der. Nizamiyeye geldiklerinde ogul arabasindan iner ve nöbetçilere yaklasir. Süklüm-püklüm geri gelir. Evdeci arabanin arka saginda, boynunda kravat basinda fötr sapka oturmaktadir, durumu ögrenince aganin ogluna, “Git o nöbetçiye, pasa seni çagiriyor de” der. Daha aradan iki saniye geçmeden gelen görevliye cami açarak “asker, git komutanina, Selahattin Pasa geldi, de” der. Asker “bas üstüne komutanim” diyerek kosar. Birkaç dakika sonra kapilar açilir, siren sesleri ile eskort gelir ve Selahattin Pasa’nin arabasinin önüne düser ve karargaha giderler.
Ileride olgun ve yurttas sevgisi dolu albay tören kitasi ile birlikte pasayi karsilar. Selahattin Pasa iner ve kitanin önünde durur askeri selamlar “Nasilsiniz”,”Sagol”,”Sizde sagolun” Albay yaninda Evdeci komutanlik odasina girer, aganin oglu içeri alinmaz. Emirler verilir, evdecinin karni doyurulur ve yine gelisteki Selahattin Pasa gibi ugurlanir. Nizamiyeden çikar çikmaz Evdeci Selahattin aganin ogluna “Çabuk gaza bas yoksa ben kendimi kaybedecegim” diyerek kravati sapkayi firlatir atar.
Bunlari bana Evdeci Selahattin kendisi, hiç gülmeden anlatti. Çünkü o, fikra anlatmiyor, kendisinin albay tarafindan nasil adam yerine konmasinin gururunu anlatiyordu.
Aziz Nesin’in bir yazisinda, “Halkimiz saftir, yüzde 70’inin zekâsi kittir” demisti ve bu söz yüzünden çok agir elestirilmisti. Açik söyleyeyim bende kimi zaman çevremde olanlari okuyup gördükçe, Aziz Nesin’e hak vermeyi aklimdan geçirdigim olmustur. Sizde sevgili okurlar söyle bir kendinizi yoklayin lütfen?
Ancak, ben Evdeci Selahattin’i iki aksam nerede ise hiç uyumadan dinlerken, Aziz Nesin’den daha çok, aklima Mustafa Kemal’in sözü geldi “Türk Milleti Zekidir, Türk Milleti Çaliskandir”
Bir de hakkini almasini bilse! |