Yazdırma tarihi : 15.01.2025

Darbelerin yasayla önlendigi görülmemistir

Tarih: 10.05.2004


Deniz Baykal, Hükümete “Askeri Darbeleri önlemek için gerekli yasal degisiklik teklifini getirin, Meclis’ten çikaralim” demis. Bu bir gazetemizde yer alan haber basligi.
 


Otuz yillik politikaci ve hukukçu Deniz Baykal’in kendisine sorulan soruya karsilik da olsa, bu yanitinin altinda yatan amacini anlayabilmis degilim. Çünkü demokrasi ile yönetilen ülkemizde, egemenligin kayitsiz sartsiz millete ait oldugu ve bu yetkiyi halk adina seçilmis vekillerin eliyle TBMM’nin üstlendigini en iyi bilenlerin basinda Baykal gelir.

Türkiye’de hiç kimse, 27 Mayis 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 Darbelerinin, “Anayasal Bir Hakkin Kullanimi ya da bir Yasal Yetki Sonucu” yapildigini söyleyemez. Dün yapilan bir toplantida, gazeteci, yazar Cengiz Çandar, “Türkiye’de laiklik tartismasi, Cumhuriyetin Bekçisi(!) olan Askerlerin tanimina göre belirlenir, Askeri Darbelerin hepsinin de arkasinda Silahli Kuvvetlerin kendilerince benimsedikleri laiklik gerekçesi vardir” diyor.
Bence de, “Gericilik - Dinin siyasete alet edilmesi - Devrim yasalarindan ödün verilmesi - Siyasal Islam tehlikesi” gibi nedenler, 1950’den sonra ülkede yasanan darbelerin (28 Subat 1997 de dahil), yazili gerekçelerinde açikça yer almistir.
1960 Ihtilali (Böyle tanimlayanlar vardir) genis kapsamli, içinde siyasal idamlarin da bulundugu, toplumda olumlu, olumsuz derin etkiler yaratan ilk askeri darbedir. Genis bir kesimde, darbenin asil kararini verenin, Ismet Pasa oldugu hep söylenmistir. Darbeye giden yolda, Istanbul ve Ankara’da üniversite gençliginin 28 - 29 Nisan eylemlerini CHP’nin yönlendirdigi, silahli kuvvetler içinde darbe hazirligi ve planlari yapan subaylari CHP’nin cesaretlendirdigi hep tartisilmistir.
12 Mart oldugunda CHP Genel Sekreteri Ecevit, darbenin “Ortanin Solu” siyasetine karsi yapildigini söylemis, o yüzden Ismet Pasa ile ayriliga girmistir. O kavga, Ecevit’in CHP’ye Genel Baskan olmasina, Ismet Pasa’nin partiden istifasina kadar varmistir.
12 Eylül 1980’de Demirel’in 3. Milliyetçi Cephe Hükümeti iktidarda idi. CHP mecliste, benimde aralarinda oldugum en çok milletvekili sayisina sahip partiydi. Darbeyi izleyen günlerde generallerle Ecevit arasinda, Ecevit’in kisa süre hapse girmesine kadar varan gerginlikler yasandi. O siralar Ecevit’in CHP’nin son Genel Sekreteri Eyüboglu için, “Silahli Kuvvetlerin komuta kademesini darbe için cesaretlendirdigini” çagristiran sözler ettigi animsanir.
28 Subat 1997’de, Erbakan’in Basbakanlik’tan gidisi de post-modern bir askeri darbedir. Cumhurbaskani Demirel’in o olayda etkisi oldugu tartisilmistir. Çogunluga göre, Demirel’in Devlet Adamligi ustaligi olamasa, o tarihte de açik bir darbe önlenemezdi. O zaman, CHP Meclis’te muhalefette idi.
Görülüyor ki, Türkiye’de yasanan darbelerin hiçbirinde CHP iktidarda degil. Ona ragmen, yasanan Askeri müdahalelerinin hepsinde de, dogrudan veya dolayli, kendi içinden ya da disindan, CHP’nin parmagi oldugu savi, söylentisi ya da dedikodusu ortaya atilmistir. Ancak, sorumlu ve yetkili durumda olanlar ve olaylarin içinde bulunanlar CHP’nin yasanan darbelerin hiç birisinin arkasinda ve içinde olmadigini bilirler. Ben olmadigina ilk ikisinde dolayli, digerlerinde dogrudan tanik olan birisi olarak, kesin inaniyorum.
Türkiye’de “Darbelerin Tarihi” yazilirken, simdiye kadar yasananlarin, Muhafazakâr Laiklikten ödün verme egiliminde olan ve Sagci, Liberal - Kapitalist partilerin hükümette oldugu dönemlere rastladiginin alti çizilecektir. Ayni tarihin, yukarida belirttigim gerçegi de yazacagini saniyorum.
Avrupa Birligine girmek için Kibris’ta ciddi ödünlerin verildigi, Demokratiklesme konusunda kat edilen yolun dünyanin her yerinde takdirle karsilandigi su sirada Baykal’in, gelecek bir darbeyi önlemek için, alinacak yasal önlemeler konusunda, Tayip Erdogan’a öneride bulunmaktaki amacini anlayabilenin oldugunu sanmiyorum.
Bu önerinin, CHP’nin kendi siyasal gündemini degistirmek için ortaya atilmis olabilecegini ise düsünmek bile istemiyorum.


Haber NO: 127

Kategori: NTVMSNBC