|
Çagdas demokrasi sevdalilarinin, bundan sonra isimler üzerinden tartismasi ve yorum yapmasi saygin ve yararli olmaz. Çünkü 24 Haziran seçimi ya halkin TBMM’ye emanet ettigi “egemenlik hakkini” Tek Adamin eline alacagi ve laik demokratik Cumhuriyetin sonlanacagi yasamsal bir seçim, ya da halkin, 15 yildir artan adaletsizlige, yoksulluga, haksizliga, can güvensizligine ve ayirimciliga dur diyecegi seçim olacak. Önce sunun altini çizmek gerekir: Birincisi, artik daha yüksek olasilik olan muhalefet ittifaki kazanirsa bu seçim, halkin egemenlik hakkinin TBMM’de kaldigi yani yasama açisindan kuvvetler ayriliginin kurtarildigi bir seçim olacak. Ikincisi, eger muhalefet ittifaki yapan CHP-DP-IYI Part-Saadet partilerinin cumhurbaskani adaylarinin oylari ile MHP ve çözüm süreci sonrasi AKP’nin ötekilestirdigi yüzde 15-18 tahmin edilen Kürt kökenli seçmenin oylari toplami, birinci turda yüzde 50’yi geçerse, AK Saray'in hesaplari ve tuzaklari altüst olur. Yeter ki, ikinci turda özellikle merkez sagdaki muhalif partiler ve HDP, muhafazakâr oylarini birinci turda en çok oy alan adayda toplayabilsinler. Böyle olabilecegi, hem AKP Genel Baskani R.T. Erdogan’in hem de MHP Genel Baskani Bahçeli’nin solan yüzlerinden ve korku dolu tehditkâr sözlerinden anlasiliyor. Adeta, degistirdikleri seçim ittifaki yasasindan pismanlik içindeler. Gerçekten de, ekonomide ve dis politikada halki sirilsiklam eden yagmurdan kurtulmak için aldiklari baskin seçim karariyla, doluya tutuldular. 2007 seçiminden bu yana AKP halkin, demokrasi ve kalkinma konusundaki beklentisini içeriginden (özünden) yoksun etti: açikçasi, AKP için artik, demokrasi sadece sandik ve kalkinma da sadece yandas müteahhidinin dökecegi beton ve asfalt oldu. Su da bir gerçek ki, 15 yilin daha basinda, AKP daha dogrusu Genel Baskani R.T.Erdogan, politikaya adimini attigi ilk gün, duygu dolu damarindan yakaladigi seçmenin, as-is olan gerçek gündemini saptirmayi becerdi. Aslinda, kizilcik surubu içip kan kusarak sakladigi gerçek hedefini daha basbakan oldugu ilk günlerde herkes duymasa da, söylemisti; “demokrasi bizim için hedefe giden yolda amaç degil, araçtir”. Simdi de, 15 yillik iktidarina karsin ülkeyi 15 Temmuz’a getiren AK Saray, Devlet Bahçeli’yi yanina alirsa, dagittigini enflasyonla misliyle geri aldigi, ömür boyu borca bagladigi halkin umutlarini ayakta tutacagini saniyor. Oysa son bir yildir basta ekonomi her alanda gidisat seçmenin gözünü açmis durumda. Milyonlarca issiz ve çalisan, tarim ve sanayide emeginin karsiligini alamayanlar açikça görüyorlar ki, “demokratiklesme ve insanca-hakça yasam”, Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaslari için bu gün bütün zamanlardan çok daha önemli ve büyük sorun olmaya devam ediyor. Ben hep inandim, “umut her zaman vardir”. Dünden beri inaniyorum ki, “Tek Adam DURDURULABILIR” -
|
