Yazdırma tarihi : 16.01.2025

KIBRIS’TA BAYKAL’IN ÖNEMI

Tarih: 1.04.2004


1974 Kibris Baris Harekâtina karar veren I. Ecevit Hükümetinin üyeleri arasindan dört CHP’li Bakan bugün de, CHP’de eylemli görev yapiyoruz. Ben sade bir üyeyim, Deniz Baykal Genel Baskan, Önder Sav Genel Sekreter, Ali Topuz Meclis Grup Baskan vekili.
 


“Çözümsüzlük Türkiye için en iyi çözümdür” anlayisi uzun yillar Türkiye’nin Kibris konusunda temel politikasi oldu. Bu ilkeyi 1975’lerde ilk ortaya atan bir degerli dis politika profesörüdür.

CHP, 1995 Gümrük Birligi anlasmasinin imzalandigi tarihe kadar bu politikayi içtenlikle sürdürdü. Gümrük Birligi’nin imzalanmasi sirasinda CHP-DYP koalisyon hükümeti isbasinda idi ve Deniz Baykal Disisleri Bakaniydi. Baykal, o imza ile birlikte Avrupa Birligi yolunda Türkiye’nin artik dönülemez bir yola girdigini en iyi bilenlerden birisidir. Dolayisiyla, CHP’nin o tarihe kadar bence de hakli olarak benimsedigi o, ‘‘çözümsüzlük çözümdür’’ politikasinin gerçekçi olmadigini herkesin görmesi artik kaçinilmazdir.

2002 seçimlerine kadar muhalefette oldugu ve Meclis’te olamadigi dönemlerde Baykal’in bu politikayi degistirdigini açiklamasini beklemek haksizlik olurdu. Çünkü Hükümet ve Meclis düzeyinde olmadikça, hariçten gazel okumasini Baykal gibi sorumlu ve ciddi bir politikacidan zaten kimse beklemezdi.

Ancak, özellikle son seçimlerde Kibris’ta ortaya çikan yeni tabloyu da gördükten sonra, Baykal’in artik çözümsüzlükte israr etmesinin dogru olmadigini görecegini bekliyordum. O nedenle Kibris seçiminden hemen sonra bir gazetede “Önemli Gelisme: CHP Kibris Politikasini degistiriyor.” seklindeki haberi okuyunca sevinmistim. Çünkü Baykal o somut önerileri ile, Kibris’ta çözüm isteyen yurtiçindeki ve yurtdisindaki ciddi çevrelere en önemli destegi ve formülü vermis oluyordu.

Baykal diyordu ki, “Sorun çözülemez noktaya geliyor. Toprak/Sinir konusunda oturup konusulabilir ve bir sonuca varilabilir. Ancak, göç/nüfus konusu çok önemli. En büyük sorun burada. Hem toprak sorunu, hem de nüfus sorunu görüsülebilir ve her konuda çözüm saglanabilir.” Baykal’in bu sözleri bana göre bugünde sorunun çözümünü saglayacak yaklasimin ana noktalaridir ve bunlar Annan planinin içindedir.

Yumurtanin kapiya geldigi bu günlerde ise sorumsuz çevrelerin engellemeleri yeniden öne çikmaya basladi. Sinan Aygün’ün ne yapmak istedigini kimse anlamis degil. Aslinda, ciddiye alinacak birisi olmadigini Baykal, Altan Öymen’i yenerek yeniden CHP’nin basina geldiginde, elinde çiçeklerle kutlamaya gidip, “Senden özür dileriz, sen hakliymissin” dedigi gün, herkesin görmüs olmasi gerekir. Denktas’tan Ecevit’e kadar, Kibris’ta geçmis hakliliklarini tam bir anlamsizliga dönüstürenler, bu Sinan Aygün’den medet umar hale gelmisler! Gelinen asamada, Kibrista çözüme ulasmak yolunda onlarda görmezlikten gelinebilir ama, kisiliklerine ve sifatlarina saygisizlik olur.

Ertugrul Özkök, birinci tezkerenin çikmamasi nedeni ile artik, “Büyük Ortadogu projesinin küçük ortagi olarak kaldik” diye yaziyor. Bu gorüsüne bende katiliyorum ve böyle güvensiz ve korkak davranilirsa, bir yil sonra Kibris’ta da ayni duruma düsme olasiligi vardir.

Bu nedenle, bugünlerde önemli olan Baykal’in tutumudur. Birinci tezkerede iç politika nedenleri ile yapilan yanlislik simdi Kibris’ta yapilmamalidir. Basbakan göründügü gibi Kibris’i Türkiye’nin yararina çözmek istiyorsa, 1974’den beri sorunun içinde olan bir sorumlu politikaci olarak, Baykal’i yanina almanin mutlaka bir yolunu bulmalidir.


Haber NO: 114

Kategori: Vatan Gazetesi