|
ABD’nin dünyaya dayattigi politikalarin, hangi gücünden kaynaklandigini birilerinin(!) gözüne sokabilmekti. Ayrica, Baskan Trump’in nükleer anlasmadan çekilmekle, daha da artan teknolojik silah gücüyle, önce Iran herkesi tehdit ettiginin, altini çizmekti. Ancak, bu konuyla ilgisi nedeniyle, Türkiye’nin ABD (Donald Trump) ile tirmanan krizine, deginmem gerekti. Türkiye’nin hizla artan yapisal ekonomik ve mali sorunlari ve agir döviz borcu ve de Federal Reserve’in (Amerikan MB) faiz yükseltmesi yüzünden zaman içinde dolar yine yükselecekti. Papaz Brunson sadece isin tuzu biberi oldu. Dolaysiyla, somut önlemler almak varken, “onlarin dolari varsa, bizim de Allah’imiz var” anlayisiyla, ABD ile politik “dalasiya” girmek, akilla ve sorumlulukla bagdasmadi, bagdasmaz da. ABD Baskani Trump’in Iran’la var olan nükleer anlasmadan çekilmesi ve son olarak çok boyutlu ambargo politikasi, basta AB üyeleri ve Çin olmak üzere hemen gelismis büyük ülkelerin hepsinden tepki gördü. Onlarin bu tepkisi sanilmasin ki, sadece ekonomik açidan görecekleri zarar yüzünden. Özellikle Almanya, Ingiltere ve Fransa’nin asil endisesi, Baskan Obama’nin basini çektigi çabalar sonucu durdurdugu uranyum zenginlestirme (nükleer silah üretimi) faaliyetini Iran’in, yeniden baslatmasi. ABD 73 yil önce 6 Agustosta, Japonya’nin Hirosima kentine ilk atom bombasini atti. Ünlü Fransiz yönetmen Alain Resnais’in filmi, Türkiye’de “Hirosima Yaniyor” adi ile izledigimiz “Hiroshima mon amour (1959)”, sinema tarihinin en çok ödüllü bir gerçek sanat eseridir (Genç kusaklarin izlemesini öneririm). 6 Agustos 1945’te ABD Baskani Harry Truman kongrede sunlari söylüyordu: “Bir Amerikan uçagi, 16 saat önce Japonya’nin önemli bir askeri üssü olan Hirosima’ya bir bomba atti. Bu bir “Atom Bombasidir”. Bu bomba tarihte kullanilan en büyük bombadan iki bin defa daha etkili ve 20 bin ton dinamitten daha güçlüdür. Almanlar bütün çalismalarina karsin bu atomik bombayi yapamadiklari için biz çok sansliyiz. Istersek bu bomba ile bütün Japonya’yi yok edebiliriz. Ben kongreden Amerika içinde atomik gücün üretimi ve kullanimini kontrol etmek için bir komisyon kurmasini istiyorum. Ve ben yine, bu atomik gücün, dünya barisinin etkili ve kalici bir sekilde korunmasi yolunda kullanilmasi konusunda alinacak kararlarda kongrenin bana destek olmasini dilerim”. Tarihin en büyük insan katliaminin yetmis üçüncü yilinda Hirosima’da, her yil oldugu gibi bu yil 6 Agustos sabahi “Baris Çani” bir kez daha çalindi. Törende dünya barisi için "umutlar sönmesin" istendi. Ne var ki, basta çevremiz dünyada, savaslar ve terör yüzünden, binlerce Can yitip gitmeye devam ediyor. Zaten Baskan Truman’in 73 yil önceki yukaridaki sözlerinden hemen sonra, basta o zamanki Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi (bu günkü Rusya Federasyonu) olmak üzere birçok ülke, dünya barisi için degil de, kendisini ABD’den korumak nedeni ile bir yolunu bulup nükleer silah yapmayi basardi. Israil, Hindistan, Pakistan çoktandir nükleer güç sahibi ülkeler arasindalar. Bir yandan ABD, Rusya öte yandan Çin hatta son dönemde Hindistan, daha çok ve üstün teknolojik öldürme alet ve makinelerini üretmek ve satmak için el altindan bir birlerini yemekteler. Iran’in ezeli düsmani Israil’e karsi nükleer güce sahip olma politikasi, her zaman gündemindedir. Türkiye’nin nükleer enerjiye sahip olmasina batililar hep engel çikardilar. Simdi Ruslarla adi konan santral girisiminden, bilinsin ki ABD, S-400’lerden daha çok rahatsizdir. Çünkü Çevreciler karsi çiksa da Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yakin tarihi komsusu Iran’in nükleer silaha sahip olmasinin gerisinde kalmama dosyasini, her zaman kasasinda açik tutmustur. Yakin geçmiste sanildi ki, Dogu Bloku (Sovyetler Birligi) çökünce ve soguk savas bitince, basta ABD, silahlanma yarisi yavaslar. Görüldü ki, umutlar bosuna imis! Firsat ve güç bulan her ülke tirmanisa katilmak için halkini fedakârliga zorluyor (Iran gibi). Dileriz er ya da geç baris sevdalilari kazanir. Asla unutmayalim, unutturmayalim: sadece Hirosima’da bir tek bomba ile 245 bin can yok oldu. |
