Yazdırma tarihi : 15.01.2025

Tanidigim ve sevdigim Deniz Baykal

Tarih: 1.04.2004


1999 seçimlerinde yenildikten sonra, Deniz Baykal’la birlikte 26 yil tam bir inançla, “bazilarina göre sag kolu olarak” sürdürdügüm siyasal mücadeleyi birakmak zorunda kaldim.
 


O günden buyana, siradan bir üyesi olarak, CHP’nin basarisi için üstüme düsen görevi yapiyorum. 3 Kasim seçimleri daha ortada yokken 10 Mayis 2002 günü kendisine su mektubu yazdim:

“Sevgili Genel Baskanim,
Geldiginden beri Kemal Dervis’i dikkatle ve özenle izliyorum.
Bugün NTV’de canli programda izledikten sonra bir zamandir kafamdaki, bir düsünceyi size yazmaya karar verdim.
Dervis’in bugün söyledikleri, her zamanki gibi sizin de, benim de bildigimiz yalin dogrular. Uzun süre disarida olmasina karsin bizim kadar deneyimli oldugu bir gerçek.
Partimiz önümüzdeki seçime Kemal Dervis’le gidebilirse, tek basina iktidar olabilir kesin düsüncesindeyim. Böyle bir büyük özveri ve basari, ülkemiz geleceginde özel bir tarih olacaktir. Bunu saglamak için her türlü özveride bulunmanizin sizi çok daha büyütecegine, sizi sevdigim ve saydigim kadar inaniyorum.”

LIDERIN IMAJI BELIRLEYICI
Bu mektubu yazmamin nedeni, bütün korkum, hizla ivme kaybeden CHP’nin ilk sorunu olan Genel Baskan degisimini seçimden önce çözmemesi halinde, en azindan sosyal demokratlarin oyunun o gün var olan ikili dagilimdan öte gidecegi ve üç-dört partiye dagilabilecegi, ya da önemli oranda oyun sandiga gelmeyecegi idi. Öyle de oldu.
Sorun, Deniz Baykal’in karakteri, becerileri veya niteliginde degildi. Ya da Kemal Dervis genel baskanlik için tek isim degildi. Ancak o tarihte Dervis kamuoyundaki imajiyla en uygun isim gibi görünüyordu. Fakat bugün Dervis’in o imaji koruyamadigi rahatlikla söylenebilir.
Uzun politik deneyimimin bana ögrettigi en önemli seylerin basinda su gelir: Bizim gibi ülkelerde halk oyunu ideolojik veya program farkliliklarindan çok, parti liderinin imajina bagli olarak kullanir. Bu Menderes-Inönü arasinda oldugu gibi, Özal-Erdal Inönü arasinda da böyle olmustur. Ismet Pasa’nin yanlislarindan çok, Ecevit’in Karaoglan imaji CHP’yi %42 oylara çikarmistir.
Baykal, ilk günlerimizde, ben basta, yiginlarca CHP’linin beklentisine yanit veren bir imaj üstünlügü saglamisti. Ancak kisa süre sonra Ecevit’le baslayan ve sonra Erdal Inönü, Hikmet Çetin, Murat Karayalçin ile süren parti içi yarismalar yüzünden Baykal, halk katinda hak etmedigi olumsuz bir imaja büründü. Lider politikacinin kim ve ne oldugu önemli degildir. Önemli olan ve sonucu belirleyen ne gözüktügüdür. En iyi dostu olarak kendisine bu gerçegi anlatamadim.

BAYKAL GEREGINI YAPMALI
Herkesin dikkatini çekmedigini sandigim bir küçük noktayi çok önemli oldugu için belirtmek istiyorum: CHP seçim otobüslerinde su yazilidir: “Sen hep hakli çiktin.” Oysa bunu okuyan yurttasin büyük bölümü böyle düsünmedi, düsünmüyor. Iste bugün ortaya çikan seçim sonuçlari yalin bir sekilde Baykal’a, “Sen Haksizsin” diyor. Olan elbette Baykal’a olmadi. CHP bu sabah (29 MART 2004) bir yazarin çok dogru yorumuna göre, “Artik ana muhalefet de degil, bugünden sonra iktidara karsi, bölgesel muhalefetlerden biri, yani sadece deniz kenari bölgesi muhalefeti olmustur.”
Türk demokrasisinin her zaman oldugu gibi bundan sonra CHP’ye 1950’den daha çok ihtiyaci vardir. Nerede ise denize dökülmek durumuna düsen CHP’yi yeniden ANADOLU’ya çikarmanin ve ALTI OK’u Ankara Kalesine asmanin yolu bulunmalidir.
CHP’nin bu sorumlulugunu üstlenmesi için önce Deniz Baykal’in liderlik anlayisinin geregini yapmasi gerekir. Inaniyorum yapacaktir ve Antalya milletvekili olarak CHP’yi gelecek seçimde kendi memleketinde yeniden birinci konuma yükseltecektir. Bunun ne zaman ve nasil olacagini kendisi hepimizden iyi bilir.


Haber NO: 111

Kategori: NTVMSNBC