. İnsanın, paranın ve malın sınır tanımayan dolaşımını etkisi altına alan küresel rüzgârların taşıdığı Covid-19 virüsü de, 2020 yılının en, en acil gündemi oldu artık. Dolaysıyla düne kadar AKP (AK Saray) ile tartıştığım politik gündemi bu hafta geçiyorum. Yine de, haberlerden çıkardığım çok önemli iki konuyu özet olarak aktarmak istedim;
İlki, AK Saray’ın özel kasası durumundaki “Varlık Fonu” ile ilgili: --Kuruluşundan bu yana bünyesine dahil edilen şirketlerle tartışma yaratan Türkiye Varlık Fonu’nun 2018’e ilişkin denetim raporları yasal süresinin üzerinden 5 ay geçmesine karşın TBMM’ye sunulmadı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 24 Ocak 2020’de TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a fonla ilgili denetim raporlarının Meclis’e gelmemesiyle ilgili soru önergesi verdi. Ancak Özel’in verdiği soru önergesi de yaklaşık 50 gün bekletildikten sonra 10 Mart 2020 tarihinde işleme konuldu. Konuya ilişkin verdiği soru önergesinin 47 gün sonra işleme alınmasına tepki gösteren Özel, “Varlık Fonu’nun denetim görevi Meclis’te olduğu ve kanuna uyulmadığını itiraf etmemek için bu önergeye adeta ölü taklidi yapılıyor” dedi. Önergenin bir gerekçe gösterilmeden bekletilmesine tepki gösteren Özel, şöyle devam etti: “Bütün varlığımız hatta gelecekteki varlıklarımız bu fona konulmuş durumda. Fonun zaten denetimi şeffaf değil, Meclis’e bile yollanmıyor. Şentop’a sorduğum önergede, bu fon ile ilgili denetim kanununu hatırlatarak raporların getirilmeyiş gerekçesini sormuştum. Şentop konuya ilişkin TBMM Genel Kurulu’nda yaptığım bir konuşmanın ardından önergeyi yaklaşık 50 gün bekleterek ancak 10 Mart günü işleme koydu. Kendisini Erdoğan’a ve damadına siper eden bir Meclis Başkanı görüntüsüyle karşı karşıya kalmış olmak, kuvvetler ayrılığıyla taban tabana çelişen bir tutumu da gösteriyor. Karşımızda kendi yaptığı anayasaya uymayan, kendi çıkardığı kanuna uymayan bir yapı, kendi sorumluluğundaki içtüzüğe uymayan bir anlayış var. Öte yandan, Fon bünyesinde Ziraat Bankası, Halkbank, Türkiye Petrolleri, BOTAŞ, PTT, TÜRKSAT, Borsa İstanbul, Milli Piyango, TCDD, Türkiye Denizcilik İşletmeleri, Eti Maden, ÇAYKUR, Türk Hava Yolları, Türk Telekom ve mülkiyeti Hazine’ye ait bazı taşınmazlar yer alıyor.— (Cumhuriyet Gazetesi)
İkincisi, 2 Mart’ta yapılan İsrail seçimleriyle ilgili BBC’den çıkardığım özet: --İsrail'de dün seçmenler bir yıl dolmadan üçüncü kez sandık başına giderek oy verdi. Resmi olmayan sonuçlara göre mevcut başbakan Benyamin Netanyahu'nun liderliğini yaptığı muhafazakâr Likud seçimi birinci tamamlayan parti oldu. Ancak Likud, 120 sandalyeden oluşan parlamentoda salt çoğunluğu sağlayamadı. Likud'un iktidarda kalabilmesi için sağcı partilerin desteğini sürdürmesi gerekiyor. Netanyahu'nun resmi sonuçlar açıklandıktan sonra koalisyon kurmak için diğer partilerle görüşmeler yapması bekleniyor. 70 yaşındaki Netanyahu'nun davası iki hafta sonra Kudüs'te başlayacak. Unutulmamalıdır ki, Netanyahu başbakanlığında kurulması muhtemel olan 35. hükümet, ilk icraatlarını Trump’ın sözde barış planı doğrultusunda gerçekleştirecektir. Bu minvalde İsrail sağının bu seçim zaferi, tüm toplumu derinden sarsacak krizler silsilesini tetikleyecektir.—(BBC)
İsrail'de yapılan seçimlerin sonuçlarını DW Türkçe'ye değerlendiren Tel Aviv Üniversitesi'nden Dr. Hay Eytan Cohen Yanarocak da, “seçimlerin, sağ partilerin galibiyetle tamamlaması beklenen bir sonuç. İsrail halkının çoğunluğu artık soldan merkeze, merkezdeki birçok seçmen de sağa kaymış vaziyette. Çünkü taraflar kendi isteklerini karşı tarafa dikte ettirmeye çalışıyor. Bana sorarsanız Ortadoğu'da barış denilen şey bir şekilde savaşsızlıktır. Bu savaşsızlık halini şu anda en iyi götüren de sağ blok ve Likud partisi olduğu için anladığım kadarıyla İsrail halkı bu şekilde bir karar verdi" dedi. |