Yazdırma tarihi : 16.01.2025

dertlesmek 2

Tarih: 9.08.2018 16:47:20


CHP’de muhaliflerin (Cumhurbaskani adayi Ince’nin), “kadro degisimi” gerekçesiyle istedikleri olaganüstü kurultayi,
 


Genel Merkezin (Genel Baskan Kiliçdaroglu’nun) yapmayacagi bastan belli idi.


Simdi de yargi yoluyla zorlarlarsa, sonucun Bahçeliyle Aksener kavgasina dönecegini ve daha da içinden çikilmaz bir durum dogacagini da biliyorlar! Bilinçli olmasalar da, bu yipratmanin, Genel Baskan Kiliçdaroglu’nun önümüzdeki yerel seçimi kaybetmesine ve birakip gitmesine sebep olacagini düsündükleri (hesapladiklari) görülüyor. Ben, 1976 Kurultayindaki ilk "kadro degisimi" hareketinin” en inançli sorumlularindan biriydim. B. Ecevit’e ve E. Inönü’ye karsi defalarca yaptigimiz girisimlerden sonuç alamadik. Ne zaman ki, 12 Eylül darbesinin kapattigi CHP açildi, o hareket 1992 açilis kurultayinda Deniz Baykal’in Genel Baskanliginda yeniden yola koyuldu. Ama merkez solda, CHP, SHP ve DSP bölünmüslügü 2002 seçimine dek asilamadi. 2003’den sonra meydan CHP’ye kaldi ama 2010'a kadar AKP'nin tirmanisi durdurlamadi. Genel Baskan degisimine ragmen, 2011 seçiminden beri dokuz seçimde de anlamli bir basari saglanamadi. Bu son olumsuz çekisme bir kez daha gösterdi ki, ilkesel açidan “degisimin gücü” olmasi beklenen CHP’de parti içi yaris, tümüyle anlamsiz bir “sen-ben” çekismesine dönmüs durumda. On bes yil boyunca sür-git hale gelen bu hastaligin nasil kök saldigini belgeledigi için belki birilerinin yüzünü kizartir(!) düsüncesiyle, 2003’teki bir yazimi, virgülüne dokunmadan yinelemek istedim. xxx DERTLESMEK (12 Ekim 2003) Her yerde oldugu gibi, Izmir’de de CHP delege seçimlerinde Tüzüge Aykirilik tartismasi var. Gaziemir Ilçe Eski Baskani Ramazan Kaya telefonda, seçimlerde 49 usulsüz yeni kayit yapildigini söylediginde, Baykal “Bunlar ne yapmak istiyor” diye üzüntüsünü belirtmis. Disaridaki sade yurttas için CHP’de degisen bir sey yok, partide ve mecliste eskiden beri ne oluyorsa, sanki halk ayni filmi tekrar tekrar seyrediyor. CHP’nin ana muhalefet görevini en iyi sekilde yapmasi ve 8 ay sonra yapilacak yerel seçime partiyi hazirlamak için, Genel Baskanin yalniz basina durmaksizin dolastigi ve çalistigi da yadsinmaz bir gerçek. Ne var ki parti yönetiminin en üst politikaci takimi her seyi birakmis, gelecek kurultayi kazanmak için mahalle delegelerinden baslayarak kendi aralarinda kiyasiya bir kavgaya girmisler. Istanbul, Ankara, Izmir’de önceki yillarda olan hukuksuzluklar, çirkinlikler bir kere daha yasaniyor. Ciddi yazarlar sütunlarinda taraflarin söyledigi incir kabugunu doldurmaz dedikodularla kamuoyunda partiyi yipratmaya devam ediyor. Yillar süren ve partiyi barajin altina düsüren nedenlerin basinda gelen parti içi tartismalar, kavgalar, tasfiyeler, olaganüstü kurultaylar partiyi tam bir dikensiz gül bahçesine zaten dönüstürmüstü. Bu bahçede kim neyi paylasamiyor, halk anlamiyor. Bütün nesnel kosullarin CHP’nin yararina olmasina karsin, partinin düsüsünün önüne geçilememesi, Genel Baskan disindaki ünlü-ünsüz Milletvekillerinin, Belediye Baskanlarinin geleceklerini kurtarmak telasina soktugu görülüyor. Herkes Yerel Seçimleri, 1999 genel seçimlerine benzer gelismelere gebe gibi görüyor. Genel Baskana sonuna kadar sahip çikanlar basta, bazilari Nisan 2004 sonlarinda partiyi ele geçirmenin, sanki ön muhasebesini yapiyorlar. Genel Baskan yerel seçimleri, AKP için bir dönüm noktasi olarak belirledi ve açikladi. Yurttastan bu seçimlerde Tayip Erdogan’a dersini vermesini isterken Baykal, Nisan 2004 seçimlerinin kendisi içinde Sirat Köprüsü olacagini dürüstçe, yüreklice ilan etmis oldu. Hiç kimse CHP’yi kendi geleceginin siçrama tahtasi sanmasin. CHP’ye Deniz Baykal’dan sonra bas olmak için kendisini hazir görenin, önce Deniz Baykal’in düzeyinin ve niteliklerinin yarisini olsun kendisinde, çevresinde bulmasi ve de Halkin onu kabullenmesi, sonrada ortaya çikip “Iste ben, O adayim” diyebilmesi gerekir… Ismet Pasa’dan, Ecevit’ten Baykal’dan sonra çok kisi partiye Genel Baskan oldu. Oldu da ne oldu, oturduklari koltugu hiç biri iki yil hak edemedi, koruyamadi. Atatürk’ün koltugu AKP’nin, Genç Partinin koltugu degil ki, seçilmek yeterli olsun. Bir Ecevit, Bir Baykal kadar Kuvay-i Milliyeci ve Çagdas Soysal Demokrat olmak gerekir. xxx Yüz kere okusak ta, sanirim kimse üstüne alinmaz? Görülen o ki bu kez de, K. Kiliçdaroglu tarafiyla M. Ince tarafinin karsilikli sürdürdügü bu tartisma (kavga), yerel seçime dek tirmanacak. Ama ne acidir ki taraflar, 24 Haziran’da 81 Milyonun adayi olarak Muharrem Ince’nin genç kusaklarda yeserttigi umutlarin, bir ay içinde solup gittigini görmemekte direniyor. Yaziklar olsun...


Haber NO: 1122

Kategori: BiGazete