|
Seçmen sandiga giderken ilk ve hiç degismeyen gerekçesi içinde bulundugu as-is sorunudur. 24 Haziranda da, sandiklarin sonucunu yine ekonomik krizin seçmendeki algisi belirleyecek. Ne var ki, Reisin borazani haline getirilen medya, gerçegi saptirmak için tutturdugu "yerli ve milli" teranesini, her gün daha siddetle öttürmeye devam ediyor. Zaten AK Saray krizin seçmendeki yansimasini önlemek için baskin seçime gitmek zorunda kalmisti. Düsündüler ki, ilk kez yasanan bu denli kisa propaganda süresinde, muhalefet gerçekleri yeterince anlatamaz. Bire-bir yasadigim iki seçimi animsatarak, seçmenin zamani geldiginde, herkesi nasil “sasirttigini” belgeleyecegim: Birincisi, Bülent Ecevit’in 14 Ekim 1973’teki ilk seçimi; seçimden bir süre önce, Ismet Pasanin etegindeki ekiple, partinin basta isçi ve köylü olmak üzere emekçi halka açilmasini isteyenler arasindaki ayrisma yüzünden CHP bölünmüstü. Genel Baskan Ecevit’in karsisinda da, Bogaziçi Köprüsü gibi sasaali projelerle övünen Süleyman Demirel vardi. Benim de, “1973 seçiminden sonra etkili bir muhalefet olmamiz için ekonomik konularda çok hazirlikli olmak istiyoruz, bize katilin” diyerek, Ecevit’in Devlet Planlama Teskilati'ndan alip Adana’dan milletvekili adayi yaptigi, ilk seçimim. Seçimden bir hafta önce 7 Ekim’de, hava alanindan 3 km’lik Kuruköprü Meydani'na, taskin ve heyecanli kalabalik yüzünden parti otobüsüyle 3 saatte ulasabildik. Mitingden(*) sonra Ankara’ya dönerken, Genel Baskanim Ecevit’in, “size -tahminim muhalefet olmak- demistim ama bu gün görülen, halk bize iktidar yetkisi verecek gibi” sözü, dün gibi hala kulagimda. Ikincisi 26 Mart 1989 yerel seçiminde yasadigim olay; Sosyal Demokrat Halkçi Parti'de Genel Baskanimiz Erdal Inönü, Deniz Baykal Genel Sekreter ben de örgütten sorumlu Genel Sekreter Yardimcisi'yim. Seçimden bir hafta önceki pazartesi sayin Inönü beni çagirdi, “Sayin Nurettin Sözen, sayin Baykal’in kendisini yalniz biraktigina kirgin, lütfen yardimci olun” dedi. Propagandanin bittigi 19 Mart Cumartesi günü özel bir THK uçagi ile indigimiz Atatürk Hava Alani'ndan bizi, adayimiz Nurettin Sözen helikopterle dogru Zeytinburnu miting meydanina götürdü. Oradan ikinci mitingimiz Ümraniye’ye geçtik. Coskulu katilimin istegiyle, Genel Sekreterim konusmasini uzatti. Dolaysiyla son toplantimiz Kadiköy’e geciktik. Havanin erken kararmasi yüzünden helikopterin yerine Kadiköy Iskele Meydani'na parti otobüsüyle gittik. Altiyol'un basindayiz, ben otobüsün üstünden asagi meydani net göremiyorum. Alacakaranlikta insan selini Haydarpasa Gari'na uzanan denizin dalgalanmasi zannettim. Miting biter-bitmez Ankara’ya dönmek için hizla havaalanina geldik, Deniz Baykal hemen gürültüyle çalisan uçagin kapisina yöneldi. Nurettin Sözen hoca kolumdan tuttu ve kulagima, “Siz anketlerin yüzde 70 kazanacak dedigi Bedrettin Dalan’in kazanacagini sanin, yarin aksam ben bu seçimi kazanip, Istanbul Büyük Sehir Belediye Baskani olacagim” dedi. Ama hiç aklimdan çikmayan ve hala içimdeki mahcubiyetim, uçagin penceresinden bizi izleyen Genel Sekreterimin, “ne dedi kulagina?” sorusuna yanitim, ”Sözen Hoca (**) hala hayal içinde, Dalan’dan baskanligi alacagina inaniyor” oldu. Yoksa yaslandim da size masal mi anlatiyorum?... (*) "2018 Muharrem Ince'nin mitingi, 1973'teki Ecevit'inki gibiydi" (Adana yerel gazete basliklari) (**) Nurettin Sözen, 1989-1994 Istanbul Büyük Sehir Belediye Baskani |
