Yazdırma tarihi : 16.01.2025

SIYASET ADAMI ERDAL INÖNÜ

Tarih: 6.11.2017 07:28:29


31 Ekim 2007’de “degerler küpü” Erdal Inönü’yü sonsuzluga yolcu etmistik
 


. On yil geçmis aradan. Avrupa Birligi üyeligi için ugrasilan, çevremizle “sifir sorunlu” iliskilerden dem vurulan, liberal demokrat geçinen birçok aydin, yazar-çizer ve sanatçinin “çözüm sürecini” destekledigi o günlerden, benim gibi yüzbinler hatta milyonlar, sezmis ve tahmin etmis olsak ta, nasil oldu da bu günlere geldik hala kabullenemiyoruz! Ancak, kendi adima söylüyorum, SHP-CHP birlesmesi sonrasi, 1995 seçimi öncesinden baslayan ve “adalet yürüyüsüne” kadar süren parti içi tartismalar, kavgalar ve aymazliklar yerine, sorumlulugumuzun gerektirdigi özveriyi gösterebilsek ve etkin bir disa dönük mücadele yapabilseydik, ülkemizi ve halkimizi AK Saray’in (Tek Adamin) vesayetine katlanir bu duruma düsürmezdik. Simdi yine kendi adima yaziyorum, aradan on yil ve bunca olay geçtikten sonra Erdal Inönü’yü anmak için adet yerine gelsin diye agit yazmayi kendime yediremedim. Bu nedenle yitirdigimizde yazdigimi yinelersem, hiç yoksa haddimi bilmis ve daha içtenlikli davranmis olurum, diye düsündüm: xxx Genel Baskanim Erdal Inönü Erdal Inönü'yü yitirdik. Bence daha önemlisi çogumuzun varligindan güç aldigi, kalan son bir degerler küpünü yitirdik. Genel Baskanim olarak partide, insan olarak çevremde, hiç kimseye onun kadar özenmemistim. SHP'de Genel Baskan Erdal Inönü ile beraber görev yapiyoruz. Çin'i dünyaya açtigi için tutucu komünistlerce düsürülen Devlet Baskani Zao Zi Yang'in çagrilisi olarak birlikte Çin'deyiz. Baskan Yang görüsmeye baslarken, siyasal ideolojilerin sonunun geldigini, bütün ülkelerin ortak hedefinin baris ve insanin mutlulugu olmasi gerektigini ve bunun sorumlulugunun önder devletlere düstügünü söylediginde, Erdal Inönü'nün o sicak ve anlamli gülüsünü hiç unutmadim. Yillar sonra en son yolculuga çikarken de yakin çevresinin hüznüne karsilik o her zamanki "gülüs" yine yüzündeydi. Ve simdi yine, 1989'da Zao Zi Yang'in o sözlerine karsi Erdal Inönü'nün söylediklerini animsiyorum: "Baris ve kalkinmanin birer soyut sözcük olarak kaldigini" belirterek, "ülkeler arasi gelir dagiliminin gittikçe daha da dengesizlestiginin" altini çizmisti. "Endüstrilesmenin önünde çok önemli bir enerji sorunu var. Orta Dogu'da süren savaslar ve batinin önde gelen devletlerinin bu bölgedeki emelleri dünya barisi için kaygilari artiriyor" dediginde, Baskan Yang'in sanki Konfüçyüs okulundan gelmis bir bilge gibi Erdal Inönü'yü dinleyen tavri bizleri gururlandirmisti. Bilim adami olmasindan daha çok benim yakindan tanidigim Erdal Inönü, aslinda son çeyrek yüzyilin Türkiye'sinin en saygin politikacisiydi. 12 Eylül'den sonra demokrasiye geçis sürecinde CHP'nin yerine kurulan ilk parti Sosyal Demokrasi Partisi'nde (SODEP) siyasete adim atarken ortaya koydugu sorumlu ve saydam tutumu ile eskilerden çok farkli oldugunu açikça göstermisti. Sikça dile getirdigi, "ben politikaci degilim" sözünde, Türkiye'nin bugün de mevcut eskimis, ilkel, içten pazarlikçi ve güvenilmeyen politikacilarini yadsiyan, kinayan ve asan bir anlam vardi. Halk aslinda, Erdal Inönü gibi özverili, sorumlu ve saydam politikaci özlemi içinde olagelmistir. Bu nedenle benim için son dönemin örnek politik önderlerinin en basinda Erdal Inönü vardir. O yillarda, örgüt islerinde alisilagelmis yöntemlerle partiyi yönetmeyi sürdürüyoruz. Trabzon'un bir ilçesine atadigimiz baskani istemeyen o tarihteki il baskani, beni suçlayarak Genel Baskan'a sikâyet etmis. Erdal Inönü, Yönetim Kurulu'nda beni elestirdi ve istifami istedi. Ben de görevi biraktigimi açiklayarak toplantidan ayrildim. (O olay Genel Sekreter Deniz Baykal'in da istifasi ile yillarca süren Inönü - Baykal kurultaylarinin baslangici olmustu). Ertesi günü karsilastigimizda Erdal Inönü'nün bana gösterdigi sevecen ve saygili tutum, genç yasima karsin bende, ondan çok daha eskimis bir politikaci oldugum duygusunu yaratmisti. Bunu niye yaziyorum: Toplum olarak anlayabilseydik, hep bir agizdan "keske bugün Türkiye'nin basinda bir Erdal Inönü olsaydi" diyecegimizden hiç kuskum yok. Erdal Inönü'nün Sovyetler Birligi'nin (bugünkü Rusya) çöküsü ve ABD'nin tek büyük güç kalisi karsisinda söyledigi su sözler çok önemliydi: "Ikinci büyük savas sonrasi kurulan siyasal kutuplar arasi denge sayesinde saglanan baris içinde birlikte yasama düzeni simdi yok olmakla karsi karsiyadir." Bu öngörüsü ne aci ki gerçek oldu. ABD'nin herkesi kendi ekseninde yönetme ve yönlendirme gücü, dünyayi baristan ve demokrasiden gittikçe uzaklasan bir olumsuz çizgiye getirdi. Türkiye'de de ayni nedenle onun gibi daha eski yetkin politikacilar bile etkisizlestirildigi için, bence Erdal Inönü de zamanindan önce eylemli politikayi birakmaya zorlandi. Ama düsünce ve görüslerini yeri geldiginde yüreklice açiklamayi hep sürdürdü. Ne var ki ülkenin ve CHP'nin bu duruma gelmesinden sorumlu olanlar, Erdal Inönü'yü anlamak ve ondan ders almak yürekliligini gösteremediler. Arkasindan övgü dolu nutuk atacak çok kisi, Erdal Inönü'den simdi artik, ancak bagislanma dilemek durumundadir. Erdal Inönü'yü yolcu ederken olsun, hepimizin onu daha dogru ve iyi anlamamizi ve dersler çikarmamizi diliyorum. (01 Kasim 2007 Vatan Gazetesi) -


Haber NO: 1078

Kategori: BiGazete