Yazdırma tarihi : 15.01.2025

Barışçı Dönüş Artık Çok Uzak

Tarih: 12.03.2020 19:49:49


AKP (AK Saray) açısından her ne hesap ve öngörüyle olursa olsun,
 


Suriye’ye girerken nasıl ve ne zaman geri dönüleceğinin hiç düşünülmediği artık gün gibi belli. Karşı çıkanların başından beri söylediği (bataklık) eleştirisi de, gerçek oldu. Yığınağı tırmandırarak Soçi mutabakatına dönüş sağlanacağını zan ettirenlerin, geçici ateş yaftasıyla Moskova mutabakatına razı olmak zorunda kaldıkları da bir gerçek
Başından beri ben nedenleri ve boyutları hiç benzemese de Ak Sarayın Suriye vakasını(!), gidişatı ve sonuçları açısından Beyaz Sarayın Vietnam batağına benzetmiştim. Geçen hafta Moskova’dan (Putin’den) dönerken uçakta söylenenlerden anlaşılıyor ki, barışçı bir geri dönüş, artık çok uzak.
Bu saptamalarımdan sonra, yıllar önce Beyaz Saray’ın (ABD Başkanı Lyndon Johnson’ın) Vietnam savaşı ile ilgili bir yazımı, bu güne göre yinelemek istedim; Yorumunu okurlarıma bırakıyorum:
Lyndon Johnson, ABD tarihinin en acı olayı olan Vietnam savaşını tırmandıran ve 20. yüzyılın en kanlı savaşı olarak ABD'nin utanç belgesi haline gelmesine neden olan başkan olarak tarihe geçmiştir. Johnson'ın yaşamının son dönemini konu alan bir film çevrilmişti. Başkan’ı gerçeğe uygun anlatıyordu. Suriye’deki bu sıcak günlerde isterdim ki, başta liderler, savaşın sorumluları bu filmi seyretmiş olsunlar. Herkesin çıkaracağı önemli dersler olduğuna inanıyorum.
Sözünü ettiğim filmde, savaşın tırmandırıldığı günlerde, Beyaz Saray'da yaşananlarla, Başkan Johnson'ın iç dünyası yansıtılıyor. Önceki başkanlardan Bush gibi Johnson da Teksaslıdır ve kovboy şapkası ile özdeştir. Ancak petrol zengini Bush'tan sınıfsal olarak farklıdır. Bir anlamda kasabalı Teksaslıdır. Alt ve orta sınıf Amerikalının sevdiği, halk adamı bir politikacıdır.
Kennedy'nin başkanlık seçimlerinde bu niteliği ve oy gücü dolaysıyla başkan yardımcılığını elde etmiş bir politikacıdır. Ancak, Başkan olduktan sonra, mağrur ve güçlü Kennedylerin tersine Washington'daki derin ve zinde güçler karşısında eziktir. Beyaz Sarayın en önemli konusunun Vietnam olduğu o günlerde Johnson, savunmanın başında olan McNamara gibi üstün zekâlı ve hırslı kişilerden kurulu bir kadroyla çalışıyor.
Bu kadro, Başkanı "daha çok asker, daha çok silah ve daha çok para" diye tam bir baskı altına almış. Savaş kuzeye doğru hızla tırmandırılıyor. Kitle imha silahları ve yoğun B2 bombardıman uçakları ile Vietnam yeşillikleri, kızıla dönüyor. Bugün-yarın kesin sonuç derken, ABD gittikçe batağa saplanıyor. Ta ki, Johnson’un Demokrat Partisi 1968 başkanlık seçimini yitirene kadar…
Film orada bitiyor. Gelelim o seçim sonrası gerçekte olanlara; 1968 seçimini kazanan Cumhuriyetçi Richard Nixon, savaşı bitirme vaadi ile geldiği Beyaz Saray'da, giden Başkan Johnson'u ağır şekilde suçlayarak göreve başladı. Ve “neden girdik Vietnam’a” diyerek savaşı sona erdirmeye yöneldi. Sonuçta, 58.193 ölü ve 153.363 yaralı Amerikalının ve yaklaşık asker-sivil 1,5 milyon Vietnamlının yaşamına mal olan savaş, ABD tarihinin en kanlı sayfalarından biri oldu.
Dileriz Türkiye’miz illa bir seçim sonucunu beklemek durumunda kalmaz!



Haber NO: 1221

Kategori: BiGazete